Gözüme gelen güneş ışıklarıyla güne başladım. Banyodaki rutin işlerimi halledip mutfağa gittim. Annem kahvaltı hazırlıyordu. '' Günaydın anne. '' dedim.
'' Günaydın kızım. '' dedi tabakları sofraya koyarken. '' Abim nerde?'' dememle kapının çalması bir oldu. Kapıyı açtığımda abim ve kızlar yani Yaren ve Ceren vardı.
'' Günaydın Cemoş. '' derken ikiside aynı anda bana sarıldı. Sarılma faslı bittikten sonra mutfağa gittik.
'' Bugün burda son günün olduğu için arkadaşlarınla geçirmeni istedik. '' dedi abim. Evet bugün Ordu'da son günümdü. Akşam İstanbul'a dönecektim.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra kızlarla odama geçtik.
'' Ne yapalım? '' soruyu soran Ceren'di. Aklıma sahile gitmek geldi. Havalar soğuk olduğu için uzun zamandır gitmiyorduk. Bu fikrimi kızlara söyleyince kabul ettiler. Banyoda üstüme bunları
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
giydikten sonra kızlarla aşağı indik. '' Anne biz sahile gidiyoruz.'' diye Müge Anlı izleyen anneme seslendim.
O sırada merdivenlerden inmekte olan abim '' Benim götürmemi ister misiniz?'' diye sordu. Kızlara baktığımda yürümek istediklerini söylediler. Ayakkabılarımızı giyip çıktık. Sahile vardığımızda bir yere oturup sohbet etmeye başladık. Telefonumun çalmasıyla konuşmamız bölündü. Arayan Berke'ydi.
'' Efendim Bekoş? ''
'' Naber Cemoş? ''
'' İyi sahilde oturuyoruz sen? ''
'' Bende oturuyorum. Sen bugün geliyorsun değil mi? ''
'' Evet. 3'te uçağım var. ''
'' Seni almamızı ister misin?''
'' Gerek yok Beko ben taksiyle gelirim. ''
'' Tamam o zaman yarın görüşürüz.''
'' Görüşürüz. ''
Telefonu kapattıktan sonra konuşmamıza geri döndük. Biraz daha oturduktan sonra eve döndük. Annem yemek yapmıştı. Yemek yedikten sonra uçağın kalkmasına 2 saat kaldığını gördüm. Odamdaki bavullarımı aşağı indirdik ve yola çıktık. Yaren'leri evine bırakıp vedalaştıktan sonra havalimanına gittik. Annemlerle vedalaştıktan sonra da uçağa bindim ve cam kenarındaki koltuğuma oturdum. İnsanlar yavaş yavaş binerken yanıma tiktoktan tanıdığım Özgür Deniz Cellat oturdu. '' Selam. Özgür Deniz Cellat olmalısın? '' diyerek konuşmaya başladım yoksa zaman geçmiyordu.
'' Selam sen de Cemre Solmaz olmalısın.''
'' Evet. Tanıştığıma memnun oldum. ''
'' Ben de.'' diye karşılık verdi.
Hostesin anonsunu duyunca önümüze döndük. Kemerimi bağlamaya çalıştım. Ama sadece çalıştım. Lanet olası şey niye takılmıyorsun ya?! Benim uğraştığımı gören Cellat konuşmaya başladı.
'' Takmamı ister misin? '' kafamı olumlu anlamda salladım. '' Teşekkür ederim. '' dedim.
'' Önemli değil. ''
________________________
Taksiciye parasını verdikten sonra bavullarımı alıp evin önüne geldim. Sırt çantamdan anahtarı çıkarıp kapıyı açıp içeri girdim. Evi dolaşmaya başladım. İki tane gri tonlarında bir tanede siyah tonlarında bir oda vardı. Kıyafetlerimi yerleştirdikten sonra banyoya girdim.
'' Günaydın oğlum. '' dedi annem ağzıma sigara böreğinden tıkarken. '' Eline sağlık anam kadın.'' Kahvaltıyı yaptıktan sonra odamdan bavullarımı indirdim. İstanbul'a dönecektim. 2'de uçağım vardı. Annemle evde vedalaştıktan sonra babamla beraber havalimanına gittik. Babamla da vedalaştıkan sonra uçağa bindim. Uçak aktarmalı olacaktı. Önce Ordu'ya uğrayacak ordan İstanbul'a gidecekti.
_____________________
Uçak Ordu'ya inince bende uçaktan indim. Biraz hava alıp uçağa geri döndüm. Koltuğumun yanında tiktoktan tanıdığım Cemre Solmaz oturuyordu. Oturunca konuşmaya başladı.
'' Selam. Özgür Deniz Cellat olmalısın? '' dedi. '' Selam sen de Cemre Solmaz olmalısın.''
'' Evet. Tanıştığıma memnun oldum. '' dedi. '' Bende. ''diye karşılık verdim. Hostesin sesi ile önümüze döndük. Kemerimi bağladım. Cemre'ye baktığımda kemerini takmaya çalışıyordu. '' Takmamı ister misin? '' diye sorduğumda kafasını olumlu anlamda salladı. Kemeri takınca ''Teşekkür ederim. '' dedi. '' Önemli değil. '' diye karşılık verip önüme döndüm.
______________________
Uçaktan inip taksi tutmak için havaalanının önüne geldim. Bir tane araba korna çaldı. '' Alalım mı seni yakışıklı? '' bunu söyleyen Yusuf'tu. Arabadan inip yanıma geldiler. Sarılma faslı bittikten sonra arabaya bindik. Yemeğe davet ettikleri için onlara gittik. Yemek yedikten sonra biraz daha sohbet ettik ve Yiğit beni yeni evime bıraktı. Eve girince etrafa göz gezdirdim. Odaları gezerken arkamı dönmemle elinde vazo olan Cemre'yi görmem bir oldu. Ağzını kapatıp duvara sıkıştırdım. Özel bölgeme tekme atıp vazoyu kafama çarptı. Gerisi yok...
2 saat sonra
Karakoldan dönmüştük. Evet karakola gitmiştik. Bundan 1 saat önce polis çağırmış olay evde çözülmeyince karakola gitmiştik. Tapular aynı olduğu için evin yüzde ellisi benim yüzde ellisi Cemre'nindi. Eve gelmiştik. Salona geçip konuşmaya başladık.
'' Ne yapıcaz? '' dedi Cemre. '' Ayrı eve çıkalım.'' diyerek sorusunu cevapladım. '' İyi de bu bölgede başka satılık ev yok ki. '' haklıydı. '' Beraber yaşamak zorundayız. '' dedi Cemre. '' Evet. Sorun olur mu?'' dediğimde '' Hayır. '' dedi. ''Şey kafan çok acıyor mu ? '' dedi. '' Acımıyor. '' dedim. İyi geceler dileyip odalara çekildik. Yorgun olduğum için yayın yapamadım. Story atıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
