𝖑𝖔𝖐𝖎 𝖑𝖆𝖚𝖋𝖊𝖞𝖘𝖔𝖓

lover of mine

info: Loki ve sen, ikiniz aynı anda birbirinizle konuşmak istiyorsunuz ama ikinizin de söyleyeceği şeyler çok farklı...

uyarılar: yok 

sevdiğin adam karşında artık sana karşı aynı duyguları beslemediğini söylerken elini istemsizce karnına götürdün. eve geldiğinde bir şeylerin ters gittiğini fark etmiştin. Loki'nin sana geçtiğimiz birkaç gündür soğuk davranmasının gelip geçici bir şey olduğunu düşünmüştün. ta ki bugün senden ayrılmak istediğini söyleyene kadar. 

"üzgünüm y/n, ama artık bir şeylerin doğru olduğunu hissetmiyorum. sana karşı olan duygularımın gün geçtikçe zayıfladığını düşünüyorum. seni eskisi gibi sevmiyorum. burada kalmak artık bana bir zorunluluk gibi geliyor. böyle yaşamak istemiyorum." 

söylediklerine başını sallamakla yetindin. ne diyebilirdin ki zaten? burada, seninle yaşamayı daha şimdiden zorunluluk olarak görüyorsa, onun çocuğunu taşıdığını öğrendiğinde ne yapardı kim bilir? daha birkaç gün önce bir buçuk aylık hamile olduğunu öğrenmiştin ve bunu sevgiline söylemek için en doğru zaman olarak senden ayrılmak istediği günü seçmiştin. ne harika değil mi?  

"senin benimle konuşmak istediğin konu neydi?" 

söyleyemezdin. ona hamile olduğunu söyleyemezdin. senin hala delice sevdiğin ama onun artık seni sevmediği adama onun çocuğunu taşıdığını söyleyemezdin. ona bunu yapamazdın. hayatı boyunca ona bu yükü yıkamazdın. yapacağın en doğru şey dediklerini onaylamak ve ayrılığı kabul etmekti. 

"hiç...artık bir önemi yok." oturduğun kanepede biraz dikleştin. kafanı kaldırıp Loki'ye baktığında kaşlarını çatsa da kafasıyla onayladı ve ayağa kalktı. tabii ki yalan söylediğini biliyordu. yalanlar tanrısına yalan söylemek pek akıllıca değildi ama yapabileceğin başka bir şey yoktu. 

sen de onunla birlikte ayağa kalktığında bir süre garip bir şekilde ne yapacağınızı bilemediniz. ardından Loki sana birkaç adımda yaklaşıp seni son kez kolları arasına aldı. 

"hoşçakal y/n. kendine iyi bak." evet kendime ve çocuğumuza iyi bakacağım Loki. 

-birkaç yıl sonra- 

parkta sana koşarak gelen oğlunu kahkahayla kucakladın. kucağında onunla birlikte ayağa kalktığında ikiniz de gülüyordunuz. 

"anne, eve gidebilir miyiz? Bucky bana bugün yeni bir kitap okuyacağını söylemişti." 

"tabii ki, birtanem. bu yeni kitaptan bana da bahsetmek ister misin?" oğlun konuşurken onu gülümsemeyle izliyordun. her şeyiyle ona o kadar çok benziyordu ki bazen senden hiçbir şey almadığı için üzülüyordun. siyah saçları, yeşil gözleri, burnu, yüzü, mimikleri... hepsi Loki'ye benziyordu. 

Loki senden ayrıldıktan sonra birlikte yaşadığınız evde daha fazla kalmak istemedin. daha doğrusu yalnız kalmak istemedin. Loki ile tanışmadan önce bir avengerdın ve diğer herkes gibi şehir dışındaki üste yaşıyordun. Loki ile zaten ilk orada tanışmıştınız. ilişkinize başladığınızda biraz mahremiyet isteyerek şehir içinde bir apartmana taşınmıştınız. Natasha, en yakın arkadaşın, hamile olduğunu öğrendiğinde tekrar üsse gelme teklifinde bulununca onu reddetmedin. ve şimdi oğlun ile birlikte orada yaşıyordunuz. açıkçası sana çok yardımları olmuştu, özellikle oğlun doğduğunda hepsi sana yardım etmeye çok hevesliydi. onun yokluğunu neredeyse hissetmiyordun. oğlun daha önce hiç baba konusunu sormamıştı ve sen de ne kadar olursa o kadar erteliyordun ona anlatmak için.

üssün kapısından içeri girdiğinde tuhaf ama tanıdık bir hisle doldu için. pek anlam veremesen de umursamadın. salona girerken gözlerini oğlundan çekmeden seslendin.