01. 21 Mayıs 2021

266 43 88
                                    

21 Mayıs 2021.

Muhtemelen ebediyyen beynime kazınacak o tarihin saati gece yarısını bulalı çok olmuştu fakat ben dar sokaklarda izimi çoktan kaybettirsemde koşmaya devam ediyordum.

Nefes nefese kalmışken bu durumda olmamın sebebi olan kişiye en ağır küfürlerimi sesli bir şekilde savuruyor, tabiri caizse bana dönen bakışları sikime dâhi takmıyor aksine sesimi dahada yükseltiyordum.

İçimde büyüyen öfkenin haddi hesabı yoktu, en ağır küfürlerim bile hafif kalacak dereceyde.

Çıktığım ana yolun kaldırımının kenarına koşar adımlar ilerleyip elimi bir taksi durdurmak amaçlı sertçe kaldırdım. Yolda bir sürü taksi vardı fakat çoğu muhtemelen dolu olduğundan bana bakmıyorlardı bile. Dahası benimle birlikte taksi bekleyen bir ton kişi vardı, dudaklarım benden bağımsız bir şekilde büzüldü. Boğazımda oluşan yumruyu gidermek için yutkunmaya çalışıp elimi indirerek geri çekildim.

Yorulmuştum, bunu birilerine nasıl inandırabilirdim bilmiyordum ama artık son raddeme gelmiştim ve dayanacak gücüm yoktu.

Gözümde biriken gözyaşları uzun zamanın ardından zaferle dökülmeye başlamışken hızla arkamı dönüp çıktığım dar sokağa tekrardan girmeye çalışırken sert bir şeye çarpmamla duraksadım.

"Ne oluyor amına koyayım?" Diye mırıldanıp büzülmüş dudaklarım ve kızarmış gözlerimi çarptığım, benden birazcık daha uzun olan pembe saçlı adamın yüzüne çevirdiğimde somurtkan mimiklerim anında şaşkınlığa büründü.

"Da-" Duraksadım, uzun zamandır tanıdığım bu adamın ismini çoktan unuttuğumu fark ettim.

Kolumdan tutulup kalabalığın arasından çekildiğimde fark ettirmeden gözyaşlarımı silmeye çalışıyordum. Umut yoktu, ağladığımı çoktan anlamış; ellerimi gözlerimden çekip çenemden kavrayarak bakışlarımızı birleştirmişti.

"Neden ağlıyorsun Alex?"

Benim aksime ismimi hatırlıyordu. İstemsizce utandım ama haksızda sayılmazdım, 6 yıl geçmesine rağmen ismimi unutmaması onun aptallığıydı.

"Ağlamıyorum. Yağmur yağdığı için oldu."

Alaycıl bir gülüş sunup bakışlarını tek bir bulut tanesi bile olmayan gökyüzüne çevirdi.

"Güzel yalanmış Alex."

Göz devirdim.

"Neden ağladığını söyler misin söyleteyim mi?"

"Ağladıysam ağladım, nedeni seni ilgilendirmez," diyerek omzuma yerleştirdiği ellerini çekip geriye doğru iki adım attım. Beni düşünmesi, benim için endişelendiğini bilmek ağlama isteğimi dahada artırıyordu.

"Hadi ama Alex, arkadaşız biz, benden çekinme-" Duraksamasıyla yere diktiğim bakışlarımı merakla gözlerine sabitledim. Takım elbisemi süzüyordu.

"Takım elbise ve sen mi? Hasiktir, çok ciddi şeyler olmuş. Ne olduğunu anlatır mısın artık Alex?"

"Ya takım elbise giyemez miyim ben? Demek kendime yakıştırıyorum ki giymişim, sanane benim giyimimden? Görüşmeyeli 6 yıldan fazla oldu değiştim ben!"

Sesimi yükselterek söylediklerimle kaşlarını çattı. Beni yavaşça duvara itip üzerime eğilerek tek elini hemen yanı başıma yasladığında kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Yine oluyordu, beni etkisi altına alarak doğruyu söyletmeye çalışıyordu. Tıpkı eskiden olduğu gibi.

"Alex ya hemen burada söylersin ya da seni zorla evime götürür yatağımda söyletirim. Yeteri kadar iyi bir tehdit mi?"

Yalan, yalan, yalan, yalan... Düşün Alex, mantıklı bir yalan düşün.

"Jackie'yle olan düğünümden kaçtım."

×××

yeni evladım✌

Escape From 21 || TechnoKityHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin