missing your face | hyunho

10

"Peki, randevumuz ne zaman, Hyunjin?"

Şu an itibariyle, ikisi Minho'nun odasında. yatağında. uzanıyor. belki de sarılıyorlar.

Vücutları karmakarışıktıı. Hyunjin'in başı Minho'nun göğsünde. kolu Minho'nun ince beline sıkıca sarılı. Öte yandan Minho'nun parmakları Hyunjin'in saçında sol bacağı kalçalarının üzerindeydi.

Tanrım biz böyle bir çift gibi davranıyoruz. Dedi içinden Minho, gülümseyerek ve başını sallarken.

Birkaç dakika sonra Hyunjin, "sadece çarşamba olduğu için, belki cumartesi diyebilirim," sonunda uykulu bir ses tonuyla cevap verdi.

Minho, hyunjin'in kulağa ne kadar yorgun geldiğine gülümsedi. ellerini saçlarının arasından geçirerek genç olanı daha uykulu hale getirdi. "biliyorsun," diye başladı hyunjin, "ailem senden gerçekten hoşlanıyor, benimle senin birlikte olmanı nasıl istediklerini konuşuyorlar," anne babasının sözlerini hatırlayarak minho'nun göğsüne gülümsedi.

Minho el hareketini durdurdu. "bekle, gerçekten mi?" gözlerinde bir ışıltı vardı. Minho'nun ailesi asla burada olmadı. temelde onu büyürken özlediler. her zaman çalışmak, yani seyahat etmek demekti.

Minho'yu temelde yetiştiren, onların hizmetçisi ve şoförüydü. onlar onun için gerçek ebeveynler gibiydi. muhtemelen evli oldukları içindir.

Hyunjin gözleri kapalı güldü. "evet, gerçekten," Minho'yu kendisine yaklaştırdı, saçındaki oğlanın parmaklarını özlemişti. "Açıkçası Hwiyoung da öyle."

Minho, Hyunjin'in göz kapaklarının altında gözlerini yuvarladığını hissetti. Hafifçe kıkırdadı ve parmaklarını saçlarının arasından geçirmeye devam etti.

Genç uykuya dalmaya başlarken mırıldandı. diğeri de birkaç dakika sonra uykuya dalmaya başladı ama kapı zilinin çalmasıyla yarıda kesildi.

Ne oluyor be?

-
Kitabı muhtemelen unuttunuz ama yine de kitabı kaldırmak istemedim ve diğer bölümleride çevirip geçte olsa yayımlamak istedim. Umarım okumaya devam edersiniz!