1. Bölüm

53 3 0
                                    

Botlarımın yerde çıkardığı tok sese odaklanmış hızlı adımlarla ilerliyordum. Hoca tam kapıyı kapatırken içeri girdim. Büyük ihtimalle artık geç kalmama alıştığı için bir şey demek yerine sadece bir süre bana bakıp öğretmen masasına oturdu. Bende cam kenarı en arkanın bir önündeki sırama geçip möl möl tahtaya bakmaya başladım. Tenefüste sabah aceleden kahvaltı yapamadığım için kantine doğru yürümeye başladım. kantinin olduğu kata geldiğimde İrem hızlı adımlarla bana doğru gelmeye başladığında, ben de kollarımı açtım ve sabah sarılmamızı yaptık. Sabah sabah nerden buluyorsa bu enerjiyi, ben koşmayı bırak , sabahları yürümeye bile üşenirim. Bahçedeki banklardan birine oturduk, ben tıkınırken İrerm bana magazin programı sunarcasına okuldaki olayları anlatıyordu. Tenefüs bitince ayrılıp kendi sınıflarımıza girdik. Hoca sınıfı susturup tam tahtaya bir şeyler yazmaya başlıycaktı ki kapı çaldı ve içeri uzun boylu bizim yaşlarımızda olduğu belli olan bir çocuk girdi. Yazık hoca tam sınıfı susturmayı başarıp ders anlatçaktı. Hocamız "gel oğlum seni sınıfla tanıştırayım" dedi. Yeni öğrencinin gelmesi; bu günkü derslerin en az on dakikası kaynıycak demek. Yeni çocuk hocaya yaklaşıp kafasını bize doğru çevirdi ve bizi inceledi. "Yeni arkadaşınız Erkin" hoca bunu dedikten sonra Erkin bize dönüp hafifçe gülümsedi ve "merhaba" dedi. *** Hoca " Erkincim, Hazal ın yanına oturabilirsin" diyip benim sıramı gösterdi. Ben iyiydim ya böyle, başkasının yanına oturaydı olmuyor muydu yani. Erkin yanıma oturduktan sonra hocamız ders anlatmaya devam etti. Okul bitince İremle yürümeye başladık. İrem" cumartesi bize gelsene film izler, abur cubur yer, koparız" dedi. Tabiki de olur dedim,çünkü film izlemeyi çok severim ve İremle izleyince daha da eğlenceli oluyor. Genelde korku-gerilim filmi izler sonra korkutuğumuz için beraber uyuruz. İremle biraz oyalanıp eve geldiğimde hava yeni kararmıştı, annemi mutfakta sofra hazırlarken bulunca ona yardım etmeye başladım. Annem yemeklerden birer tabak fazla koyup bir tepsiye koyunca "onlar ne için?" dedim. Annem " bir alt kata senin yaşlarında yeni bir çocuk taşındı, yanlız kalıyor yemek yapamamıştır şimdi ona götürü ver." Melek annem benim ya. Tepsiyi alıp dediği daireye götürdüm ve kapıyı çaldım, çok geçmeden kapı açıldı. "Erkin?". "Selam hazal, gelsene". Şaşkın şaşkın ona bakmayı bırakıp içeri girdim ve tepsiyi ona uzatarak "annem gönderdi." dedim. Tepsiyi elimden alıp bir odaya girmeden önce çenesiyle oturma odasını gösterdi. Oturma odasına girip etrafı inlemeye başladım, öyle çokta öğrenci evine benzer bir hali yoktu, bence gayet hoş. Ben etrafı incelerken Erkin de içeri geldi ve tekli koltukların birine oturdu. Oturma odasın da karşılıklı iki tekli koltuk bir de üçlü koltuk ve üçlü koltuğun karşısında bir TV vardı. bende üçlü koltuğa oturdum. Aslında çok meraklı değilimdir ama birden sorular aklımdan taşçakmış gibi hissettim. Şimdi sorgu zamanı...

GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin