1

50 5 14
                                    

"Hadi be kızım ya,ne sallandın sen de(!)"

Arkamda ki kızı pek takmayarak,sırada istediğim şeyleri alıp,boş bulduğum bir masaya geçmiştim.
Elimde ki bir meyve suyu kutusunu ve bir sandviçi masaya koyup teker teker paketlerini açmıştım.
Sandviçimden bir ısırık almış ve meyve suyumdan da kocaman br yudum alarak karnımı doyurma düşüncesine odaklanmıştım.
Karşımda ki sandalyenin hızla çekilmesiyle huzursuzca karşımda oturan bedene birkaç saniye bakmış ve göz devirerek oturduğum yerden kalkmıştım.
Yalnız bırakılmıyordum,o da yetmezmiş gibi uşak niyetine kullanılıyordum.
Tek elime sıkıştırdığım meyve suyum ve sandviç ile yemekhanenin çıkışına doğru ilerleyecekken,ayağıma çelme takılmasıyla yere serilmiştim.
Elimde ki sandviç dağılmış bir vaziyetteyken,biraz dökülse de yine de dolu sayılabilecek olan meyve suyumu düşürdüğüm yerden alıp hızla ayağa kalkmıştım.
Zaten çoğu kişinin gözü üzerimdeydi.
Ve bu benim umrumda değildi,yeterince sessiz kalmıştım.
Elimde ki meyve suyunu hiç düşünmeden karşımda ki bedenin yüzüne,gömleğine artık neresi denk gelirse oraya sıkmıştım.
Evet,tam olarak hatayı burada yapmıştım.
Karşımda ki beden,hızla ayağa kalkıp beni omuzlarımdan itmesiyle birkaç adım gerilemiştim.

-Seni küçük sıçan! Sen kendini ne zannediyorsun? Seviyeni aştın ve bunun sonu senin için hiç iyi olmayacak!

Madem bir halt yemiştim devamını da getirmem gerekirdi değil mi?
Toparlanıp,bu sefer ben karşımda ki bedeni omularından itmiştim.

-Ben sıçan falan değiliö,aslına vakarsan ben değil sen kendini ne zannediyorsun!? Ne yani babanın parası var diye her istediğin kişinin sana boyun eğeceğini falan mı ?

Kendimi tutamamış ve sinirle gülümsemiştim.

-Yanılıyorsun,San hem de fazlasıyla yanılıyorsun.
Çünkü burada en son gülen sen olmayacaksın.

San'ın yüzüne yayılan iğrenç sırıtışla,sadece sabır dilemiştim başka da elimden pek birşey gelmezdi.
San'ın biranda kolumdan tutarak bütün bakışlar içerisinde beni yemekhaneden çıkarıp,okulun arkasında ki küçük deponun arkasına götürmesiyle sadece şaşkındım.

-Bugün anladığım kahvaltıda yürek yemişsin,ama merak etme ben senin bu hallerini söndürecek yolu. Umarım o zaman da böyle olabilirsin.

Yakamdan tutup sırtımı hafif duvara bastırmasıyla,ağrıyan kemiklerimle yüzümü  buruşturmuştum.
San'da sadece küçükseyen bakışlarını atmış ve yanımdan gitmişti.
Olduğum yerde bir-iki adım ilerleyip üzerimi düzeltmiş ve sınıfa ilerlemiştim.
Alışmıştım aslında itilik kakılmaya ama bazen herşey gücüme gidiyordu ve sorguluyordum.
Neden böyle bir hayatım var? Neden hiç diğerleri gibi bir hayatım yok,yanım da arkadaşlarım,annem,babam ya da bir akrabam bir sevdiğim yok diye kendime soruyordum ama bir cevabım da yoktu.
Derin nefesler alıp veriyordum,sınıfa çıkıp hızla yerime geçmiştim.
Kafamı sıraya koyup sadece sessizce öyle kalmıştım her zaman ki gibi.
Kalan son ders ve teneffüslerde sınıfta kalmış ve sadece günün bitmesini bekliyordum.
Şans eseri San o küçük olaydan sonra gelip benimle uğraşmamıştı.
Ve bu şaşırtıcı birşeydi,genelde her teneffüs yanıma gelip beni rahatsız eder,kendi egosu için beni ezer  ve birşeyler almam için gönderirdi.

Son dersin de bitmesi ile bütün eşyalarımı toplamış ve fazla beklemeden sınıftan çıkmıştım.
Biranda çarpıştığım bedenle fazla umrumda olmasada normal ses tonumla ;

--Affedersiniz.

  Demiş ve karşımda ki kişinin yüzüne bakmadan merdivenlere ilerliyordum.
Arkamdan da çarpıştığım kişinin ayak sesleri geliyordu.
Sonuçta çıkış saati olduğu için bunu pek de kafama takmamıştım.
Bahçe kapısına vardığımda,biraz kalabalık olduğunu görüp,biraz uzarda beklemeye karar vermiş ve en kuytu köşeye çekilmiştim.
Sırtımı duvara yaslayıp,telefonumu açıp-kapatarak zaman geçirmeye çalışıyordum.
Biranda iki yanıma konulan eller ile irkilsem de dışarıdan belli etmemiştim.
Kafamı kaldırıp karşımda ki kişiye baktığımda vu kişinin San olduğunu görmüştüm.

-Merhaba,ucube! Bak sana ne diyeceğim. Sana bir süprizim var ve bu süprizin farkına kısa sürede varırsın sanırım.

Kaşlarımı çatmıştım,ne saçmalıyordu bu yine,fazla üstelemeden kolunu itip çıkışa ilerlemiştim.
Şu okulun kapanmasını dört gözle bekliyordum,evde yalnız,tek başıma mutlu olduğum günler yakındı sadece iki yada üç hafta ardından okullar kapanacaktı ve ben de bir son sınıf olarak seneye yapılacak sınav için çalışmaya başlayacaktım.
Bu sene okul hayatımda ki mükemmel olaylar sağolsun hiçbir bilgim yoktu.

Fazla oyalanmadan hızlı adımlarla eve ilerlemiş ve eve girer girmez kendimi odama atmıştım.
Zaten tek yaşıyordum ve bu cidden çok korkunç geliyordu genelde.
Kendimi yatağıma bırakıp,tavana gözlerimi dikmiş ve sadece yaşadıklarımı sorguluyordum.
Gerçekten bunları yaşamak için nasıl
bir günah işlemiş olabilirdim ki?
Hiç arkadaşım yoktu,anne-babam zaten beni yanlarından göndermek için resmen çabalıyorlardı.
Okulda yalnız olmam yetmiyormuş gibi zorbalığa uğruyordum ve derslerim notlarım  ise  sadece kıçımı kurtarmaya yetiyorlardı.
Daha ne kadar kötü olabilirdi ki hayatım?
Bunu her akşam kendime sormadan edemiyordum.
Derin bir nefes verip,yatağımdan kalkmış ve kıyafetlerimi ayarlayıp fakirhanemde ki tek banyoya girmiştim.
Ne yazık mutsuz bir hayatı olan ama odasımda kendisine ait bir banyosu olan biri değildim.
Bazen diyorum ki mutsuz ama zengin olsam.
Belki de o zaman doksan dokuz derdimin bir tanesi çözülmüş olacaktı.
Ama ne yazık ki öyle birşey imkansızdı,sonuçta gökyüzünden asla para yağmayacaktı

Saçma düşüncelerimle hızlı bir duşa girip-çıkmış  ve hızla giyinip  yapmam gereken şeyleri de yaptıktan sonra yatağıma uzanmıştım.

O sırada telefonuma gelen bildirim ile kilit ekranını açıp,gelem bildirimin üzerine basmıştım.
Bilmediğim bir numaradan iki tane mesaj gelmişti.
Mesajın üzerine basarak,açılmasını sağlamıştım ama tek açılmasını sağladığım şey mesaj değildi.
Şaşkımlıktan açılan gözlerim ve hafif aralık ağzımda buna dahildi

Kimden: +82 ***********
Mesaj:
Kurbanımın bu kadar hoş biri olması sanırım işimi epey zorlaştırıcak.
                                                     19.15pm
Vücudun düşündüğümden de iyiymiş doğrusu.
                                                     19.25 pm
*fotoğraf dosyası*
                                                     19.45 pm

Fotoğraf dosyasını açmam ve içime dolan korku ile koridora ilerlemiş ve bütün perdeleri,kapalı olmalarına rağmen,en sona kadar çekmiş ve hızla odama koşmuştum.
Fotoğraf dosyasını tekrar açıp baktığımda dakikalar önce giyiniyorken çekilmiş bir fotoğrafımı görmüştüm.
Ve bunu kim,nasıl çekmişti  anlamamıştım .
Tek anladığım şey ise şom ağzım sayesin de artık daha kötü bir durumun içine sürüklenmiştim.

¤¤¤¤¤

Obsessed | YunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin