0.4

326 30 14
                                    

İyi okumalar.

Adresin yazdığı yere varmak üzereydiler. Yol on dakikalık uzaklıklaydı ve arabayla kolayca varabilmişlerdi. Oradaki barmen açık bir adres vermemişti. Nerede olup olmadığını dahi bilmiyorlardı. Yoongi bunu bilmediği için yakındı.
"Hyung, şu baksana!" Diyerek Taehyung parmağıyla uzak bir yeri göstermişti. Birileri havada kaykayıyla şovlar yapıyordu. Yokuşun aşağısında bir kaykay parkı olmalıydı. Yerde sürtünen tekerlerin sesleri yanlarına kadar geliyordu.

"Gidip oraya bakalım mı?"

"Buraya kaykay sürmeye gelmedik Taehyung."
Esmer olan Yoongi'nin kolunu çekiştirmiş ve bir çocuk gibi mızmızlanmaya başlamıştı. "Daha önce hiç canlı canlı kaykay süren kişiler görmemiştim. Biraz izleyelim lütfen!"
Yoongi gözlerini devirmiş ve kendiside ne yapıp ne yapmayacağıni bilmediği için kabul etmişti. Taehyung kollarını Yoongi'ye sarmış ve o şekilde o merkeze yürümeye başlamışlardı.

Parkta bir sürü genç doluşmuştu. Yüksek seste bir şarkı ve çoğu kişi kaykay parkurlarında kayıyor, çoğu da parkın bankında oturup onları izliyorlardı. Kalabalık sayılırdı. İkisi de alışık olmadıkları için banklara doğru yaklaşmışlardı. Boş bir yer bile yoktu. Yoongi ayakta beklemeyi göze almayıp yere doğru çökmüştü. Taehyung kaykay kayanları hayranlıkla izlerken ayağı takılıp kendisine doğru sendeleyen çocuğu görünce geri çekilmiş ve kaykayıda ayağına çarpmıştı. Yoongi çatık kaşlarla o dengesiz çocuğa bakmıştı.

"Özür dilerim! İyisin değil mi?" Demişti çocuk Taehyung'un koluna dokunurken. "Asıl sen iyi misin? Az daha yere kapaklanıyordun" diye karşılık verdi Taehyung.
"Başıma hep geliyor, benim için sorun değil. Yeni hareketler öğrenmeye çalışıyordum" dediğinde kaskını çıkartmış ve uzun saçlarını salmıştı.
"Sende mi kaykay kaymaya geldin?"

"Sence bende öyle bir tip var mı? İzlemek benim için daha iyi" dedi Taehyung alaycı sesiyle.
"Öğrenebilirsin. Ben Jeongguk bu arada. Memnun oldum" dedi ve elini uzattı "Bende Taehyung." Dedi tebessüm ederek. Uzattığı elini sıktı. Jeongguk ani bir şekilde sağa doğru birkaç adım attı. Orada oturan çocuktan bir su şişesi alıp suyu içmeye başladı. Taehyung birkaç adım ileri adım attığında gözleri büyümüştü.
Tekrar Yoongi'nin yanına geçip "Yoongi hyung! O burada!" Diyerek onun kolundan tutup kaldırmaya çalışmış, Yoongi'de dengesiz bir şekilde yerinde kalkmıştı. "Çocuk gibi çekiştirme beni" diye kızdığında yanındaki heyecanlı gence söylediği yere odaklanmıştı.

Jimin'i görmüştü. Orada herkesin içinde oturuyor ve önündeki isminin Jeongguk olduğunu öğrendiği çocuğu izliyordu. Bu tesadüfe inanamamış ve arkasındaki çocuğun kendisini itip kakmasını görmezden gelerek istemsiz gülmüştü. "Taehyung, seni öpebilirim şu noktada." Demiş ve Taehyung az da olsa şımarmıştı. Emin adımlarla orada oturan sarışının yanına gitti. Yanında oturan arkadaşlarıyla kendini kaptırmış bir şekilde sohbet edip gülerken önünde gölge yapmış kişinin ayakkabılarından başlayıp yüzüne doğru süzmüştü. "Ne istiyorsun?" Dermiş gibi bakan surat ifadesini takındı. "Hatırladın mı? Barda tanışmıştık, sana yüzüğünü vermiştim vesaire. Benimle gelmen gerek. Mümkünse acil," dedi ve duraksadı "adın...?"

"Jimin" dedi oturan sarışın. Konuya bu kadar erken giriş yapması Jimin'in anlamsız suratını devam ettirmişti. Yanında oturan arkadaşları da bu duruma gülmüştü. Sağ tarafında oturan şapkalı çocuk sarışına eğilmiş ve kulağına fısıldayıp kıkırdamıştı. Jimin'de burnundan gülerek tekrar önünde duran Yoongi'ye bakmıştı. Yoongi çatık kaşlarıyla "neye güldün?" Dedi. 

Jimin, ilk kurumuş dudaklarını yalamış ve "senden iyi striptizci olacağını söyledi" dediğinde yandaki arkadaşları bir kahkaha patlattı. Yoongi'nin gözü seğirmişti fakat dediği şeyi görmezden gelmeyi tercih etti. "Bak, benimle gelmen gerekiyor, Jimin" dediğinde Jimin'in yanındaki çocuk yine lafa karışmıştı. "Hey! Niye ona ismiyle hitap ediyorsun? Belki senden yaşça büyük."
Tekrar aralarında gülüştüklerinde şaka yaptığı belli olmuştu. Jimin, aralarından kalkıp öne yürüdüğünde Yoongi'nin arkaya bir iki adım atmasına sebep olmuştu.

"Ne istiyorsun? İstediğim şeyi senden aldım zaten." Yoongi ilk afallamış ve konuşmak için ağzını açmıştı. "Seni sevgilimle tanıştırmam gerek." Yoongi'nin yine ani çıkışı
Jimin'i tekrar güldürmüştü. Taehyung o sırada Jeongguk ile muhabbete dalıp gitmişti bile. Jimin başını eğip gülmesini durdurmaya çalıştı. "Yüzsüz" ağzından çıkan kelimeyi Yoongi anlamamış ve "hah" diye ses çıkarmıştı.
Jimin tekrar ona bakarak suratını kısa bir süzmüştü. "Nasıl fantezilerin var bilmiyorum ama üçlü ilişki teklif etmek için erken değil mi?"

Yoongi şaşırarak geriye çekilmişti. "Onu kastetmiyorum ben!" Jimin tekrar güldüğünde bu Yoongi'nin sinirine gitmişti. Komik bir şey yoktu ve bu onu aşırı sinirlendirmişti. "Şaka yapıyordum. Her şeyi ciddiye alman çok tatlı." Yoongi'nin yüzü kızarmış ve çenesini kasmıştı. "O yüzüğü benim sevgilim buldu, tamam mı? Sonra bana verdi ve yüzüğün sahibiyle tanışmak istiyorum dedi. Benimde elimde olan bir şey değil. Benimle gel, şu kızla tanış ve git."

Jimin tekrar tatlı bir şekilde etrafıma göz gezdirdi. "Bunu boşu boşuna yapmam. Karşılığımı vereceksin."

"Pekâlâ, ne kadar istiyorsan veririm. Gelecek misin artık?" Jimin derin bir nefes alıp başıyla onaylamıştı. Yoongi, rahatlamış ve bu işi de kökünden çözdüğüne inanmıştı. "Bu arada karşılık için para istediğimi söylemedim" dedi Jimin.

"Ne? Ne istiyor olabilirsin ki?"

"Orasını o zaman söylerim."

•••••○○○

Uzum bir süre bölüm atamamıştım. Bekleyen kaç kişi var bilmiyorum ama devam ettirmeyi düşünmüyordum. Bin okunmaya özel devam ettirebilirim belki. Teşekkür ederim♡♡♡

𝐵𝑒𝑙𝑜𝑤 𝐻𝑒𝑟 𝑀𝑜𝑢𝑡ℎ | Yoonmin ⚣︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin