ugh!

ugh! [1/2]

⸻ugh!⸻

[BRKN LOVE - River
The Weeknd - Blinding Lights
The Weeknd - The Hills
The Weeknd - Call Out My Name]

≮

"Evet, arkadaşlar. Bugün uzun bir aranın ardından ilk kez karşı karşıya gelmemiz dolayısıyla sohbet ederiz diye düşündüm. Yani, bu ders sadece konuşalım ve ben sizin yeni dönem hakkındaki görüşlerinizi alayım. Gidişata göre diğer ders, okulun doldurmanızı istediği formları inceleriz."

Jeongguk; kısa bir beklemenin ardından bakışlarını yuvarlak merceğe dikerek onlarca bedenin karşısında açıklamasını yaparken; uzun bir süredir bu işi yapıyor olmasından dolayı tek bir heyecan belirtisi göstermiyor ve dudaklarına kondurduğu hafif tebessümüyle öğrencilerinden bir cevap bekliyordu.

Bakışları, aralıklı vakitlerle kendini gördüğü ekrandan, yan tarafındaki beyaz kapıya kayarken gerilmeden de edememişti. Her an içeriye bir boğa timsali burnundan öfkeyle nefes veren eşi girebilir; dakikalar öncesindeki tazeliğini koruyan kavganın, içerisinde büyüttüğü dalgalanmasının nedeniyle şimşek çakan duygularını dizginlemeyerek beklenmedik bir anda kendisine laf sokarak, öğrencilerinin gözündeki itibarını yok edebilirdi.

Bir anlığına, irisleri tekrardan yan tarafındaki beyaz kapının tokmağına herhangi bir hareket görmemek umuduyla gittiğinde; tekdüze nefeslerle şişen ciğerlerinin normal düzeydeki soluklarını deforme ederek eski hızlarını üçe katlamasını engellemeye çalışmış ve dudaklarında silik bir iz bırakan gülüşünü, eğreti bir çabayla şarap kırmızısı dudaklarına yerleştirerek, yeniden odağını birkaç simanın bulunduğu dev bilgisayar ekranına çevirmişti.

Bu sıradaysa, ince bir kız sesi hafif bir cızırtıyla kulaklarına doluştu ve tahminince transfer olan genç kızın sesini işitti.

"Dediğiniz gibi olsun, Bay Jeon. O zaman ilk soruyu ben sorayım. Yeni geldiğim için ders işleyişleriniz hakkında bir fikrim olmadığından soruyorum; acaba derslerde kamera açık tutma zorunluluğu var mı? Bir önceki okulumda bunun olması gerektiği hakkında sert bir tutum vardı ve açık konuşmak gerekirse bu çok rahatsız edici."

Dudaklarındaki eğreti gülümseme, yeni öğrencinin herhangi bir çekince hissetmeyerek rahatça soru sormasına karşın gerinerek daha da kıvrıldığında; bir eli, gerginliğinin vücutsal patlaması olarak pürüzsüz yapıya sahip masanın yüzeyinde yer edinmiş, hafifçe erilmeye başlayan tırnakları ritmik hareketle ahenkli bir melodi yakalamıştı.

"Tabii," dedi dudakları arasından dişlerini sergilediği gülümsemesiyle. Sandalyeye yasladığı sırtını dik bir konuma getirirken omurgasından başlayıp kuyruk sokumuna kadar kendisini takip eden ağrıya göz yummuş ve kendisini kayda alan merceğe biraz daha yaklaşarak dirseklerini rahatça masaya yaslamıştı.