3

203 14 24
                                    

Derek evin kapısını çaldıktan bir süre sonra kapı açılmıştı.
Karşısındaki adam güler yüzle karşılayınca Derek'de gülümsedi ve konuştu.

" Mr. Saltzman, Diana evde mi?"
" Evet, odasında."

Mr. Saltzman, Derek'in içeri girmesi için kenara çekilince Derek içeri girdi ve hızla üst kata çıktı.

Sinirle Daisy'nin odasına girince Daisy yattığı yatağından kalkıp kaşlarını çattı.

" Bana söz vermiştin! "
" Derek, ne oluyor? "

Daisy şaşkınca konuşunca Derek konuştu.

" Güçlerini kullanmayacağına dari söz vermiştin! Ve masum kişileri öldürdün!"

Daisy ne olduğunu anlayınca güldü ve konuştu.

" Alice'i tehdit ettiler... Isaac adlı bir Beta'yı onlara götürmesini, yoksa her şeyi ortaya çıkaracaklarını söylediler. Bizde gereken cevabı verdik. "

~ İki Saat Sonra ~

" Diana! Derek! "

Aşağıdan babamın sesini duyunca ayağa kalktım ve konuştum.

" Yemeği hazırladı büyük ihtimalle. "
" Ben yemeğe kalmasam? "

Göz devirdim ve konuşmaya başladım.

" Mr. Saltzman'ın seni bırakacağını sanmıyorum. "

Odamdan çıkarken konuşmuştum.
Gülünce bende güldüm ve aşağıya indik.
Lizzie, Josie'ye bakmadan masaya oturduğunu gördüm.
Josie ise pişmanlık dolu bakışları ile Lizzie'ye bakıyordu.

Derek'le bakıştıktan sonra karşılıklı babamın yanına oturdum.
Babam en başta onun yanına ben ve karşımda Derek, Josie ve Lizzie karşılıklı oturuyordu.

Yemek bıçağını alıp hafifçe elimde çevirdim ve et parçalarını kesmeye başladım.
Bir parça ağzıma atarken babam konuştu.

" Bugün okulda kavga etmişsiniz."

Josie ve Lizzie tepki vermeden yemeklerine devam edince Derek gergince arkasına yaslanıp konuşmaya başladı.

" Ben kalkayım Mr. Saltzman, siz meselelerinizi çözersiniz..."

Babam itiraz edecekken ona baktığımı gördü ve boğazını temizleyip konuştu.

" Sen bilirsin, bizim açımızdan problem yok. Biliyorsun."
" Evet biliyorum, ama kız kardeşim beni bekliyordur."

Derek ayağa kalkınca bende kalkmıştım.
Hızla konuştum.

" Ben seni geçireyim."

İkimizde kapıya ilerleyince kapıyı açtım ve hızla üzerime deri ceketimi alıp spor ayakkabılarımı giydim.
Derek bir şey demeyince anahtarlarımı alıp çıktık.
Derek bana baktıktan sonra konuştu.

" Şortla üşüyeceksin... Ve kısa kollu ile... Duştan çıktığını söylememe gerek var mı?"
" Gerek yok, ama hava o kadar soğuk değil."

Derek alayla güldü ve elimi tutup kendi cebine koydu.

" Burnun kızarmış ve ellerin buz gibi... Kesinlikle üşümüyorsun."

Göz devirdiğimde arabasının yanına gelmiştik.
Cebimden telefonu çıkardım ve saate baktım.
Daha 19.00'dı!
Derek bana döndü ve konuşmaya başladı.

" Eğer, eve gidip üşümeyeceğin şeyler giyersen, dışarıya çıkabiliriz. "

Göz devirip sinirle eve girdim.
Odama çıkıp üstüme siyah boğazlı kazağımı, altıma siyah dar kot pantolonumu giydim.
Çıkardığım siyah deri ceketi hızla giydim ve aşağıya indim.
Siyah botlarımın bağcıklarını bağlarken Josie'nin sesini duydum.

" Nereye gidiyorsun Mrs. Saltzman?"

Evet babama Mr. Saltzman, en büyük ben olduğum için bana da Mrs. Saltzman diyorlardı  .
Bakışlarımı Jo'ya çevirdim.

" Dışarı, Jo. Bir sorun mu var?"
" Uhm... Babam duyarsa... Neler olacağını hatırlatmalıyım sanırım. "

Göz devirdim.
Babam gece dışarı çıkma yasağı koymuştu çünkü... Herneyse.

" Babama söylersen, seni öldürürüm."
" Söylemem, karşılığında bir şey istiyorum. "
" Çabuk ol. "

Sırıttı ve konuştu.

" Büyü kitabını vereceksin. "
" Ne? Hayır.
" Ba-"
" Tamam! Yarın sabah veririm. "

Jo sırıttı ve ağzına fermuar çekiyormuş gibi yapıp yanımdan uzaklaştı.
Bende sinirle evden çıktım ve Derek'in arabasına ilerdim.
Arabaya bindiğimde Derek beni süzdü ve sırıttı.

" Şimdi, nereye gitmek istersin?"
" Babama yakalanmadan şuradan uzaklaşmak."

Koltuğa iyice sinerken Derek gülerek arabayı çalıştırmıştı.
Evden uzaklaşınca derin nefes alıp doğruldum ve düzgün(!) bir şekilde koltuğa oturdum.

" Nereye gidiyoruz?"
" Sahile? Bu saatte kimse yoktur orada. "

Doğru söylüyordu, çünkü hava cidden soğuktu ve eğer deli değilse kimse oraya gitmezdi.
Biz hariç.
Arabanın yönünü çevirince kaşlarımı çattım.

" Şimdi nereye gidiyoruz?"
" Ormana."

Kısa(?) bir yolculuk sonrası ormanım derinliklerine doğru girmiştik.
Konuşmaya başladım.

" Büyükbabam ve büyükannem ormanda sevişirken anne-"

Derek elini ağzıma bastırdı ve beni ağaçla arasına aldı.
Elini çekince tekrar konuştum.

" Tamda bu pozisyonda-"

Tekrar elini ağzıma bastırdıktan sonra gözleri parladı ve kırmızıya döndü.
Etrafa baktıktan sonra bana döndü.
Gözleri normal rengine yani yeşile dönerken konuştu.

" Yalnız değiliz."

Hunter Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin