"Biraz daha sıkın dişinizi. Az kaldı"
Bütün sarayı kraliçenin çığlıkları inletirken kral Jeon eli kolu bağlı kraliçenin bulunduğu odanın kapısında volta atıyordu. Bu çocuk onların son şansıydı. Bundan önce kraliçe iki kere düşük yapmış ve halk hareketlenmeye başlamıştı. Kraliçenin lanetli olduğunu onlara bir veliaht veremeyeceğini bu yüzden kralın yeni bir kraliçe getirmesi gerektiğini düşünüyorlardı. Kral ise bu fikre hep karşıydı. Çünkü o kraliçeye aşıktı ve başkası ile yapamazdı. Onun yaşama sebebi kraliçeydi bir kere.
"Sakin olun efendim karaliçe ve bebeğiniz bu odadan sağlıklı bir şekilde çıkacak."
Muhafızı destek verircesine omzunu sıkmış ve onu rahatlatacak cümleler kurmuştu. Muhafız yong sook onun sadece muhafizı değil aynı zamanda en yakın arkadaşıydı.
"Jimin buraya gel oğlum "
Muhafız köşede oturmuş yeri izleyen küçük çocuğa seslendiğinde ikisine döndü bakışları. Oturduğu yerden kalktı ve onu çağıran babasının yanına geldi.
Küçük çocuk endişeli görünen kralın elini tuttu. Ve sıcacık gülümsedi. Küçük Jimin 5 yaşındaydı, kralın ölen ilk yavrusu ile yaşıttı. Kral bu küçük çocuğu kendi çocuğu gibi sever onun iyi bir şekilde yetişmesi için elinden geldiğince ilgilenirdi her şeyi ile.
"Endişe etmeyin efendim. Yavrunuzda, majesteleride iyi olacaklar."
Her şeyin iyi olacağını fısıldıyordu kral kendi kendine. Çünkü en çok onun ihtiyacı vardı buna inanmaya.
Sonunda kraliçenin o acı çığlıkları dinmiş yerini bebek ağlama sesleri doldurmuştu bu sefer sarayı.
Önünde durduğu sürgülü kapı açılmış ve sarayın şifacısı kucağında bir bebekle dikilmişti kralın karşısına. Yüzünde hem acı hemde mutlu bir tebessüm vardı.
Kralın gözleri bebeğin sağlıklı olduğundan emin olduktan sonra şifacının arkasındaki odaya çevrildi. Kraliçe uzanıyordu yerde. Sorar gözlerini şifacıya diktiğinde acı gerçekle yüzleşmemek için yumdu gözlerini, tıkadı kulaklarını.
"Efendim veliaht prens sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi. Fakat kraliçemizin bedeni bu acıya daha fazla dayanamadı."
Erkek bir bebeği olduğuna bile sevinemedi kral. Hoş ona kalırsa cinsiyetin hiçbir önemi yoktu. Bebek sağlıklı olduktan sonra ne önemi vardı cinsiyetinin. Küçüklüğünden beridir maruz kaldığı bu cinsiyet ayrımına anlam veremiyordu. Ama kurallar böyleydi işte. Halkının ona itibar etmesi için bir erkek çocuğu olmaydı. Halkından da nefret etti bir an için hem onu çocuk çocuk diye darladıkları hem de bir de utanmadan cinsiyetine dikkat kesildikleri için. Onlara neydi ki? Kralın bir çocuğu olmuş olmamış, kızmış, erkekmiş onlara neydi?
Ağlamadı da kral, ağlayamadı. Acısını akıtamadı bile güçlü görünmek için etrafa. Bu da gereksiz tabulardan biriydi işte, ağlayan biri güçsüz olurmuştu güya. Ne deli saçması kuralları vardı bu insanlığın. Ne kadar sinir bozucuydu. Herkes ondan bir tepki beklerken o sadece terk etti orayı. Veliaht prensin henüz dinen ağlaması tekrar şiddetlendi.
Muhafız Yong sook hekimin elindeki ağlamakta olan prensi aldı ve gözlerini veliahta dikmiş oğlunun kollarına bıraktı. Küçük çocuk sıkı sıkıya tuttu minik bedeni.
"O artık senin himayen altında Jimin. Kraldan sonra onun en yakını sensin. Onun her şeyinden sen sorumlusun. Sen onun yaşaması için varsın. Senin görevin o. Gerekirse o yaşasın diye ölmesin. Muhafızların görevi budur oğlum. Ailemizin erkekleri yıllardır bu şanlı göreve layık görülen insanlar ve sende o şanslı insanlardan birisin. Kurdun ve sen tamamen onun için varsınız."
Ve gitti. Babası da başka tek bir kelime etmeden ortamı terk eden kralın peşinden gitti. Babasından hep dinlemişti bu hikayeyi. Ona anlatırken gözleri parlardı. Bu görev onlara çok uzun zaman önce verilmişti. Doğan her erkek çocuk genellikle alfa olanlar buna istisna olarak omega olanlarda vardı velihat prensin muhafızı olur ve ömrü boyunca onu korumakla görevlendirilirlerdi. Veliahtın yeme içemesinden tutun giyimine hatta aldığı duşla bile muhafız ilgilenirdi.
Herkes ortamı birer birer terk ederken kucağındaki yeni yeni sakinleşen bedene kafasını çevirdi Jimin. Küçük ellerini yumruk yapmış uykuya dalmak üzereydi. Jimin onu görene kadar daha önce böylesine güzel bir yavru görmemişti.
Gurur duymak, bunu babasından sık sık duyardı ne olduğunu tam bilmesede böylesine güzel bir bebeği koruma görevi ona verildiği için gurur duyuyordu kendi ile.
"Gördüğüm en güzel yavrusun. Bundan sonra ne olursa olsun senden hiç ayrılmayacağım veliahtım."
.
.
.
.
.Herkese merhaba. Ay ben bu kurgumu da çok sevdim. Etrafta omega jungkook yazan doğru düzgün jikook fici bulamadığım için kendim yazmaya karar verdim. Tamamen soft bir fic olmasını istiyorum arada küçük küçük kaoslar olur elbette. Ama dediğim gibi okurken hepinizin uwu🥺 olacağı bir fic olmasını istiyorum. Umarım beğenirsiniz. Bu bölüm de tanıtım gibi bir şey oldu. İlk bölümde görüşmek üzere.
Bir konuda da konuşmak istiyorum. Muhafızların hep erkek olmasını yazma sebebimi fark etmişsinizdir umarım. Kurgumda toplumun kraliyet ailesi üzerinde bazı etkileri olacak bu da onlardan biri. Zaten topluma hakim olan zihniyet az çok belli. Bu yüzden kraliyet ailesinin halkın tepkisini çekmemek için veliahtı koruyacak kişi hep erkek oldu. Yanlış anlaşılma olmasını asla istemem...
Korkusuz ve ömrünü Jungkook'u korumaya adamış Park Jimin
Enerji deposu ve etrafa sürekli neşe saçan Jeon Jungkook.
‼️Bölümler üniversite sınavından sonra gelecek.‼️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sugar prince
Short Story- Ben kimseyi sevemem, kimseyle arkadaş olamam, kimseye aşık olamam, kısacası kimseyi sizi korumama engel olacak kadar zaafım haline getiremem. Benim görevim bu majesteleri, gerekirse sizin için ölürüm. Ama kimseyi kalbimde yaşatamam. - Majestelerin...