le souhait de mort, pensez-vous que c'est normal?

44 5 26
                                    

"Durma, devam et"

Kapının ardından gelen arsız fısıltılar ile kapıyı hızla açtı.

Taehyung telaşla toparlanarak kucağındaki kişiyi kendinden uzaklaştırdı.

"Bay Jeon?" Gözleri korkuyla açılmışken zorlukla konuştu.

"İş saatlerinizde kucağınıza gay erkek arkadaşınızı atmanız ne kadar doğru sizce Bay Kim?"

"Üzgünüm Bay Jeon fakat sizinle randevumuz bir saat sonraydı"

Jungkook sinirle Taehyung'un yanındaki dağanık saçlı kişinin yanına yürüdü ve elini masaya yaslayarak konuştu

"Çık dışarı"

Çocuk şaşkınca Jungkook'a bakıyor iken Jungkook tekrarladı.

"Çık dışarı"

Telaşla gömleğini üzerine geçirerek odadan çıktı. Jungkook çıkan kişiyle Bay Kim'in karşısındaki sandalyeye oturdu ve derin bir nefes vererek sinirli bakışlarını ona yöneltti.

"Üzgünüm Bay Jeon, sizi böyle karşılamak istemezdim"

"Gay misiniz?"

Gelen soruyla duraksayarak kaşlarını çattı.

"Hmm, bugün bana yaptığınız işten bahsedecektiniz Bay Jeon"

Jungkook ayağı kalkarak masaya oturdu.

"Sorularımın cevapsız kalmasından hoşlanmam doktor, cevap ver"

Taehyung Jungkook'un sinirli gözlerinden korkakça gözlerini kaçırırken gülümsemeye çalıştı.

"Evet Bay Jeon, gayim"

Aldığı cevap sayesinde memnun bir gülümseme sunarken tekrar sandalyesine geçerek bacak bacak üstüne attı.

"Bay Kim, bugün benden değil sizden konuşacağız" dedi Jungkook gülümseyerek.

"Nasıl yani?" Taehyung'un şaşkınlığı karşısında gülerken cevap verdi.

"Birinden nefret edince, ne yaparsınız?"

Taehyung bir süre düşündü.

"Onunla konuşmamayı tercih ederim genellikle Bay Jeon"

"Peki, nefret ettiğiniz kişiye ne yapmak istersiniz?"

Taehyung kaşlarını çattı. "ikisi de aynı Bay Jeon, onunla muhattap olmamayı isterim, onu görmezden gelmeyi isterim ve öyle yaparım"

"Peki ya öldürme arzunuz, nefret ettiğiniz kişiyi öldürmeyi istemez misiniz? Onun acı çekmesini istemez misiniz?"

Taehyung aralık ağzı ile kafasını olumsuz anlamda salladı ve korkuyla yutkundu. Bu aptal sorulara neden cevap verdiğini anlayamazken Jungkook'un suratında ki ürkünç gülümsemeyi görmezden gelmeye çalıştı.

"Emin misiniz Bay Kim? Mesela, ben size iğrenç şeyler yapsam ve benden nefret etseniz, beni öldürmek ya da bana acı çektirmek istemez misiniz?"

Tuhaf bir heyecanla sorduğu sorularda Taehyung'un tüm mimiklerini inceliyor ve cevaplarını o söylemeden tahmin ediyordu bile. Çünkü Taehyung onun gözünde bir yalancıydı, iyi gözükmek, tehlikeli görünümünü vermemek için yalanlar söylüyordu. Aslında nefret ettiği kişilerin canını yakmak için yanıp tutaşacak cinsten biriydi, Jeon onun akıl edemeyeceği kadar zeki bir insandı. Onun yalan söylediğini anlardı.

"Bana bunları neden soruyorsunuz Bay Jeon?"

"Merak" dedi Jungkook. "İnsanın içinde en az intikam ve öldürme arzusu olması kadar normal bir şeydir değil mi merak?"

"Öldürme arzusu, sizce normal mi?"

"Oldukça normal Bay Kim. Dozunda olmazsa sizi bir katil yapabilir ama arzunuza engel olabilirseniz normal olmanızı sağlar"

Taehyung Jungkook'un gözlerini derince bakarken tekrar gülümsedi. "belki de haklısınız Bay Jeon. Normal bir arzu ama dozunda olduğu sürece"

"Öyle Bay Kim" dedi ona meydan okurcasına bakarken.

.

"Hey prisonnier" dedi Jeon iş üstündeki kıza. Kız bakışlarını cesetten çekmeden işine devam ederken cevap verdi. "Efendim?"

"Bugün Bay Kim ile öldürme arzusundan konuştuk, bana yalan söyledi"

Prisonnier gözlerini cesetten çekti ve duraksayarak Jungkook'a döndü.

"Siz yalanlardan nefret edersiniz efendim"

"Evet, sence ne yapmalıyım?"

Tekrar işine dönerken umursamaz bir tavır takınarak konuştu. "onu öldürecek misiniz?"

"Bilmem" dedi Jungkook omuz silkerken. "Belki öldürürüm, belki öldürmem"

"Ama onu öldürmeden önce ona güzel bir hediye sunmak istiyorum"

Prisonnier hediyenin ne olduğunu anlayarak sırıttı. "Yaptığınız bileklik en özel hediye olurdu zaten efendim"

"Özel koleksiyonumdan, özel parçaların olduğu bir bileklik o prisonnier. Oldukça özel bir hediye oldurdu"

prisonnierHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin