4. Bölüm: İKİ KARİZMA KEDİ TARAFINDAN KAPANA KISILMIŞ FARE

1.7K 97 115
                                    

Bölümde bulunan minicik cinsel içerik kısmına dikkat edin. İşaret koymadım. Siz anlarsınız zaten.

+

Kapımı açacağım sırada Tony'nin elimi bırakmaması dikkatimi çekmişti. Dönüp uzaktan kahverengi gibi görünen ama yakından öyle olmayan ela gözlerine baktım. Gözleri farklı bakıyordu. Şey gibi...

Âşık.

Heh. Ondan iç ses. Ama lütfen olmasın bu.

Yoksa mafya mezarını mı kazdırır?

Umarım. Çünkü parçalara bölünme, uçurumdan sulara itilme ya da yakılma ihtimalim de var tâbi.

Bak doğru dedin.

İlk defa iç sesimle ortak bir noktayı bulabildim.

"Steve! Steve!"

Sana sesleniyor salak!

İç sesimle yaptığım sohbetten sonunda çıktım. "Bir sorun mu var Tony?"

"Gözlerime daldın gittin. Mavi de değil ki yüzesin."

Yok anam. Gözü toprağa bakıyor. Toprak çekiyor da diyebiliriz.

Ve iç sesime yine küfürler sallayabileceğim nedenler bir kez daha oluştu.

"Afedersin. Son yaşanan olayları henüz hazmedemedim."

Onun bir adım yaklaştığını fark ettim. Öpecek mi yoksa?

Öpse ne olur? Karşılık verecek misin?

Onun dudaklarını dudaklarım üstünde hissettiğimde iç sesim cümlesini düzeltti.

Öptü. Hadi karşılık ver. Lan bunun dudakları çok tatlı.

Püh sana be!

İç sesime tepki gösteriyor olabilirdim ama şu anda dudaklarım istemsizce, kendinden bağımsız hareket ediyordu. O dolgun alt dudağımı yakaladığında bende onun üst dudağını emmeye başladım. Sakalının batma hissi nedensizce hoşuma gitti.

Tony'i sakal bırakmış bebek olarak görmem normal bir benzetme olabilir miydi?

Delinin tekisin. Onları hiç tuhaf bulma. Seninde farkın yok onlardan, demedi deme.

Siktir git!

Alt dudağımda hissettiğim dişlerle inlemeden duramadım. Lan biz kapının önünde ayak üstü ön sevişmeye girdikte benim mi haberim yok?

Bildirim gelmesini mi bekledin yavru?

Gerçek düşmanım içimde. Koynumda yılan beslemişim sanki.

Nankör. Her anında seni uyarmadım mı? Sen dinlemiyorsan ben ne yapayım?

Haksız da değil hani.

Yavaşça Tony'i omuzlarından tutup iterek dudaklarımızın ayrılmasını sağladım. Baygın bakan gözleri ile öyle sevimli duruyordu ki kendimi zor tuttum. "Tony... Biz... Sen... Şey..."

Adam zekidir ama bu anlamsız kelimelerden ne demek istediğini çözemez. Yine de iyi denemeydi.

"Biraz daha zamana ihtiyacın varsa ben beklerim güzel gözlüm."

Lafımı geri alıyorum. Seni her şekilde anlayacak kadar dâhi biri. Adamın ağzından bal damlıyor. Tatlı dili neredeyse benim yılanı ortaya çıkaracak.

Harbi ne sapık bir iç sesim varmış benim. Bunu öğrenmek için erkeklerle bu tarz bir olay yaşamam gerekiyormuş demek. Sanki kaostan doğdu.

MY UPPER AND LOWER NEİGHBOR-(STUCKONY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin