İlk Cinayet

12 6 3
                                    


Polis bana iyice yaklaşırken gözüme satış tezgahında asılı olan bıçak ilişti.

Düşünecek zamanım yoktu.

Ya ölecektim ya da öldürecektim.

Daha fazla düşünmeden polisin tam karşıma geçmesini bekledim.

Polis markette kimsenin olmayacağını düşündüğü için savunmasız geziyordu.

Tam karşıma geçtiğinde bıçağı kalbine sapladım...

Sessiz olmaya çalışmıştım ama bir şey duyup duymadıklarını bilmiyordum.

Hemen depoya doğru gittim.

Deponun markete açılan kapısından yavaşça ve sessizce geçtim.

Ellerim titriyordu o yüzden hiç bir şey düşünmemeye çalışarak depodan çıktım.

Eve gidecektim.

Ne taraftan gitmeliydim?

Aklım karışmıştı?

Daha fazla oyalanmamalıydım fakat eve nasıl gideceğimi bilmiyordum?

Elimdeki poşetlere baktım,bunlarla yakalanmam daha kolay olurdu.

Akşam olmadan eve gitmeliydim ama nasıl?

Sakin olmalıydım ancak böyle evin yolunu hatırlayabilirdim.

İlk önce etrafıma baktım.

Bir şeyler hatırlıyordum.

Sokaklarda görünmeden ilerlemeye çalıştım.

Sokağın bittiğini fark ettiğimde,kafamı kaldırdım ve etrafıma baktım.

Eve gelebilmiştim.

Anahtarımı çıkmadan önce almıştım,kapıyı açtım.

Merdivenlerden çıktım,evimizin kapısını açtım.

Bir anda herkes bana sarılmıştı.

O kadar korkmuşlarmıydı?

Bir dakika sanırım annem ağlıyordu...

"Öldün sanmıştık Henna!Gelmeyeceksin diye ne kadar korktuk bilemezsin!"

Anneme sarıldım.

Sakinleştirmeye çalıştım.

En sonunda kendine gelince odama geçtik.

Onlara ilk cinayetimi işlediğimi anlattım...

Anlatırken vücudum titriyordu...

Beynimin bir yani ne kadar kendimi korumak için yaptığımı söylesede diğer yanı bir katil olduğumu söylüyordu...

İkisi arasında kalmıştım.

İkiside doğru söylüyordu
Şimdi ne yapacaktım?

Ben bunları düşünürken annem bana sesleniyordu.

"Henna,daha fazla düşünme sen doğru olanı yapıp kendini korudun."

Anneme boş gözlerle baktım.

Yanıma oturup bana sarıldı.

"Tamam anne,ben iyiyim."

Saate baktım.

16.30

12 saatimiz gitmişti...

Yapabilecek bir şeyimiz yoktu.

"Hadi yemek yiyelim."

Anneme bakıp başımı 'Tamam' dercesine salladım.

Yerimden kalkıp bitkin bir şekilde mutfağa doğru ilerledim.

Masaya oturdum.

Annem yemekleri tabağa koyuyordu.

Hiç kimse konuşmuyordu.

Bu sessizliği bozup onlara aklıma gece gelen fikrimi anlatmaya karar verdim.

"Evet haklısın köye gitmeliyiz."

"Evet,anneannenle dedenin evinde kalabiliriz."

Konuşan anneme ve babama bakıyordum.

"İyide hep orada kalamayız,bize erzağı kim verecek?"

Bu sefer konuşan abime bakmıştım.

Haklıydı.

"Biz yapacağız"

"İyide nasıl?Hayatında hiç ekin ekin ektin mi?"

"Hayır"

"Biliyordum.
Nasıl hayatta kalacağız Henna?"

"Bende bilmiyorum, lanet olsun ki hiç bir şey bilmiyorum!
Aklıma gelen fikirleri söylüyorum!
Mantıklı olduğunu düşündüğüm,bizi hayatta tutabileceğini düşündüğüm tüm fikirlerimi söylüyorum!
Eğer burada evimizde oturup dışarıya çıkmazsak hayatta kalabileceğimizi mi düşünüyorsun?!"

"Evet Henna! Burada oturup itaat edersek kimse bize dokunmaz!"

"Yanılıyorsun abi!
Herkesi tek tek öldürüyorlar!
Sırayla!
Burada oturarak hayatta kalamayız!
Ayrıca senin itaatin kimsenin umrunda değil!
Onların tek derdi bizi öldürmek!
İşlemediğimiz günahımızın bedelini ödüyoruz anlasana!"

"Yeter bu kadar,eğer böyle yaparsanız ne köye giderek nede burada kalarak hayatta olabiliriz."

"Anneniz haklı,yeter bu kadar."

Masadan kalktım.

Haklıydılar.

Kavga ederek hayatta kalamazdık.

Yatağa girdim.

Gözlerimi kapattım.

Bu gün yeterince yorulmuştum.

Yatmadan önce saate bakmıştım.

20:38

Zaman hızlı geçiyordu.

Uyumaya çalıştım.

Başaramasamda...

Merhaba arkadaşlar!

Jimin bu hikayeye biraz sonra dahil olacak.

Yorum yazmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen 🙏

Sizleri seviyorum olmayan takipçilerim 😘

REBELLION 反乱 / ᎮᏠᎷHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin