günlerden cumartesi
ben tanımadığım bir şehirde
daha önce uyumadığım yabancı bir evde
uykuya dalıyorum idi.
pazar günü babam okul kıyafetlerimizi getirdi.
bu şehre alışın burda uzun süre kalabiliriz dedi.
babamla hiç arkadaş gibi olmadım,
babamda babasıyla hiç arkadaş gibi olamamıştı,
aramızda hep bir resmiyet vardı.
bazen evet efendim şekli
konuştuğum bile olurdu.
pazartesi oldu
babamın yeni şoförü aldı kardeşimle beni
önce bizi okula bıraktı sonra babamı almaya gitti.
bu sefer farklı bir his vardı içimde
1.5- 2 senemi geçirebilirdim bu okulda...
derse girdim
tahtada kendini tanıtma faslını geçtikten sonra
sırama oturdum.
klasik sıra arkadaşı muhabbetimizi de yaptık 2 dakikada.
kafamda bir rahatlık var.
gerçek dostlar, kardeşler edinebilirim,
gerçekten aşık olabilirim lan ben burda diyorum.
17 yaşındayım ne çocukluk aşkım oldu
ne kardeşim diyebileceğim bu arkdaş.
aynı yerde 2 sene çok büyük zaman
bizim gibi yaşayanlar bilir.
üniversiteyi de aynı şehirde okurum
7 sene eder filan diye düşünürken zil çaldı.
yanıma bi kaç çocuk geldi
nerden geldin neler yaparsın muhabbetleri.
biz muhabbet ederken gittikçe etrafımız kalabalıklaşıyordu
her gelen katılıyordu sohpete,
içimde bi mutluluk oldu ulan
insan bi kaç kişiyle havadan sudan muhabbete
mutlu olur mu hasret kalır mı ?
ben fazla makara bir herif değildim
o zamana kadar,
kitap okuyan tiplerdendim
biraz entel filan takılıyordum.
neyse o günden sonra
hayatım baya bir değişti zaten
bu okulda da yabancılar vardı tabi,
onlarla aynı bina da farklı sınıflardaydık.
kantin ve bahçeyi ortak kullanıyorduk.
türk erkekleri yabancı kızlara hasta,
türk kızları da yabancılara (özellikle sarı pipili dediklerimize).
bir haftadan sonra iyice ısınmıştım şehre.
gidilecek bi kaç cafesi vardı zaten
öyle büyük bir şehir değildi.
okulda desen
iyice göte parmak enseye şaplak olmuştum çocuklarla.
arkadaşlarımı benim gibi
uzun dönem bu şehirde vakit geçireceklerden
seçmeye gayret gösteriyordum...
zaman hızla geçiyordu
şimdiden samimi bir arkadaşım olmuştu.
adı ömerdi
babası babamdan daha yüksek bir mevkii de görev yapıyordu
ve bu şehirde kalıcıydı.
ömer okulda ki çoğu kişiyi tanırdı,
beni de tanıştırdı.
şehirdede gidilecek yerleri bilirdi,
dolaştırdı cafedeki tanıdıklarıyla tanıştırdı
sağolsun kral adamdı ömer
ömerle arkadaşlığım devam ettikçe
çevremde genişledi,
okuldaki çalışanlarla,
esnafıyla,
öğrencilerle muhabbet kuruyordum.
bir gün ömer ve bir kaç arkadaşla dolanmaya çıktık şehirde,
biraz dolanıp her zaman gittiğimiz cafeye geçtik.
nargilemizi söyledik oturduk.
o sırada bir grup daha geldi
türk yabancı karışık bir grup
türk kızı da var yabancıda erkeklerde aynı şekil.
biz yabancı kızlarla kafamıza göre takılıyorduk
ama aynı şeyi türk kızları yapınca geriliyorduk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gececi'nin Hayatı
Romanceçok doğal bir olaydı bizim için, zaten fazla eşyamız olmadı hiç bir kaç kişisel eşya bigibletler filan. ve hiçbir şehre ait hissetmedim kendimi. hep lojman şekli evlerde kalıyorduk. taşınmak oyun gibiydi bizim için hep. ve yine bilmediğim görmediği...