Suicidal Love||Taekook (oneshot)

|Endless Love

Merhaba, acaba bu oneshot hikayeyi ne zaman okuyacaksınız...
Umarım beğenirsiniz:)

Birde; oneshot ama bayağı uzun olacak!!

İnstagram: sourcbloody

(Taehyung'un ağzından anlatım)

Jeongguk ve ben yaklaşık 8 yıldır çıkıyoruz. Onu ilk tanıdığımda 17 yaşındaydı. Ben ise ondan sadece 1 yaş büyüktüm. Ona ilk görüşte aşık olduğumu rahatça söyleyebilirim. Neden bilmiyorum ama onu ilk gördüğümde daha önce hiç hissetmediğim bir duyguyu hissettim.

Derler ya hani "Büyülendim sanki onu görünce." işte gerçekten böyle olmuştu. İçimde kopan fırtınalar, karnımda uçuşan kelebekler...

Ona her baktığımda tekrar ve tekrar onu ilk gördüğüm gün aklıma geliyor.

"Aşka düştün Kim Taehyung." Demiştim kendi kendime.

Çıkmaya başladık. 3 yıl sonra annesini, babasını ve kız kardeşini evlerinde çıkan yangında kaybetti. Kurtulan tek kişi o olmuştu. Sürekli ailesinden ayrı kaldığı için, kendi de ölmediği için ağlar dururdu.

Yavaş yavaş iyileşmeye başladı. Bu süreçte onun her zaman yanında oldum. Hatta onu kendi ailemle tanıştırdım, tanıştırdım ki; ikinci bir ailesinin her zaman var olduğunu bilmesi için.

Bu onu çok mutlu etmişti. Güldüğünü görmek yaşamam için temel sebepti.

Sonra Fransa'ya taşınma kararı almıştık. Evli değildik, hala daha değiliz ama bu beraber yaşamamamız için bir etken değildi. Taşındığımızda ilk başlarda küçük, sıcak havası olan bir evde oturuyorduk.

Sonra Pariste, Eyfel Kulesini tam gören bir gökdelene taşındık. 46 katlıydı ve biz 34. kattaydık. Manzaramız sürekli çok güzeldi ama geceleri bir başkaydı.

Yeni evimize bir köpek aldık. İsimi de "Yeontan" oldu. İkimizde onu çok severdik.

Yıl 2021, hala Jeongguk ile beraberim, Yeontan yanımızda, Eyfel Kulesine bakarak kahvemi yudumluyorum. (LOL)

....

"Hoş geldin bebeğim." Dedim kapıdan içeri giren Jeongguk'u görünce. Her zamanki güzel gülüşü ile baktı bana. "Mutfağa gel hemen, seninle beraber yemek yapacağım." Elinde ki poşetleri mutfak tezgahına bıraktıktan sonra tekrar bana seslendi. "Taehyung!!"

Sesi öfkeli ama tatlı tonda çıkmıştı. "Geliyorum." Dedikten sonra Yeontan'ı kucağımdan indirip mutfağa geldim. "Önlük lütfen Jeon Bey."

"Buyurun efendim." Tam arkama geçti ve kollarını belime sardı. Sonrasında yüzünü boynuma gömerek minik öpücükler bırakmaya başladı. "Sizi çok özledim Kim Taehyung Bey." Diyerek fısıldamıştı. İçimi titreten bu ses tonu onun kolları arasındayken ona doğru dönerek, kollarımı boynuna dolamamı sağlamıştı.

"Bende sizi özledim Jeon Jungkook Bey." Öylece gözlerimin için bakıyordu sadece. Bir saniye bile ayırmıyordu gözlerini gözlerimden. Beklemediğim anda yapıştırdı dudaklarını dudaklarıma.

Dudaklarımız birbiri üzerine basılıyken, güzel parmakları belimi okşuyordu. Ellerimi ensesinden yavaşça saçlarını çıkarttım. Öpüşmemiz gittikçe derinleşirken bacağımdan hissettiğim şey ile hızla geri çekildim.

Yeontan gelmişti. Muhtemelen susamış veya acıkmış olmalıydı. "Zamanlaman çok güzel." Dedi Jeongguk, Yeontan'ı kucağına alarak. Burnuna öpücükler kondurup, ısırıyordu.

"Hadi ama daha yemek yapacağız." Hafif öfkeli sesim ile konuştum. O buna kıkırdadıktan sonra az önce bağlamadığı mutfak önlüğünü bağladı belime.