1. Bölüm ~ Her Şeyin Başlangıcı

5 1 1
                                    

   O gün her zaman ki sesler yine uyandırdı beni. Yine aynı bağırışlar, çığlıklar, her kelimenin altında yatan nefret ve kin duygusu aynı şiddetinde, hatta her seferinde daha da artarak devam ediyordu.    kendimi bildiğimden beri annem ve babam anlaşamazdı. Babam çoğu zaman eve bile gelmezdi, annemde gelmezdi. O gün tam 14 yaşındaydım. Tam tamına 14. Bir çocuğun en çok ilgi istediği, en çok kırıldığı dönemler. Ama bunu umursayan yoktu. Annem arada bir nasılsın der halimi hatırımı sorardı çok sağolsun. Adım Pamela, sevimli demek ama tam aksine kimse beni öyle bulmuyordu. Hiç arkadaşım yoktu, okulda hayalet kız diye tanınıyordum. Öğretmenlerim bana acıyarak bakıyordu. Müdür hepsini tembihlemiş "Yazık ailesinden ilgi görmüyor üstüne varmayın" diye. Sınıftan birileri öğrenmiş tabi hiç durar mı? Herkes biliyor artık. Bir kaç çocuk bana gerçekten üzgün baktı, ama acır gibi değil destek olmak ister gibi. Bana destek olan birinin olmasını çok isterim. Ama ben kimseye güvenmemem gerektiğini çok iyi biliyordum. Bazıları ise bana iğrenir biçimde bakıyordu. Neyse kimsenin ne düşündüğünü de umursuyor değilim zaten. Okulda ki sorunlarım yüzünden gitmek istemiyordum. Sabaha kadar uyumaz sonra akşama kadar uyur okula gitmezdim bazen. Kimse fark etmezdi bile zaten.

   Bir gün okuldan geldim, evde kimse de yoktu. Çok açtım dolaptan birşeyler almaya gittim fakat bomboştu. Biraz dolaşayım diye dışarı çıktım, uzun bir süre dolaştıktan sonra karnım iyice guruldamaya başladı. Mecburdum başka çarem yoktu. Bir markete girdim ve abur cubur reyonuna doğru ilerledim. Bir bisküvi ve bir de meyve suyunu alıp ceketimin altına sakladım. Marketten çıkmak üzereydim ki yaşlı bir adam kulağımdan tutarak bana küfürler etmeye başladı. Market yetkilisine hırsızlık yapıyordu yakaladım diye beni teslim ettikten sonra uzaklaştı. Adam genç, eli yüzü düzgün, iyi birine benziyordu. Belki kimseye haber vermez diye düşündüm. "Üzgünüm kurallar gereği polisi aramam gerek. Buranın yetkilisi benim ve elimden geleni yapmak zorundayım." dedi. İşte şimdi gerçekten korkmuştum. Polisi aradı ve dakikalar içinde polis gelmişti. Ben ise hala kaçma planları yapıyordum. Polisler ailemin numarasını isteyince kaçmam gerek dedim. Yoksa babam beni mahvederdi. Hırsızlık yaptığım için değil, onu uğraştırdığım için. Polislerin arasından fırlayıp kaçıverdim bi an. Kısa bir kovalanmanın ardından yakalanmıştım. Beni karakola götürdüler. Sadece evin numarasını biliyordum ve polislere onu verdim. Annem evdeymiş, bir saat içinde babamla karakola geldiler. Karşı taraf şikayetçi olmadığını söyleyince işimiz fazla uzamadı. Ama ben eve gidince olacaklardan korkuyordum.

   Babam sessizce bir bana bir de anneme baktı. Allah belanı versin orospu kızın da aynı sana benziyor deyip kapıyı çarptı ve gitti. Annem karnın aç mı diye sordu. Evet deyince bir kek fırlatıp kapının önünde onu bekleyen adamla arabaya binip gitti. Kekimi yedim ve ağlaya ağlaya uyudum. Sonra olanlar oldu.

   O bağrışların koptuğu, her şeyin değiştiği, hayatımın dönüm noktası olan gündü. Gece yarısı uyandığımda babam sarhoş bir şekilde annemi dövüyordu. Saçlarını çekiştiriyor, kafasını tekmeliyordu, ben ise korkmuş ağlıyordum. Annem bir hışımla kalkıp yerdeki bira şişesini aldı ve babama fırlattı. Şişe kafasında parçalanmıştı babamın. Yere yığıldı, annem eğildi ve nabzını kontrol etti. Nefes almıyor diye bağırdı. Sonra katil oldum diye sayıklamaya başladı. Durmadan ben katilim diye bağırıyordu. Telaşla ev telefonundan ambulansı aradım.

   - "Alo 112 acil yardım hattı şikayetiniz nedir?"
   - "A-alo babam, babam nefes almıyor."
   - "Tamam canım sakin ol panik yapma, bana hemen adresi verirmisin sana yardıma gelelim."

   Polis ve ambulans gelmişti. Ama babam çoktan ölmüştü bile . Siyah bir torbaya koyup götürdüler. Beni ve annemi karakola götürdüler ikimizide sorguya aldılar ama annem hiçbirşey anlatmamış. Ben olan biten her şeyi anlattım. Beni bir yere götüreceklerini söylediler. Annem ise kalıyormuş. Ne yapacaktım şimdi ben. Biliyordum ki annem cezaevine girecekti. Babam ise ölmüştü. Kimsem yoktu başka. Babam için de ağlamak gelmiyordu içimden. Kısacası çaresizdim.

   Tahmin ettiğim yerdeydim, yetimhane de. Korkmamam gerektiğini burda mutlu olacağımı söylediler. Mutluluk gerçekten varmıydı ki, gerçekten mutlu olurmuydum? İşte benim asıl hayatım şimdi başlamıştı.

Ben Ve Büyükannem Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin