Oy ve yorum atarsanız sevinirim
İsteklerinizi ilk bölümde yazabilirsiniz
Bölüm 2: Gerdek
Beyazlar içindeki müstakbel eşime baktım dolu gözlerle. Resmi olarak kocam olmasına çok az kalmıştı ve ben heyecandan hemen şuraya bayılabilirdim. Kalbimin göğsümden çıkmasına da az kalmıştı.
"Mükemmel görünüyorsun." dedim kısık çıkan sesimle.
"Sen de öylesin aşkım" dedi aynı şekilde. Yanıma gelip ceketimdeki tozları elinin tersiyle silkeledi. Eğilip dudağına sulu bir öpücük bıraktım.
"Hadi gidip koca koca olalım" dedim gülerek. O da güldü. Kendi elimden küçük ve yumuşak olan elini ellerimin arasına aldım. Koca bir kaos bizi bekliyordu.
Odanın kapısından el ele çıktık ve mihraba da el ele yürüdük. Ayrı ayrı gelmek istememişti küçük sevgilim bir olalım istemişti. Ben de kıramadım.
Mihtapta ellerimiz hâlâ kenetliydi birbirine. Nikah memuru karşımızda duruyor ve bir şeyler söylüyordu o an Jimin'e bakan gözlerim dışında bütün duyu organlarımı devre dışı bırakmıştım. Memur sonunda okumayı bitererek elindeki kitabı bıraktı ve bize döndü. Evlenmek için emin olup olmadığımızı sordu. İkimiz de birbirimize bakarak salonu inletecek şekilde onaylamıştık yaşlı adamı. Ardından önceden hazırladığımız ama benim heyecandan unuttuğum için tamamen doğaçlama takıldığım yeminlerimizi okuduk. Ona, onu ne kadar çok sevdiğimi yüzlerce kişinin önünde tekrar dile getirdim. Nikahımız sona erdiğinde onu pistin ortasına çektim ilk dansımızı etmek için. Ellerim belindeyken o boynuma dolamıştı.
"İnanamıyorum seninle evli olduğuma" dedi sevgilim dolu gözleriyle.
"Seni inandirabilirim ama birkaç saat beklemen gerekiyor" dedim gülerek. Neyi kastettiğimi anladığını çok iyi biliyordum, yüz ifadesi ele veriyordu onu. Hafifçe koluma vurdu.
"Gittikçe sapık bir insan oluyorsun" dedi. Kaşları yalandan çatılmıştı.
"Oluyorsam kocama oluyorum başka birine değil ya" dedim sırıtarak.
"Yok bir de olsaydın başkasına. Sonra kocasını öldürüp hapse girdi diye haberlere çıkarım."
"Seni seviyorum." dedim konuyu değiştirerek, sakinleşsin diye. "Başkası umrumda değil." Ve alnına dudaklarımı bastırdım.
-
Lüks otel odasında eşimle sonunda yalnız kalmıştık. İnce beline kollarımı sarıp kendime çektim ve dolgun dudaklarını öpmeye başladım. Bir yandan alt dudağını dudaklarımın arasına almış emiyorken bir yandan da yatağa doğru yürüyorduk. Bebeğimi yavaşça yumuşak yatağa bıraktım ve üzerine uzandım. Tek bacağım bacaklarının arasındaydı. İstemeyerek bıraktım dudaklarını. Göğsüne kadar açılmış gömleğinin düğmelerini tamamen açtım ve üstünden sıyırdım. Beyaz teni karşımda enfes görünürken tek istediğim izlerini bırakmaktı.
"Jimin... Nasıl bu kadar kusursuz olabilirsin" diye mırıldandım ağzımın içinde. O ise beni duymayarak başka bir şey söyledi.
"Kookie çabuk ol. Seni istiyorum" Sevgilimi elbette bekletemezdim.
Dudaklarımın sıradaki hedefi bembeyaz boynuydu. Arada emdim ve yaladım iz olması için. Ellerim rahat durmadı. Kumaş pantolonun üzerinden deliğine baskı yaptığımda inledi. Arsız deliği bir an önce dolmak istiyordu, kasılması dan anlamıştım o yüzden hızlandım. Onun pantolonu ve iç çamaşırından kurtulduğum gibi kendi kıyafetlerimden de kurtuldum. Bacaklarını iyice açtım ve deliğini görmek için kalçalarını kaldırdım. Belinin altına bulduğum yastıklardan koydum daha rahat olması için. Şimdiden kasılıp gevşiyor ve penisimi istiyordu. Ama önce ıslanması ve genişlemesi lazımdı. Başımı eğer bacağına öpücük bıraktım ve hızlı olmayarak yukarı çıktım. Durduğum her yerini öptüm. Sonunda hedefime geldiğimde girişe dudaklarımı bastırdım.
"Ah jungkook lütfen"
"Ne lütfen bebeğim?"
"D-dilin"
İkiletmedim ve az önce öptüğüm yerde dilimi gezdirdim. Yavaş yavaş içine gönderdim. Kendini kasarak dilimi içinde sıkıştırdı ama kemiksiz olması derinlerine gidip emmemi kolaylaştırdı. Salyalarım yeterince ıslattığında yanına parmaklarımı ekledim. İşaret ve orta parmağımla deliğinde git gel yapıyor dilimle yiyordum. Şapırtı sesleri çıkararak yaladım, duvarlarını keşfettim. Parmaklarım içinde hızlandı. İkiye ayırarak genişletmeye çalıştım.
"Ah jungkook" diye inledi ve eliyle başıma baskı yaparak iyice bastırdı kendine. Arsız sevgilim yenmesinden oldukça hoşlanıyordu. Birkaç vuruş daha yapıp deliğini içime çeker gibi emdim. Bu kadar yeter diye düşünerek önce parmaklarımı çıkardım. Dilimi son kez gezdirip geri çekildim.
"Niye çıkardın?" diye mızmızlandı.
"Sabırlı ol aşkım dolduracağım şimdi seni."
Yerimde doğruldum. Elime tükürdükten sonra erkekliğime sürdüm ıslanması için. Krem aramak bana zaman kaybettirirdi. Benim şu an tek istediğim eşimin içinde olmak. Penisimi az önce ıslattığım deliğe konumladım ve hepsini birden soktum. Aynı anda inledik.
"Ahh! B-Biraz sakin ol" dedi içinde hareketlere başlarken.
"Özür dilerim aşkım"
Organımı çıkarıp tekrar soktum ama yavaştım bu sefer. Her santimini hissediyordum. Duvarları sımsıkı sarmış içine çekiyordu beni. En son bir buçuk hafta önce birlikte olmuştuk ve bir haftada bu kadar sıkılaşması aklımı alıyordu. Evli olarak geçireceğimiz ilk gecemizin daha iyi olacağını düşünüyordu. Sık sık sevişmemize rağmen hâlâ çok dardı. 7 gün, bakir deliğine göre dönmesi için yeterliydi. Kalçalarımı biraz daha itip daha derinine girdim. Sonra biraz daha derine.
"O kadar beceriyorum seni nasıl bu kadar dar kalabiliyorsun" diye dişlerimin arasından konuştum ama sevgilim beni duymuyor gibiydi. Güzel gözleri kaymış başı arkaya düşmüş adımı sayıklıyordu. Sesini en çok adımı inlerken seviyordum.
"J-jungkook h-hızlan" Ve ritmimi hızlandırdım. Penisim toplarıma kadar giriyordu. Kalçalarım kalçalarına sert çarptığından çıkan erotik ses aramızda yayılıyordu. Girip çıkmalarıma devam ederek prostatını bulmaya çalıştım. Kalçalarını tutarak biraz daha kaldırdım. Daha derinine girmek istiyordum. Üstüne abandım. Hırslanıp deli gibi hızlandım. Çarşaf altımızdan kayarak çoktan yere düşmüştü. Başlık ise her hareketimde duvara çarpıyordu. Yatağı kırmamıza az kalmıştı.
"Ora-sı!" dedi Jimin çığlık atarak. Tırnaklarının sırtımda harita çizdiğine emindim. İstediğim yeri bulmuş olmamla gülümsedim. Vuruşlarımı aynı yere yapmaya başladım. Kaç saat geçtiğini bilmiyordum ama penisim sızdırmaya başlamıştı. Bacaklarını ayırıp kendimi hafifçe yukarı kaldırarak derine girmeye çalıştım. Jimin de kalçasını havaya kaldırarak bana yardımcı oluyordu.
"Geliyorum sevgilim" diye inledim kulağına doğru. Son birkaç vuruşun ardından menülerimi beni sıkıca saran deliğine bıraktım. Jimin de ona dokunmamış olmama rağmen karnına doğru gelmişti. İçinden çıkmadan gelgitlerime devam ettim ama sertleşmeden önce çıktım. Sıvım hemen akmaya başladı. İşaret parmağımı içine sokup ıslanmasını sağladıktan sonra ağzına uzattım emmesi için. Seve seve kabul etti.
"Çok lezzetlisin Kook-ah."
"O zaman daha çok tadına bakmalısın."
Gecenin ilerleyen saatleri de az önceki gibi zevkli geçmişti. Biyolojik olarak mümkün olsaydı Jimin'in hamile kalacağından emin olduğum karakter kadar zevkliydi.
Ve evet, yatağı kırmıştık.
