Birinci Bölüm - Parti

518 51 232
                                    

Tüm endamı ve şatafatlı takım elbisesiyle o, tam karşımda duruyordu.

Louis'i ilk kez televizyon ekranında gördüğüm an, bundan çok daha öncesiydi. Ayrıca ilk olan başka bir şey daha vardı ki, o da tamamen arkada bırakıldığımı hissetmenin deneyimiydi.

Hikayenin başını anlattığımı düşünürsek, bunun kulağa oldukça kafa karıştırıcı geldiğinin farkındayım. Ve şimdiden, eğer anlattıklarımdan sonra beni bencil olmakla suçlayacaksan, öncelikle şunu bil: senin affına sığınmayacağım. İkinci olarak da, üzgünüm ama sikerler. Louis beni terk etti. Hem de verdiğimiz yüzlerce söze rağmen. Abarttığımı düşünmeye başlamadan önce bunu kanıtlayabileceğim tüm her şeyi yaktığımı söylemem gerekiyor. Ufak bir defterimiz vardı ve oraya hayallerimizi yazardık. Evet, her neyse. Beni terk etti, yıllarımızı beraber geçirdiğimiz halde. İlkimi ona verdiğim için duygusal yaklaştığımı falan sakın düşünme. Sonuçta ben de onun bakirliğini çalmıştım. Bilmiyorum. Sanırım tüm bunlardan sonra beni arkada bırakıp tek başına dünyaya açılması ağrıma gitti. İçimden hep şunu sordum sonra kendime, o hayallerini gerçekleştirirken, sen ne yapacaksın? Gerçekten evde oturup onun ne kadar güzel şarkılar yazdığını ve sesiyle hayranlarını bayıltıp, hakkında kaç tane seks hikayesi yazdığını mı takip edeceksin? Hayır, hayır hiç de bile. Bunu kabul etmedim. Çünkü ne demiştim, sikerler. O beni unuttuysa, ben de onu unutacağım. Şimdi karşıma gelmiş, ne yaptığını sanıyor burada? Kendini mi kanıtlıyor? Ya da beni başarıyla unuttuğunu mu sergilemeye çalışıyor?

"Harry, sen sarhoşsun." Yanımda bebek bakıcılığımı yapan Tiffany Maggie, -normal zamanlarda menajerim olmakla uğraşırdı- konuştuğunda onu dinlemedim. "Ve şu an anlattıklarının hiçbirine inanmıyorum. Lütfen daha fazla dikkatlerimizi üstümüze toplamadan önce def olup gidelim şuradan." Kolumu tuttu sıkı sıkı kapadığı parmaklarıyla, baskısını tam olarak hissettiğimi söyleyemezdim.

Gözlerimi kalabalığın ortasında tutmaya, Louis'e bakmaya devam ettim. İlgiden her zaman hoşlanan biri olmuştu doğduğu ilk andan beri. Bu yüzden bile ondan nefret edebilirdim. Tıpkı o andaki gibi, eskiden de beni yetersiz hissettirirdi. Çünkü her zaman başka birileri daha olsun isterdi etrafında. Beni sadece yalnız olduğunda ya da çok üzüldüğünde falan çağırırdı. Ya da ağlarsa arayıp gelmemi isterdi.

"Harry, şu anda biraz saçmalıyorsun. Louis Tomlinson'dan bahsediyorsun hala, değil mi? Aptal ergenlik aşkının onun olduğunu söyleyemezsin çünkü bu aşırı boktan ve hayalperestçe."

"Bu lafını sana yedireceğim Tiffany." Elimdeki bardağı kafama dikmeden önce son söylediğim şey bu olmuştu. Ya da ben öyle zannediyordum. Çünkü, Tiffany'nin de dediği gibi sarhoştum ve sarhoşken düşüncelerim genelde söylediklerimle karışırdı. Ve bunu gram umursamıyordum. Eğer şu çok ünlü Louis Tomlinson'la aynı parti evindeysem, bir şeyleri başarmış ve saçma sapan birilerine bir şeyler kanıtlamışım demek oluyordu. Louis'den sonra menajerimin de beni küçümsemesine sinirlenmiştim. Hızlı adımlarımla kalabalık insan duvarını delip, Louis'e ulaşmaya çalıştım. Oysa, ortada duvar bile yoktu. Dengemi kaybedip düşmek üzere olduğum anda çarptığım masa hatırlatmıştı bana gerçek dünyayı. Fark etmeden çarptığım bacağımı tutarken sızlanmamaya çalışıyordum. Ama başarısız olduğum bariz gibiydi.

Sesle yakınımdaki insanları kendime çevirdim istemeden de olsa. Belki de Tiffany haklıydı, kendimi rezil etmek dışında hiçbir şey yapmıyordum o binanın içerisinde. Ağır duruşumu sergilemek için uğraştım ve önüme gelen saçları düzeltmekle ilgileniyormuş gibi yaptım birkaç saniyeliğine. Şu çok popüler, her kanalda çalıp duran ünlü sesini duyduğumda az önce bahsettiğim kızlardan farkım kalmadığını belli etmemeyi umdum sessizce: "Harry? Senin ne işin var burada?"

Hikayenin başını atlayıp, ortasına atlamamı istersen hızlı bir özet geçebilirim: Sevgili Louis, sen gittikten sonra senin gibi yarı lise terk olmak yerine, lise diplomamı alıp sana bahsetmekten çekindiğim ve aslında sürekli hayalini kurduğum bölümü kazandım. Sonra ne mi oldu? İşte karşına gelebilecek ve seçkin kişilerin arasında partileyecek bir geçiş bileti kazandım. Kesinlikle hile yapmadım ve hayal gücümün mükemmelliğinden ötürü başarılı bir senarist oldum. Tabii, henüz dünya çapında değil. Yalnızca ülkede tanınan biri sayılırım. "Harry, sen iyi misin?"

Kafamdaki sesler bir anda sessizleşti Louis yeniden bana seslenince. Bu çok tuhaftı, yıllar sonra karşımda olması yani. O bana bakarken, ağzımdan o ana dek tek bir harf dahi çıkmadığını anlamam birkaç saniyemi daha aldı. "Bu şehre yabancı olan sensin, asıl senin ne işin var?"

"Tura kısa bir ara verdim ve şimdilik sadece takılıyorum." Elini ceketinin cebine soktu ve sinir bozucu bir şekilde omuz silkti. "Yıllar sonra, hiç beklemiyordum böyle bir yerde yeniden karşılaşabileceğimizi. Neler yapıyorsun? Evlendin mi yoksa?"

Uzun şampanya kadehinin dibinde kalanını içip masaya bıraktı. Aslında beni merak ettiğinden sormadığını en başından beri biliyordum ama, sarhoştum işte. "Ben bizimkilerin yanına geçsem iyi olur. Seni görmek güzeldi Harry."

"Louis." Aniden ismini söyleyebildiğimde, son anda onu yakalamış gibiydim. "Dizimde oynamak ister misin?"

Eğer bu yaptığım hakkında ne kadar fikrim var diye bir soru sorulsaydı o an, yanıtım sıfırdan daha geçerli bir cevap olamazdı. Ancak, sadece ona cevap vermek istemiştim. Kim olduğumu anlatabilmemin, en kısa ve en etkileyici yolu bu gibi gelmişti.




y.n: aslında haziran'a giriş yaparken atacağım hikayeyi şimdi yayınlıyorum, çünkü bir oturuşta dört bölüm yazmış bulunmaktayım?? Bu kurgu için bayağı heyecanlıyım yaniiiiğ eğer gerçekten beğeneceğiniz bir hikaye olursa, lütfen belirtin :D hazırda bölüm bekletmek alışık olmadığım bir şey hahxjd

h.n: evet harry sarhoşken bazen okuyucuyla konuşuyor, bunu garipseyebilirsiniz ben de birazcık garipsiyorum hala nxdjcj ama hep aynı yazmak da bir yere kadar..

bu sefer young adult!larry, ikisi de 25lerinde ama her bölüm sonunda flashbackleri olacak
içerik listesi biraz karışık, yaz dizisi gibi :D ne isterseniz var
veee, harry nonbinary :)

After Years (finally, found you) | LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin