0.1 Osmanlı Sarayı

674 38 42
                                    

Topkapı Sarayı.

Kız kardeşimle Kırım topraklarında Tanrıçalarımıza sunmak için huzurla Meyveler topluyorduk, ta ki köyümüz işgal edilene kadar.
Kafama aldığım darbeyle, bilincimin kapandığını hissettim.

"Cass uyan, uyan! ләгънәтләнгән сихерче уян!"

Kız kardeşimin sesiyle uyandığımda, cehennemin dibinde olduğumuzu düşünmeye başlamıştım, ancak bize bağıran adam olayı kavramama yardımcı oldu.

"Sizler Osmanlı Sarayı'na satılmış kölelersiniz, konuşma hakkınız yok sesinizi çıkaracak olursanız sizi mahvederim!"

Kızıl saçlı, daha önce görmediğim bir kız bağırmaya başladı, "Мин үлдем, бармыйм! GİTMEYECEĞİM OSMANLI İĞRENÇLİĞİNE"

Yanındaki kız onu sakinleştirmeye çalışıyordu, ama hiç bir faydası yoktu kız gerçekten delirmişti. Bunun tek çözümünü bilen Nova, önce kıza sonra bana baktı. Gerçekten, bunu yapmaktan hiç hoşlanmıyorum.

Sessizce fısıldadım,"Afíste tin enérgeia tou kókkinou na érthei se ména kai na exasthenísei méchri na páei sto paláti."

Kızıl kızdan bana akan enerjiyi hissediyordum, bu da uzmanı olduğum konulardan biriydi. Enerji vampirliği, eğer yeterince iradenizi kontrol edemezseniz tüm enerjisini çekip karşınızdakinin ölümüne sebep olabiliyordunuz. Yavaşça sakinleştiğini gördüğümde enerji akışını kestim. Yanına gidip gereğinden fazla enerji alıp almadığımı kontrol etmem gerekti, ancak çok fazla sallanan geminin içinde yürümek zordu.

"Nova, git ve kızı kontrol et." dedim kız kardeşime, sessizce.

Zorlukla ayağa kalkarak ilerleyip kızın yanına ulaştı, kızın boynuna elini koyup rahat bir nefes verdiğinde arkama yaslanıp nereye gideceğimizi beklemeye başladım. Bağırmanın bir faydası olmadığını bana kızıl kız öğretmişti, sağolsun.

Aradan geçen saatlerden sonra Nova, ben, adının Alexandra olduğunu öğrendiğim kızıl kız ve kalanlarla beraber sarayın içine atıldık.
İlerleyeceğimiz sırada kız kardeşim seslendi,
"Cassandra, çok yüksek miktarda büyü enerjisi hissediyorum, bu yer gerçekten eğlenceli olacak gibi!"

Gerçekten, bir sarayda mahsur kalmıştık ve düşündüğünün bu olduğuna inanamıyordum, ancak ses çıkartmamayı seçtim, Buradan çıkacak bir yol bulamazsak, bu lanet yerin en sözü geçen kadınları olmak zorundaydık.

Kafasında bir sarık bulunan erkek bize yaklaştı,
"Yürüyün. Nigar Kalfa size kuralları öğretecek, saygısızlık etmeyin. Terbiyeli davranırsanız bu saray size cennet olur."

Terbiye mi? İşte şimdi başlıyorduk.

Bizi içeri iteleyen adama gözümü devirerek sıraya geçtim. Nigar Kalfa dediği kadın konuşmaya başladı.

"Sizler Sultan Süleyman Han'ın malısınız. Burada uyuyacak, eğitim alacak, işlere yardım edecek, halvetlere gireceksiniz. Eğer dediklerime uyar, sizden beklenileni yaparsanız bu sarayı size cennet ederim. İtaatsizlik edecek olursanız, bu saray sizin için cehennemden farksız olacaktır."

Nova'nın giderek sinirlenmeye başladığının farkındaydım, itaat etmek onun için rol olsa bile nefret edilesi bir şeydi. Bir şey yapmasını önlemek için ona baktığımda, geç kaldığımı anlamıştım. Sessizce parmağını şıklattığı gibi Nigar Kalfa'nın düşmesini sağladı. Gerçekten daha geldiğimiz ilk dakikada bunu yapmasından bile işimin çok zor olacağını görüyordum. Denilenleri yap, Hünkarın koynuna gir, büyüle, çocuk ver, Sultan ol.

Nigar Kalfa denen kadını iki adam taşırken kız kardeşime sinirli bir şekilde fısıldadım,"Daha ilk dakikalardan bunu yapmaya devam edersen yakalanmamız işten bile olmayacak Nova!"

"İyi tamam, neyse." diye geveledi ağzında.

Nigar Kalfa esrarengiz (!) bir şekilde bayıldığı için, bir kadın bizi gelip mermerli bir yere götürdü, adı Hamam'dı sanırım.

"EĞER BENİ KONTROL ETMEYİ AKLINIZDAN GEÇİRİRSENİZ SİZİ MAHVEDERİM İĞRENÇ İNSANLAR!" Diye bağırdı Alexandra.

Ancak bağırdığı gibi odadan çıkarıldı ve başka bir yere sürüklenmeye başlandı.

Gerçekten, daha önce sevişip sevişmediğimizn onların derdi olduğunu sanmıyorum ama onlarla kavga etmenin bana bir şey kazandıracağını da sanmıyorum, o yüzden susup bu işkencenin bitmesini bekledim. Nova'ya da sesini çıkarmaması için baktım, kardeşimin de Alexandra'yla aynı kaderi paylaşmasını istemezdim. Ona ne olduğunu bilmiyordum, ta ki yukarıdan gelen daha önce duymadığım bir kadın sesi duyana kadar.

"Sen Sultan Süleyman'ın malısın. Ona göre davran. ябык һәм утыр!" Diye bağırdı, sonradan Valide Sultan olduğunu öğrendiğim kadın.

Gerçekten, Zeus bile bu kadar ilkel değil, bundan eminim.

Muhteşem Yüzyıl - Cadının SoyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin