II

75 12 4
                                    

10 yıl sonra...

"Hazırlıklar başladı mı?"

"Başladı efendim."

Jimin kralının önünde 90 derece eğilmiş, sorularına cevap veriyordu.

"Bu gece her şey kusursuz olmalı Jimin. Jungkook bu geceyi bir daha asla yaşayamayacak o yüzden unutulmaz olmalı."

Jimin anladığını belirtircesine kafasını salladı. Kralın heyecanını anlayabiliyordu. Bugün Jungkook 18 yaşına giriyordu ayrıca doğum günü olmasının yanı sıra bu gece ay da dolunaydı. Yani bugün Jungkook'un türü belli olacaktı. Onun içindi saraydaki tüm bu koşuşturmaca, heyecan, sarayda yapılacak olan çifte kutlama için. Her tarafta Jungkook'un isteği üzerine rengarenk çiçekler, fenerler asılıydı.

Gülümsemeden edemedi. Babası eğer on yıl önce ölmemiş olsaydı, beş yıl önce kendisi için yapılan hazırlıkları görebilirdi. Aslında daha önce saray hanedanı üyesi olmayan hiç kimse için sarayda Jimin'inki kadar büyük bir kutlama olmamıştı. Kral, Jimin için en iyisini istemiş onu kendi oğlundan asla ayırmamıştı. Tabiki Jimin kendi kutlaması sırasında gecenin bu kadar rengarenk olmasını istememişti ama Jungkook büyük bir hevesle geceyi organize etmek isteyince sesini de çıkaramazdı.

"Merak etmeyin efendim her şey veliahtımızın istediği gibi olacak."

"Güzel, sen çıkabilirsin."

Jimin kralın önünde son bir defa saygıyla eğilip sürgülü kapıdan dışarı çıktı. Jungkook'un odasına doğru ilerledi. İçeriden garip sesler, bağırışlar geliyordu. Aceleyle sürgülü kapıyı iki yanına doğru açtı.

"Majesteleri iyi misiniz?"

"Bunu giymek istemiyorum dedim size, niye benim fikirlerime önem vermiyorsunuz?"

Jimin son dakikada kafasını eğerek kendisine doğru gelen kırmızı hanboktan kurtuldu ve hanbok odanın dışına çıktı.

Jungkook bir sürü hanbok içinde elleri belinde öylece dikiliyordu.

"Jimin hyung!"

Jimin'i görür görmez koşarak onun karşısına geçti.

"Bana yardım et."

Jimin arkadaki hizmetliye başını sallayarak çıkmasını söyledi. Ve arkasından sürgülü kapıyı kapattı.

"Ne oldu?"

"Kırmızı giymek istemediğim halde inatla kırmızı hanboku giydirmek istediler."

Jungkook normalde asla kimseye sesini yükseltmezdi ama bugün heyecanlı olduğu için diğer günlere nazaran biraz farklı davranıyordu.

"Üstelik muhafızım olarak benim giyimimle senin ilgilenmen gerekmiyor mu neden başkalarını gönderiyorsun?"

"Babanız beni çağırdı efendim o yüzden başka birini göndermek zorunda kaldım."

"Bir dahaki sefere gönderme, ben seni beklerim."

Jungkook kollarını bağlamış ve dudaklarını büzmüştü.

"Pekala bir daha böyle bir hata tekrarlanmayacak söz veriyorum efendim."

Jungkook, Jimin'i görür görmez yumuşamıştı aslında ama birazcık oyundan da zarar gelmezdi öyle değil mi?

sugar princeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin