1 <59>

6.2K 407 440
                                    

ekranda çıkan 'son' yazısını görmem ile birlikte tekrar burnumu çektim.

sadece televizyonun aydınlatıyor olduğu karanlık odada önce dizime kafasını koymuş ve çoktan uyumuş olan changbin'de gözlerimi gezdirip ardından bizi izlemeyi asla bırakmamış ryujin'e baktım. kızım gerçekten filme iki saniye bile bakmamıştı. şu an tek ağlayan ben miydim gerçekten? bu gerçek kaşlarımı çatmamı sağladı.

"baba? baba! ağlıyor musun sen? yaa!" ryujin gözlerimin altını sildiğimi görür görmez yerinden kalkıp bizim bulunduğumuz kanepede yanıma oturdu, "babiş ağlama ama."

kendisi de gözlerimin altını tekrar silerken istemsiz gülümsemiştim.

"ama film.... kıyamam, o çocuk ne yapacak şimdi tek başına?"

sesim elimde olmadan titremişti, ryujin'in ifadesi ise git gide daha da tatlı bir hale bürünüyordu.

"ya baba, yiyeceğim şimdi seni. film bu canım! aa..." hızlıca yanağıma bir öpücük bırakınca derin bir nefes aldım.

"tamam, tamam iyiyim. ama bak ben seni bırakmayacağım tamam mı?"

"baba film bu, film! bırakmazsın, biliyorum ben.

"cidden bırakmam."

"tamam babam, bırakmazsın sen beni." ryujin'in yerinden kalkıp önümüzde dikilmeye başlaması ile istemeden yerimde kıpırdandım, bunu yapmam ile birlikte changbin de kafasını hareket ettirdi ve sanki onun dizimde uyuduğunu yeni hatırlamış gibi kendisini izledim ben de istemeden şaşırmış bir hale bürünen ifademle. kafasını önce televizyonun olduğu tarafa doğru çevirmiş, ardından tavana doğru çevirip ağzını oynatmıştı. onu izlerken bir gülümseme oluştu yüzümde.

"baba, ben su alacağım."

ryujin'in hâlâ gülümseyen yüzüne baktım, "tamam hayatım." ona öpücük atmam ile birlikte mutfağa doğru ilerledi. ben de yüzümü tekrar changbin'e çevirdim.

"changbin, hadi kalk." bir elimi onun saçlarına yerleştirerek mırıldandım. "hadi, yatacağız."

tekrar ettiğimde şişmiş gözlerini yavaşça araladı bu sefer. normalde de böyle erkenden mi uyuyakalıyordu bu?

"hm?"

uykulu sesi ile bana anlamaz bir şekilde bakarken güldüm biraz, bir elim hâlâ onun saçlarında duruyordu.

"film bitti canım, yatacağız. kalk diyorum."

"dur bakayım, ağladın mı sen?" açık olup olmadığı zor belli olan gözlerini yüzümde gezdirirken istemsiz tekrar çektim burnumu.

"film yüzünden ya, mahvetti beni."

"kıyamam..." bu dediğim şeye gülerken gözleri tamamen kapandı, ardından eliyle ağzını kapatarak esnedi.

"gülme hiç. çok duygusaldı, tamam mı? tek başına kaldı çocuk."

bunu demem ile kaşları kalktı, "en başta o kadar zengindi hani?"

"sen ilk dakikada uyuyakaldın, sonra o çocuğun annesi öldü, sonra çocuk dedesine gitti, orada da çalıştırdılar çocuğu." sırayla konuşmamı ilgiyle dinliyordu.

"hm, peki o kadar paraya ne oldu?"

"dedesi, anneyi hastalığından iyileştirmek için harcamıştı hepsini ama kadın öldü işte. bak biz ryujin'i bırakmayacağız öyle ortada, tamam mı?" o sahneler tekrar gözümün önüne gelirken dudaklarımı birbirine bastırdım.

"felix, sadece film bu bebeğim... bırakmayacağız tabii." yerinden sakince kalkıp koltuğa oturduktan sonra yanağıma bir öpücük bıraktı, bununla gülümsedim hafifçe.

likes that ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin