Giriş

221 17 5
                                    

Multi: Elyas - Taha: Gece Mavisi

"Yağmuru seviyorum diye mi beni bu kadar ağlattın?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Yağmuru seviyorum diye mi beni bu kadar ağlattın?"

...🌚..

Balıkların hafızası 3 saniye değildir, aylar öncesine ait olayları bile hatırlayabilirler.

 Boğalar kırmızı rengini görünce sinirlenmezler, çünkü boğalar renk körüdür. 

Kelebeklerin ömrü bir gün değildir. Türlerine göre farklılık gösterse de yaşam süreleri 1 hafta ile 1 yıl arasında değişir. İnsanlar tamamen saçmalıyorlardı.

Deniz uzaktaki suları alıp kıyıya vuruyordu, insanlar buna dalga diyordu; saçmaydı. Gülen, hatta kahkaha atan insanlara mutlu diyorlardı, fakat mutlu olduklarını nereden biliyorlardı? Saçmaydı. Dış görünüşü güzel olmayanlara veya kısa giyinenleri farklı farklı kalıplara sokuyorlardı, ama insanların içlerini dış görünüşlerinden bilemezlerdi ki! Saçmaydı.

Benim içim saçmaydı her şey, herkes. Ben saçmaydım, insanlar saçmaydı, hayat saçmaydı. Bekliyordum, ölümümün gelmesini; tıpkı herkes gibi.

İnsanlar nankördür, acımasızdır, bencildir, merhametsizdir, cimridir, yalancıdır. İnsanlar kötüdür.

Başımı cama çevirdiğimde sokakta küçük çocuklar oyun oynuyor, bir yandan da kahkaha atıyorlardı. Sokaktaki gençler şakalaşıp gülüşüyorlar. Herkes çok mutlu, hem de çok.

Ben mi? Ben pencereden bakıyorum ya işte öyle! "Küçük Hanım! Bir şeye ihtiyacınız yoksa ben gidiyorum?"

Gözlerimi camdan ayırmazken hafif gülümseyerek cevap verdim. "Sağol Menekşe abla." Kapı çarpma sesi gelirken geriye yaslandım.

Ben Eda Yıldız, hayatı bir tekerlekli sandalyeye mahkum kalmış bir genç kız.

Hayalleri, umutları, gülüşleri bir kafese konulmuş, hiç kimsenin arkadaş olmak istemediği, dalga geçildiği kızım ben. İnsanların düşünmeden kırıp döktüğü, acımadan ateşe attığı kızım.

Ben buyum işte, sadece küçük bir 'hiç'.


İNCİ ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin