"taehyung ne oluyordu az önce? Orada ki seokjin'di değil mi? Ben rüya görmüyordum değil mi? Seokjin yaşıyordu. Ama beni tanımadı? Neden tanımadı?" Taehyung durmadan soru soran hyunguna ters bir bakış attı.
"Hyung bilmiyorum bende hiçbir şey bilmiyorum. Bana uzun uzun bakıyordu ama hatırlamadı. Uzak ama bir o kadar yakındı." Yoongi şüpheli bir şekilde durdu. Gözleri kısılmış ve düşünüyordu.
"Taehyung seokjin aniden ortadan kayboldu ve aniden bir gün ortaya çıkıyor ama hiçbir şey hatırlamıyor? Yani bizi yani geçmişini? Taehyung sence bu normal mi?" Taehyung kafasını iki yana salladı ve yoongi'nin arabasına bindi. Yoongi de fazla beklemeden şoför koltuğuna geçerken arabayı çalıştırmış ve eve doğru yola koyulmuştu
"Sence ne olabilir?" Taehyung derin bir nefes aldı. Seokjin'in kokusunu hâlâ burnunda hissediyordu.
"Bilmiyorum hyung ama tek bildiğim bir şey varsa ona her şeyi hatırlatmamız gerek geçmişte ne olduysa bilmemiz gerek hyung her şey kaybolduğu günde saklı" yoongi kafasını sallayarak onaylarken bir yanda da yola odaklıydı.
"Nasıl öğreneceğiz?" Taehyung yutkundu ve eliyle alnını ovuşturdu.
"Ona daha yakın olacağız. Zor biliyorum hepimiz için zor olacak ama ona yakın olup geçmiş hakkında bir şeyler öğrenmemiz gerekecek" yoongi olmayan sakallarını okşarken taehyung camdan dışarıyı izliyordu
"Hyung biliyor musun bana sarıldı. Her şey düzelecek dedi ve sıkı sıkı sarıldı. Sanki yıllar sonra tekrardan nefes alıyormuşum gibi hissettim. Beni hatırlamadı, hatırlamadı ve öyle bir canım yandı ki hyung sanki kalbimi göğsümden çıkarıyorlardı canice" yoongi ağlayan taehyung ile gözlerini kaçırdı. Şuan onlar için çok ama çok zorlu bir zamandı
"Her şey düzelecek kardeşim, eskisi gibi olacaksınız yine mutlu" taehyung inanmak istediği gerçek ile kafasını salladı. Tek umduğu buydu
Yoongi diğerleri ile görüşmeleri gerektiğini söylese bile taehyung reddetmiş ve dinlenmek istediğini bahane etmişti. Asıl istediği jimin'i görmemekdi. Ona hâlâ kırgındı ve kolay kolay geçecek gibi değildi
Taehyung eve gelince yorgun adımlarla mutfağa yöneldi. Biraz aç hissediyordu ve yemek yapmak için uğraşacak gibi değildi onun için her zaman yaptığı gibi hazır noodle kutularından aldı ve yaptı. Masaya oturup yavaş yavaş yerken gözleri gardenya çiçeğine değdi. Gülümseyerek yerinden kalktı ve çiçeği alıp masaya koydu
"Benim güzelliğim bugün ne oldu biliyor musun seokjin döndü. Seokjin geldi bana sarıldı. O kokusu hâlâ burnumda hâlâ çok çok çok yakınımda gibi. Öyle güzelleşmiş ki... sarı saçları yumuşacık görünüyordu, boncuk boncuk gözleri, tombul yanakları, geniş omuzları, ince beli, miss kokusu...yemin ederim o kadar güzeldi ki kendimi yanlış bir şey yapmamak için sıkıyordum. Ama az kaldı, bizi hatırlayacak sadece biraz daha sabretmemiz lazım ve sonra ona kavuşacağız. " Çiçeği severken bir yandan da dolu gözleri ile konuşuyordu. Çiçeğe suyunu verip eski yerine yerleştirdi.
Daha fazla yemek yiyemedigi için bıraktı halbuki daha yemeğin yarısı bitmemişti.
Yorgun adımlarla odasına ilerledi ve kendini yatağa attı. Gözleri kendiliğinden kapanıyordu. Kalkıp perdeleri bile çekememişti. Gözleri kapanırken bile aklında ve dudaklarında sadece seokjin vardı...
Sıçrayarak uyanmıştı. Şaşkın şaşkın etrafına bakarken yeni uyanmanın verdiği mahmurluk vardı üstünde.
Hava kararmıştı. En son ne zaman bu kadar uzun uyuduğunu hatırlamıyordu. Herhalde basının çarpmasının etkisi vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dancing with your ghost
Fanfiction[ Tamamlandı. ] Belli bir üne sahip oyuncu Kim Taehyung yıllar önce kaybettiği sevgilisini bulur~ MİNİ FİC