Kacchan biraz kaba davransa da herkes onu severdi. Ben de severdim.. O herkesin Kralı gibiydi.. Ama o benim için herkesten daha değerliydi.. Çünkü o Kalbimin Kralıydı..
BxB
Özgürlüksüz AU
Bakudeku
Katsudeku
Katsuizu
Decchan
Deku'yu sınıfa götürüyordum. Her zamanki gibi bir gündü. Beraber durakta buluştuk ve beraber okula gittik.
Ama nedense Deku bu gün ayrı bir mutluydu. Gülüşü sanki here zamankinden daha güzeldi..
Sınıfa girdik ve onu yan tarafıma bıraktım. Ben de yanına oturdum. Çok geçmeden hoca geldi ve ders başladı
Bu gülüşü neden farklı..?
Deku dersin hemen bitmesini isteyen bir hali vardı. Anlayamıyorum. Bu gün ne vardı?
Ders bir şekilde bitmişti ve Deku elimi ellerinin arasına aldı.
"Kacchan çantamı kucağıma koyar mısın?" diyince bunu nedenini anlamasam da koymuştum.
Çantasını açtı ve biraz içine baktı. Sanki bir şeyin yerinde olup olmadığını kontrol ediyordu. Sonra gülümseyerek bana döndü ve "Kacchan lütfen 5 dakika da olsa bahçeye gidelim" diyince tabi ki kıramadım. Deku'yu alıp sınıftan çıktım ve asansör ile alt kata indik.
Nihayet okulun bahçesine vardığımızda onun önüne geçtim ve konuşmasını bekledim.
Deku çantasına yönelip küçük bir kutu çıkardı. Dışı da hediye paketi ile kaplıydı.
Bir hediye mi?
Deku gülümseyerek elinde tuttuğu küçük kutuyu bana doğru uzattı. Bana gülümsedi ve
"Doğum günün kutlu olsun Kacchan" dedi sevinç ile
Bir dakika ne? Doğum günüm mü?
Bu gün 20 Nisan mı?
Bana cidden hediye mi aldı..
Elimi hediyemi almak için uzattım. Hediyeyi ellerinden alırken istemsizce gülümsüyordum.
Pakete zarar gelmemesine özen göstermeye çalışırken heğecandan ve mutluluktan hediye paketini parçalamıştım. Deku ise gülümseyerek bakmaya devam ediyordu.
Kutuyu açtığımda gülümsemem daha da büyüdü. Bir bileklik almıştı. Ama bu özel bir bileklikti. Turuncu zeminin üstünde yeşil renkte "Deku" yazıyordu.
"Teşekkür ederim Deku. Bunu her zaman takacağım" dedim ve bileğime bağlamak için kutuyu cebime attım.
"Çift bileklik olmaması ne üzücü" dedim bilekliğime bakarken. Onda da "Kacchan" yazan bir bileklik olsaydı keşke.
Deku'ya geri baktığımda yüzündeki gülümseme bir anda gitmişti. Biraz bana boş boş baktıktan sonra kahkaha atmaya başladı.
Ben neden böyle davrandığını anlayamazken Deku gömleğinin kolunu biraz yukarı çekti ve
Onun da bilekliği var!
"Bunu sana vermeyi uzun zamandır düşünüyordum" dedi Deku.
Biraz sessiz kaldıktan sonra "Doğumgünün sadece bir bahaneydi. Çok önceden bu bileklikleri yaptırdım ama vermeye cesaret edemedim" dedi kendi bilekliğine bakarken. Sonra bakışları tekrar bana döndü.
"Yaptırırken özellikle rica ettim Kacchan.. Sevdin mi?" diye sorunca
"Sevmek ne kelime. Bayıldım! Teşekkür ederim Deku. İyi ki varsın" dedim ve Deku'ya sarılabilmek için yere çömeldim. Kollarımı onun belini sararken kafamı onun omzuna koydum.
Her gün aldığım o harika kokusunu sanki ilk defa alıyormuşcasına içime çektim.
O harika çikolata ve vanilya kokusu.. Beni benden alıyordu..
Kalp atışlarım istemsizce hızlanmıştı. Ama umursamadım. Sarılmayı bırakmak istemiyordum.
Onun kollarında huzuru buluyordum..
Keşke.. Keşke bir an önce 16 yaşına gelsen İzuku..
Seninle sevgili olmak istiyorum..
Bu benim 16 yaşına girince senden isteyeceğim tek şey..
Ders zilinin çalması ile istemesem de Deku'nun kollarından ayrıldım.
Hediyesi için tekrar teşekkür ettikten sonra beraber dersi işlemek için sınıfa gittik.
Evime gidince üstümdeki okul formasından kurtuldum ve pijamalarımı giydim.
Yatağıma uzanmış tavanı izlerken bilekliğimi dudaklarıma götürdüm ve gözlerimi kapadım.
Tek düşündüğüm şey ise..
Umarım sen de benimle aynı şeyleri hissediyorsundur Deku..
Seni seviyorum
-0-
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
