Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sabahın ilk ışıklarıyla uyandı. Bugün olan çekimler daha erken ve daha yorucu olacaktı. Onun için daha fazla gecikmeden sıcak yatağından kalktı.
Kim Taehyung; yıllar önce girdiği bu sektörde yeni yeni yükselen bir oyuncuydu. Belli bir kitlesi vardı ve her geçen gün bu kitle daha da artıyordu.
Oyunculuğun yanında bazen şarkı da söylerdi. Oynadığı çoğu film ya da dizide ona ait ost şarkıları bulunurdu. Çoğu reklamda yüzü kullanılırdı.
Banyoya girdi ve kısa bir duşun ardından hazırlanıp mutfağa girdi. Tek katlı ve şirin bir evi vardı.
Sabah yaptığı kahvaltı onu gün boyunca tok tutar ve akşam yemeğine kadar en fazla içecek içer ya da çikolata yerdi.
Akşam yemekleri boğazından geçmiyordu genellikle. Yemek yemesi için onun yanında olması ve kendi elleriyle yapıp ona yedirmesini istiyordu
Ama o neredeydi ki?
Şimdi neredeydi, mutlu muydu? Yaşıyor muydu? Hiçbir şey öğrenememişti ona dair.
Dolaptan çıkardığı sebzeler ve birkaç malzemeyle kendine sandviç yaptı ve portakal suyu ile yemeye başladı.
Zengin olmasına rağmen asla bu minik ve şirin evden çıkmak istememiş ve sevgilisi ile onu yaşatmaya devam etmişti.
Yemeğini yerken aklına dolanan anılar onu zorluyordu.
"Taehyung!" Jin'in yüksek sesiyle homurdanarak içeri girdi.
Jin, içeri giren ve hâlâ uyku aleminde olan sevgilisine bakarak iç geçirdi, uykulu haliyle bile bir prens gibiydi.
"Ya ne olurdu biraz daha uyusaydık! Ben sana sarılıp tüm gün yataktan çıkmama planları kuruyorken sen bizi sabahın köründe kaldırıyorsun jinnie" sesini sona doğru ağlamaklı çıkarmış ve rolüne bürünmüştü.
"Ama sevgilim, bugün hafta sonu ve hava çok güzel uzun zamandır gezmemiştik. Hem sende sürekli yataktan çıkmama planları kuruyorsun, çürüyeceğiz diye korkuyorum taehyungie"
Taehyung gözlerini devirmiş ve masaya oturmuştu. Jin taze portakal suyunu bardaklara doldurmuş ve masaya yerleştirip o da oturmuştu.
"Jinnie nereye gidiyorduk biz?" Taehyung gözlerini ovuşturarak uyku aleminden tamamen çıkmış ve kahvaltıya odaklanmıştı.
"Unuttun mu yoksa?" Jinin kırgın sesiyle kızdı kendine taehyung. Bu masum adamı üzmekten nefret ediyordu.
"Hahah unutmadım ya sadece seni test ediyordum unuttun mu diye" jin gülümsemiş ve kahvaltıya büyük bir neşeyle devam etmişti.
Taehyung çaktırmamak için uğraşıyor ve hatırlamaya çalışıyordu. Elini telefona attı ve bugünün tarihine baktı. Gördüğü tarihle gözleri kocaman açıldı. Sevgili oldukları tarihti bugün ve o henüz bir şey almamıştı.
Ne yapacağını düşünürken aklına gelenle sinsice sırıttı.
'özür dilerim sevgilim ama yalan söylemez isem sen çok kırılacaksın' içinden söylenmiş ve sanki telefona gelen önemli bir mesaja bakıyormuş gibi şaşırmıştı.
Jin onun şaşkın halinden bir sorun olduğunu anlamış ve ona dikkatle bakıyordu " Bir sorun mu taehyung?" Taehyung yutkundu.
"Okuldan projemle ilgili bir sorun çıkmış" jin'in yüzü düşerken taehyung içinden kendine sövüyordu.
"Çok mu acilmiş?" Jinin kırgın sesiyle yerinden kalktı ve sevgilisin yanına oturdu. Ellerini birleştirdi.
"Jinnie, bak hemen gidip halledip geleceğim. Gideceğiz sana söz veriyorum bizim için özel olan o yere gideceğiz" jin hafifçe dolan gözlerini gözlerine çıkardı
"Söz mü?" Taehyung gülümseyerek sevgilisinin gözlerini öptü. "Söz!"
Jin gülümseyerek ona sarıldı. İyiki taehyung ile beraber ve onunla sevgiliydi.
Aslında ikisi de bu koca şehirde yaşamıyorlardı. İkiside Kore'nin birbirine uzak olan iki şehrinde yaşıyordu. Ancak lise sınavında yüksek bir derece yaparak Kore'nin en iyi lisesinde okumaya başlamışlardı. İlk başta ev arkadaşıyken çok geçmeden büyüyen hisleriyle ilk jin açılmış ve dudağına yapışmıs ve sevgiyle öpmüştü.
Lise son sınıfta olan ikili şimdiye kadar pek çok zorlu ve aşılmayacak sorunlar yaşamamış ve mutluydular.
Taehyung ona sarılan sevgilisine gülümsemiş ve boynuna öpücükler dizmeye başlamıştı. Islak, sesli, sert ve etkisi büyük öpücükler...
Jin'in boynundan daha çok gıdıklandığını bilerek nefesini üfledi. Jin kıkırdamaya başlayınca hem öpüyor hem gülüyor hemde birbirlerine dokunuşlar hediye ediyorlardı.
"Taehyung durmazsan eğer kolunu ısıra-" konuşmasını kıkırtıları kesince taehyung elini bel çukuruna koymuş ve huylandıracak bir şekilde okşamaya başlamıştı.
"Demek beni ısıracaktın" karanlık sesi her an tehlikeyi getirecek kadar karanlık ve boğuktu.
"Ahaha sadece şaka yapmıştım sevgilim hiç ısırır mıyım seni" taehyung jine güldü ve boynuna sokuldu.
İkili mutluydu
Hemde çok
Özellikle yan yanayken...
Taehyung sanki o sabah mutfağa dolan kıkırtıları duymuştu. Gözlerinden düşen yaşla yemeği bıraktı.
Devam edememişti. Hatırladığı anılar onu çok zorluyordu. Sanki yediği küçük lokma ağzını tıka basa dolduruyormuş gibi hissediyordu.
Hızla toparlandı. Yoksa çekimlere geç kalacak ve işini profesyonel bir şekilde yapamayacaktı.
Evinden çıktı, arabasına bindi ve çekimlerin yapılacağı bölgeye giderken radyoyu açtı.
Kafasının dağılması ve başka şeyleri düşünmesi gerekiyordu.
"Sıradaki şarkı benim en sevdiğim şarkılardan biri umarım sizde beğenirsiniz" radyo spikerinin sesi tanıdık gelmişti ona, hemde çok tanıdık...
Hızla arabayı sağa çekmiş ve radyoya bakıyordu.
Radyoda çalan cat stevens ile dumura uğradı, jin'in en sevdiği şarkısı olan wild world çalıyordu.
Şarkı bitince spikerin sesi gözlerinin dolmasına ve deli gibi ağlamasına sebep oldu.
'Bu şarkıyı çok sevdiğim biri ile dinlerdim, ve ben her zaman ona söyleyerek ona da sevdirmiştim bu şarkıyı... Duraksayan ses ile devam etmesi için yalvarıyordu Tanrı'ya
" Ancak o kişi çok uzaklarda...Uzaklarda dediğime bakmayın o kişiyi hatırlamıyorum bile. Sadece çok sevdiğimi, canımdan çok sevdiğimi biliyorum"
"Değil sevgilim hiç uzaklarda değilim ben buradayım" taehyung hıckırıklarının arasından konuşurken hızla telefonunu eline aldı ve radyonun numarasını tuşladı.
Çalan telefonun açılması için gözleri kapalı bir şekilde tanrıya dua ediyordu.
Açılan telefonun sesi ve o çok sevdiği sesi duyması bir oldu.
"Alo"
Bu yazar hiç durmuyor sürekli bir ficle geliyor dediğinizi duyar gibiyim
Bende bilmiyorum ilham geliyor oluyr işte 😂
Beğendiniz mi? Pek bir şey olmadı ancak biraz da olsa anlamışsınızdır
