Her şeyin bittiği bu yerde artık sürem dolmuştu gitme vakti gelmişti ,hazırdım bavuluma bütün gerekli her şeyimi koymuştum tontonum hava limanına götürmüştü bile bir tek benim evden çıkmam gerekiyordu ,aynadaki yansımama baktım dedesinin prensesi yine aldığı güzel elbiseyi üzerine geçirmiş buraya ait değilim diye çığlık atıyor resmen ama bu son artık kimsenin şaklabanı olamayacağım kapıda beliren dedem küçümser bir bakış sergiledi ne giysem güzel olamıyorum demek ki ama hiç umursamadım yüzümde aptal bir gülümseme var kurtuluyordum bunu iliklerime kadar hissediyordum " misafirler 1 2 saate gelirler nasıl davranacağını biliyorsun beni utandırma Açelya " aynadaki yansımam dan gözlerimi çektim gözlerinin içine bakarken " inan bana utandırmayacağım sen bile şaşıracaksın kendimden eminim " gözlerini devirdi sinir bozucu bir şekilde " dediğin gibi olsun gözüm üzerinde " tam odadan çıkacakken onu durdurdum " biliyorsun bugün doğum günüm neden bu zamana kadar hiçbir şey istemedim ama bugün 18'ime giriyorum anne ve babamın mezarına gitmek istiyorum lütfen gitmeme izin ver çok kısa sürecek sadece mezarlarına çiçek götürmek istiyorum " istemese de cevap vermek zorunda kaldı " peki bir saat içinde gidip dönmüş olacaksın tabi korumalarla birlikte gideceksin " canım sıkılmadı değil şu korumalar işimi zorlaştıracaktı ama yapmak zorundaydım " peki hemen çıkarız " dedem kapıyı kapatıp odamdan çıktı çantamı elime aldım uçağımın kalkmasına 1 buçuk saat vardı yetişe bilirdim hemen alt kata indim dedem arabayı hazırlatmıştı bile kapının önünde duran araca hemen bindim hakan abinin kapıyı açmasını beklemeden " Açelya hanım ben yapardım " gergince gülümsedim " önemli değil dedem hızlı olmamızı istedi lütfen acele edelim " göz açıp kapayana kadar mezarlığa gelmiştik heyecan korku hüzün hepsini bir arada yaşamak çok zordu anne ve babamın mezarına doğru yöneldim arkamdan gelen korumaları uzaklaştırmam gerekiyordu " sizin gelmenize gerek yok " önümdeki üçlünün iri yarı olanı atıldı hemen " dedenizin emri yanınızdan ayrılamayız " hayır anlamda başımı salladım " bu sizin için hiç iyi olmaz bilirsiniz dedem katı ve sinirli bir adamdır sen işte yeni olmalısın sanırım eğer benim canım sıkılırsa dedemin de canı sıkılır işinden olmak istemezsin değil mi ?" adam bir hata yaptığını düşünüp adamları geri çekti bu işte gerçekten iyiydim yalan söylemekte mastır yapmıştım resmen " işte böyle ben gelene kadar sakın peşimden gelmeyin " beni neredeyse yarım saattir bekleyen taksiyi göre biliyordum mezarlığın diğer çıkışında beni bekliyordu anne ve babamın mezarına elimdeki karışık çiçek buketlerini bıraktım " sizi özledim uzun süre yanınıza gelemeyeceğim gidiyorum buradan baba dedem bana cehennem hayatı yaşatıyor ama onu çok fena kızdıracağım senin gibi beni de kaybetti ,üzülmeyin ben sizin kızınızım çok güçlüyüm onu alt ettiğimi bilmiyor daha ,size ne kadar kızsam da sizi çok seviyorum bunu unutmayın şimdi gitmem gerek " mezarın yanından ayrıldım hafifçe beni izlediklerini biliyordum arkamı döndüğüm gibi hızlıca koşmaya başladım işte şimdi başlıyordu arkama baktığımdan bana çok yakınlardı bütün gücümle koşmaya başladım ama benden hızlıydılar daha birkaç dakika önce azarladığım tehdit ettiğim adam korkuyla kolumdan yakalamaya çalıştı kolumu onda kurtardım ama biliyordum bunları etkisiz hale getirmeden gidemeyecektim. Dizine atığım tekmeyle geriye savrulan adam burnuna attığım yumrukla diz çökmek zorunda kaldı. Çünkü dizi kırılmıştı onun işi bitti derken diğeri kolumu tuttu bunu yapmamalıydı hayalarına attığım diz darbesiyle gözleri dönmüştü elleriyle hayalarına baskı uygularken kalçasına attığım tekmeyle yüz üstü yere serildi. Vakit kaybetmeden yerden aldığım bir avuç toprağı üzerime koşan adamın yüzüne attım kör olmuş gözlerini açmaya çalışan adamın hayalarına attığım tekmeyle artık üçü de etkisiz haldeydi, gülümsedim ben bu işi yapıyorum. " dedeme selamımı söyleyin ." Taksiye biner binmez hava limanına yol almıştık beni yakalayamazlardı, ben kaçmıştım evet kaçmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇAK
FanfictionKuleye kapatılmış bir prensesim , kendi sözleri ,hayatı olmayan güzel bir papağan bütün gözler üzerinde herkes ne kadar şanslı olduğunu söylerken buruk bir gülümse bırakıyor altından bir kafeste buraya ait değil , masallarda ki gibi onu kimse kurta...