"Saniyeler sonra neler olacağını bilmeden yıllar sonrasının hayalini kurduk."
Tik tak, tik tak... Saat durmadan ilerliyor, aşıklara meydan okuyordu. Bana yardımcı olduğu için ona minnettardım. Ölüm fermanının gelmesini bekleyen suçlu gibiydim.
Arkadaş?
Birina bağlanacağıma ölürdüm daha iyi.
Komşu?
Dalga geçilmek istemiyorsan onlara bulaşma.
Sevgili?
Atma Ziya.
Düşüncelerimden sıyrılıp çizmime geri döndüm. Aradan saniyler geçti, bu sefer tuttum kendimi; saymadım dakikaları. Kapı sertçe açılınca dik bakışlarımı kapıya çevirdim.
"Küçük hanım," hizmetli nefeslendi, koşmuş olmalıydı. 'Sen bu zekayla bu yaşa ne ara geldin ya?' "Babanız size berdel yapacak."
Kahkaha atmak istedim ama sadece dudaklarım kıvrıldı. "Çık."
Hizmetli şaşkın şaşkın çıkarken çizimime devam etmek istedim. Düşünceler kafamı allak bullak etmeye başlamıştı. Sinirlenip kalemi duvara fırlattım. Acıyla gülümsedim, şimdi o kalemi bile almaya acizdim.
Ellerimden güç alarak yatağın ucuna geldim, tekerlekli sandelyemi zorlukla çekerek üzerine oturdum. Babamın odasına doğru ilerlerken sinirden kafayı yemek üzereydim. Kapıyı sertçe tıklatıp açtım.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun? Kimsin sen, kim?!"
Gayet sakin kitap okuyordu, kaşları çatıldı.
"Haddini bil."
"Had bilmeyi senden mi öğreneceğim, ya ben daha 22 yaşındayım? Berdelinizi s-"
Cümleyi tamamlamama izin vermedi, hiddetle ayağa kalkıp bağırmaya başladı.
"Sakin o cümleyi tamamlama, sakın! Şimdi defol git odana!"
Gözlerim doldu, üzüntüden değil; sinirden. Aynı hızla odama geri dönerken kapıyı çarptım. Ben Eda'ysam bu işi bozardım. Hem kim yürümekten aciz bir kızla evlenirdi ki?
...🖤...
Sokakta tekerlekli sandalyeyle ilerlerken kimsenin beni tanımamasını umut ediyordum. Hastanenin önüne geldiğimde tanıdık hemşireye seslendim.
"Bakar mısın Zeliha Abla?"
Gülümseyerek yanıma geldi. "Her zamanki yere mi?"
Umutsuzca güldüm. "Her zamanki yere."
... 🖤...
"Bakın Eda hanım bizi anlamıyorsunuz-"
"Asıl siz beni anlamıyorsunuz Zeynep hanım. Ameliyata ben karar vermiyor muyum? Verdim işte istiyorum"
"Hayati risk taşıyor, ben bunu önermiyorum."
"Umrumda mı?"
"Umrunuzda olmadığının farkındayım ama bende babanıza vereceğim hesabı düşünüyorum. O kesin bir dille reddetmişti."
Babamın bunu reddetmesinin altında büyük bir sebep yatıyordu. Bunu hissediyordum.
"Babamın haberi olmayacak!"
"Buna söz verdim."
"Her neyse. Ben son sözümü söyledim."
Kararlı bir şekilde karşımdaki kadına baktığımda umutsuzca nefesini dışarı verdi. "Pekala ne zaman yaptırmak isterdiniz?"
Gülümsedim. Ama içten miydi? Tartışılırdı.
"En yakın zamanda hatta şuan çok uygun bir zaman bence."
----------------------------------
Merhabalar efendim, ben yine sahalardayım.
Demişler ki kraliçe öldü, söyleyin onlara kraliçe geri döndü :))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNCİ ÇİÇEĞİ
Fanfic"İnci çiçeğinin anlamı zarafettir. Aynı zamanda kırılganlığı ve zarifliği temsil ettiğini söylemek gerekir. Eğik boynu ve hüzünlü yapısı ile beraber mutluluğun saf halini temsil ettiğine inanılır."