scent

71 11 0
                                    

Jaemin saat 13.00'a kadar işte çalışmış ve şu an üniversitesine doğru yürüyordu. Çiçekleri kafede bırakmıştı. Akşam okul çıkışında onları gidip alıcaktı. Sınavları daha yeni bitmiş projelerini de tamamlamıştı. Yani şu sıralar kafası biraz daha rahattı. Ama Jeno'dan gelen çiçeklere kadar. Sonuçta Jeno'ya kırgındı ve onun bir anda ortaya çıkması... Jaemin yolda giderken kafasındaki düşünceleri uzaklaştırmaya çalıştı.

Üniversitesini görmüştü ve biraz hızlanmaya başlamıştı. Hızlıca sınıfının olduğu tarafa yöneldi ve içeri girdi. Bugünki dersleri 16.00'da biticekti. Dersleri dinleyebildiği kadar dinledi çünkü aklı düşüncelerle doluydu. Profesörün ders bitmiştir demesini duyduğu gibi eşyalarını toplamaya başladı. Sınıftan çıkmıştı ve çıkışa doğru ilerliyordu. Bazı kızların ve erkeklerin fısıltılarını duydu. Herkes bir kişinin geldiğinden ve şu an bahçede olduğundan bahsediyordu. Ayrıca ek bilgi olarak da çok yakışıklı olduğunu da söylüyorlardı. Jaemin her zaman olduğu gibi bu fısıltılara kulak asmadı çünkü bahçede olan kişi onu ilgilendirmiyordu. Ta ki bahçeye çıkana kadar. Çünkü herkesin baktığı kişi Jeno'ydu. Lüks arabasına yaslanmış ve güneş gözlüğü takıyordu. Jaemin önce afalladı ama sonra ona doğru yürümeye başladı.

Jeno Jaemin'in ona doğru geldiğini fark ettiğinde gözlüğünü çıkardı ve onu beklemeye başladı. Jaemin yaklaştıkça Jeno'nun kalbi daha da hızlanıyordu. Gittiği yıllar onun için de kolay olmamıştı. Jaemin'e aşıktı ama korktuğu için onu bırakıp gitmişti, bir heves olduğunu düşünmüştü. Ama tabii ki de öyle değildi. Bunun farkına vardığında biraz geç olmuştu ama o Jaemin'i tamamen kaybedicek kadar geç olmadığının farkındaydı.

Jeno aklındaki fikirlerden sıyrıldı ve karşısında dikilen Jaemin'e bakmaya başladı. Baştan ne yapacağını bilemedi ve en fazla ne olur diyerek Jaemin'e yaklaştı ve kollarını ona doladı. Jaemin kısa bir şokun ardından Jeno'ya karşılık vermişti. Jeno'ya kırgındı ama onu hala sevmeye devam ediyordu. Jeno'yu kalbinden atması imkansızdı. Aynı şekilde Jeno'nun da Jaemin'i kalbinden çıkarması hiç kolay değildi.

Zorla olsa birbirlerinden ayrıldılar ve birbirlerine bakmaya başladılar. Jeno yavaşta Jaemin'in kulağına yaklaştı ve Jaemin bir anda gözlerini kapattı çünkü Jeno'nun kokusu onu mayıştırıyordu. O sırada onlara bakan diğer kişiler içten içe onlara imreniyorlardı. Çünkü gerçekten de birbirlerine çok yakışıyorlardı. Sanki birbirlerini tamamlayan birer yapboz parçasıydılar. O sırada Jeno Jaemin'in kulağına daha çok yaklaştı ve

Jaem kokun hala aynı hiç değişmemiş ve kokun benim için bir uyuşturucu gibi. Jaem bana neler yapıyorsun bilmiyorum ama bu hissetiklerim çok farklı şeyler. her yaptığım şeyden dolayı senden çok özür dilerim. Umarım beni affedebilirsin diyerek Jaemin'in kulağından uzaklaşırken yanağına bir kelebek öpücüğü kondurdu.

Bu Jaemin'in kalbi için çok fazlaydı. İyi ki Jaemin utanınca yanakları kızarmıyordu yoksa büyük ihtimalle yanakları kırmızın en koyu tonu olucaktı.
Ve duyduğu şeylerle Jaemin'in beyni işlevini yitirmişti. Ama şu an bildiği tek bir şey vardı. O da Jeno'nun hissettiklerinin aynısını kendisinin hissetmesiydi tek fark ise Jaemin bunun adını biliyordu. Bu aşktı. Hem de öyle büyüktü ki bunu iki sene de bile durduramamıştı. İki sene boyunca görmediği insanı sevmiş ve beklemediğini iddia etse de aslında kalbinde onu beklemişti.

İstersen arabaya geçelim Jaem. Konuşucak çok şeyimiz var. Jaemin bu fikri onaylarcasına başını salladı ve arabaya doğru yürüdü. İnsanlar arkalarından fısıldıyorlardı ama ikisi de bunu umursamıyordu.

İkisi de arabaya bindi ve emniyet kemerlerini taktılar. Havaya gerginlik hakimdi ve ikisinden de çıt çıkmıyordu.

Nereye gitmek istersin Jaem?

Aslında önce kafeye uğramam gerek ve oradan da eve. Sana zahmet olmaz değil mi?

Jaem sana zahmet kelimesini yasakladığımı hatırlıyorum. Ve tabii ki gidebiliriz. Ama bana yolu tarif etmen gerek.

Tamamdır Jeno ama bazen sana yük olduğumu düşünüyorum ve sana minnettarım Jaemin içinden her ne kadar beni terketmiş olsan da diye geçirmişti. Ve bununla birlikte modu da düşmüştü.
Ama kafasına takmamaya karar verdi. Sonuçta geçmiş geçmişte kalmıştı ve önlerine bakmaları gerekiyordu. Tekrar içten bir şekilde gülümsemeye başladı.

Jaemin Jeno'ya yolu tarif etti ve yol boyunca hiç konuşmadılar. Sonunda kafenin önüne gelmişlerdi. Jaemin hemen geliyorum diyerek arabadan indi ve koşa koşa kafeye girdi. Renjun'a kısa bir selam verdi ve güllerini alıp çıktı. Arabaya doğru ilerlemeye başladı. Çok geçmeden arabaya gelmişti.

Jeno tekrardan çok teşekkür ederim. Biliyorsun ki gül en sevdiğim çicektir.

Evet Jaem biliyorum o yüzden de gül aldım. Mutlu olmana çok sevindim.

Evet ilk geldiklerinde çok mutlu oldum. Tekrardan çok teşekkür ederim.

Rica ederim Jaem. Biliyorsun ki sen en iyisine layıksın.

Jaemin utanmıştı ve yüzünü hemen cama doğru döndü. Jeno onun bu haline karşı güldü ve yola odaklandı. Yol zaten çok uzun değildi ve hemen vardılar.

Şey Jeno ben eve gidip üstümü değiştiricem ve gülleri bırakıcam. İstersen sen de gelebilirsin. Yani sana bir şeyler ikram edebilirim.

Olur Jaem. Teklifin için teşekkür ederim diyip Jaemin'in kalbini eriten gülümsemesiyle ona baktı. Jaemin içinden erimemek için dua etmeye başlamıştı. Jeno arabayı park etti ve Jaemin'in evine doğru yürümeye başladılar.

rose, scent, kiss / NoMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin