12- 最后一具尸体

2.9K 389 479
                                    

"TANRIM, LÜTFEN YARDIM EDİN!"

Onlara doğru topallayarak gelen kızı görmüşlerdi. Kısa boylu çocuk kızın yanına koştu. "İyi misiniz?" Kız kafasını olumsuz salladı. Titreyen elleri ile evi gösterdi. "Lütfen içeride bir katil var. L-lütfen yardım edin."

Kız ellerini birleştirmiş yalvarıyordu. Kısa boylu oğlan kızın kolundan tutmuştu. "Yanımızda güvendesiniz. Ama bana eşlik etmeniz gerek nerede tam olarak?" Kız ağlamaklı bir ses ile kabul etti.

Kız, iki oğlanın Jisung'u alt edeceğini düşünerek onlara yolu gösterdi. Oğlanlar ise peşinden gidiyordu. Sokağa geri girdiklerinde kısa boylu oğlan gülümsedi. "Ben Ten. Bu da Taeyong. Size yardım edeceğiz." Kız kafa salladı. Ayağı az da olsa iyileşmişti. Kız bahçeye girdiğinde Ten kızı takip ediyordu.

"Korkmayın lütfen." Kız zorlukla kafa salladı. Eve tekrar girecekleri sırada kiz duraksadı. "Ben giremem."

Ten kaşını kaldırdı. "Kocaman ev bize yardımcı olun lütfen. Cezasını çekmesini istemiyor musunuz?" Kız kafasını eğdi. Ten kızı manipüle edici sözler söylerken kız gaza gelip ksfa salladı. Taeyong şaşkınlık ile elini ağzına götürmüştü. Tanrım bu ne?

Kız içeri girdiğinde sağ taraftaki merdiveni gösterdi. Taeyonga hararetli hararetli bir şeyler anlatıyordu. Kızın arkası dönükken Ten'in seslenmesi ile öne doğru döndü. Dönmesi ile yere düşmesi bir olmuştu. Ten gülümseyerek kızın kafasında parçalanan vazoya baktı. Yerinde zıplamış elini çırpmıştı. "Tanrım çok eğlenceli." Taeyong Ten'in bu hareketine gülümserken birden bağırdı Tayeong.

"JİSUNG BEY PAKET SERVİSİ." Jisung gülümseyerek sallana sallana merdivenin başına geldi. "Kargocu mu?" Ten kafa salladı. "Aynen kardeşim aras kargo aç kapıyı."

Kız kendine yeni yeni gelmesi ile teni karşısında görmesi ile afalladı. "Ne oldu?" Ten yüzünü düşürdü. "Bayıldınız hanımefendi." Kız kafasını sallamış kendine gelmeye çalışıyordu. Tam gözlerini ovmak için elini kaldıracakken birbirine bağlı olduğunu gördü.

"Şaka misiniz siz?!" Kız bağırırken Taeyong yüzünü buruşturdu. "Sesi de çok kötü." Ten, Tayeong'u dürtmüştü. "Salona iniyorum. Taeil birazdan gelir. Eşyaları taşıyacağız sende gel yardım et alacaklarım var." Alacaklarından kastı, vitrinde parıl parıl parıldayan 100 takıydı. Daha nicesi...

Taeyong kafa sallamıştı. İkili kapıya yöneldiğinde kız bağırdı. "Ben ne olacağım?" Ten hatırlamış gibi kafa salladı. "Ah patron ilgilenir sizinle işimiz var. Biz kargocuyuz kızım. Ne işimiz olur böyle şeylerle." Tayeong onayladı onu. "Ne demek istiyorsunuz?" Taeyong elini kıza doğrulttu.

"Patron gelecek ve ilgilenecek. Bize soru sorup durma kargocuyuz dedik ya amına koyayım." Kapıyı açmış dışarı adım atmıştı. Ten de bir eli ile selam vermiş diger eli ile de olmayan eteğinin parçalarını kaldırmıştı. Prenses gibi selam verdiğinde arkadan gelen kahkaha ile Ten de gülümsemiş kapıyı kapatmış kilitlemişti.

Kız şaşkınlık ile eline bakıyordu. Yine aynı odadaydı. Jae karşısında güller içinde oturuyordu. Jisung bıçak ile Jae'nin derisine resim çizmişti. Kız elindeki ipi çözebildiğini farketmiş ellerini yumruk yapıp içinden çıkartmıştı. Kız emekleyerek Jae'nin yanına gitmiş kanlı vücuduna elini koymuştu. "Jae..."

"Resmi beğendin değil mi?" Kız sesi gelen yere döndü. "Jisung ne yapmaya çalışıyorsun? Yalvarırım bırak beni gideyim." Kız ağlamaya başladığında Jisung onu umursamadan kendini biraz ilerideki koltuğa attı.

Altın Kapılarımız Kan Oldu Minho - MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin