0.9

285 37 31
                                    

Günler günleri kovalarken, şaka maka bir hafta geçirmişti Mark perisiyle beraber. Güzel perisi Haechan ile araları eskisi kadar gergin değildi. Aksine sanki her zaman birlikteymiş kadar yakınlardı.

Mark evden çıkmıyor zamanını Haechan ile geçiriyordu. Jaemin ve Jeno onu arada zorla evden sürüklüyordu gerçi. Ama bunun dışında markete falan çıkmadıkça evde oturuyordu.

Haechan ona önceki hayatları hakkında hiç bir şey söylemiyordu. Tek söylediği daha önceden tanışmış olduklarıydı, ki bu Mark'ı sinir ediyordu.

O gün oturmuş ve himym izliyorlardı. Haechan diziyi çok sevmişti. 6. sezona gelmişlerdi. Yani Haechan gece gündüz izlediğinden 6. sezondalardı. Mark zaten dizi yerine Haechan'ı izliyordu.

"Hae"

"Efendim aşko"

"Şu, önceki hayat olayı. Garip bir rüya gördüm dün gece."

"Ne? Ne gördün?"

"Ben, şey... Garipti. Sen bana kaçmamı söylüyordun. Ben de sana seni tekrar bırakmayacağımı söyledim. Beni tekrar bulabileceğini. Gitmemi söyledin. Ben de gittim. Sonra canımın acıdığını hissettim uyandım."

"Hm, tamam."

"Anlat artık bana, nereden nasıl tanışıyoruz biz?"

"Tamam peki. Kapat televizyonu. Anlatıyorum iyi dinle. Bak şimdi, hatırladığım kadarıyla ilk tanıştığımızda 1675 yılıydı. Aigo bayağı çok olmuş. O zaman sizin kasabanızda, periler olarak sizin içinizde yaşardık. Ama sizinle iletişim kurmamız yasaktı. Ben sana aşık olmuştum. Seni izliyordum hep. Sonra sen seni neden izlediğimi sordun bana. Konuşmamamız gerekiyordu ama ben cevap verdim sana. Senden hoşlanmam normal karşılanmazdı o zaman. Ama sen normal karşıladın benim hislerimi. Sonra seninle birlikte zaman geçirmeye başladık, insanlardan uzakta... Ama biri fark ettiği zaman seni lanetlediğimi söylediler. Sen beni korudun. Öldün benim yüzümden. Sonra uzun süre seni aradım. Bulmam o kadar uzun sürdü ki... Seni tekrar bulduğumda 1967 yılındaydı. O zaman da sen kendi başını sürekli derde sokan biriydin. Ve biz artık insanlara görünmüyorduk. Ben sana göründüm. Sen beni görünce korkmuştun bu defa. Ama iyilik perisi olduğumdan normal karşıladın sonra. Seni koruması istedin. Korumaya gelmiştim zaten ben sana. Sen bu defa gördüğün gibi rüya gördüğünü beni tanıdığını söyledin. Açıkladım ben de sana her şeyi. Sonra sen başını ciddi bir belaya soktun. Ben de seni korumak istiyordum zaten. Koşuyorduk, senin rüyanda gördüğün olay. Kaçmanı söyledim. Gerekirse seni bulabileceğimi. Kurtaramadım seni. Sonra yine bekledim tekrar doğmanı. Ben neden ölmemiştir biliyor musun? Beni öldürecek bir büyü bulmaları zordu. O büyüleri hatırlayan yada bilen insanlar çok azdı. Sonra ben 10 yıl önce buldum seni. Hayatın güzeldi. Mutlu görünüyordun. Hiç bir sorunun yoktu. Boş yere hayatına girip aklını karıştırmak istemedim. Ama etrafından ayrılmadım. Büyük babanın büyü kitabı olduğunu gördüm sonra. Hala büyülerle ilgilenen nadir insanlardandı. Büyü kitabındaki ritüelin perisi ile anlaştım. Onun yerine geçtim. O da özgür oldu. Bu şekilde eğer bir gün biriniz çağırırsanız, beni çağırmış olacaktınız. Onun dışında da hep korudum seni. Hatırlıyor musun? Sen 9 yaşındayken az kalsın araba çarpıyordu sana..." Mark sakince başını salladı, sessizce dinliyordu onu. Uzun bir hikayeydi onlarınki. Uzun ve sonu bilinmez bir hikayeydi. "İşte o zaman, ben seni tutup kaldırdım oradan. Mucizevi şekilde uçtuğunu söylemişti kamyon şoförü de. Ben taşımıştım seni oraya. Sen anın şokuyla anlamamıştın zaten. Her zaman yanındaydım. Sonra sen çağırdın beni. Yanında çok iyi hissediyorum. Seni seviyorum. Seninle olmayı seviyorum. Ama sen büyüyorsun, değişiyorsun, yaşlanıyorsun. Ben hep aynı kalıyorum. Sen gidiyorsun, ve ben geri dönmeni beklerken acı çekiyorum. Keşke insan olabilsem. O zaman seninle beraber yaşlanırdım. O zaman her şey daha güzel olurdu... Aish içini kararttım sanırım. Bilmesen de olurdu bunları Mark..."

Sonra sessizlik. İki beden. Yıllarla, kaderle birbirine bağlı iki beden. Haechan ağladı sonra. Mark'ın yazılan bir ömrü vardı çünkü. Mark sarıldı perisine. "Ben buradayım, sen buradasın... Biz beraberiz, ve şu an ölmeyi düşünmüyorum Haechan. Seni seviyorum, çok güzelsin. Yanımda kalmanı sağlayacağım. Seni seviyorum, seni çok seviyorum. Bu sefer öylece gitmeyeceğim. Bu sefer yanında kalacağım. Seni seviyorum, ağlama güzelim." Haechan da kollarını sardı sevdiğine, sevgilisine.

Chenle ve Jisung ise televizyonun üzerinde oturuyorlardı. "Lele, sonunda Hae'miz çok mutlu.", "Evet Jiji, sonunda mutlu. Hep öyle kalsın. Umarım mutlu olur. Onları koruyalım tamam mı?", "Hm... tamam."

Ve o gece, sarılarak uyudular. Mutlu olacaklar mıydı bu defa. Mutlu kalacaklar mıydı hep?

_______
18.05.21

*ೃ: Evet, ben sizi mutlu sonla mı bitirsem, yoksa yine üzsem mi? Okuyanlar karar verse olabilir. Ama her an keyfim ve kahyası, terazi burcu olma skillslerimi kullanarak sizin seçtiğiniz şeyi umursamadan karar verebiliriz. Görüşürüz! Seviyorum sizi!

✓ fairy boy ⌗ mark × haechanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin