Yeni aldığım kitaplara, ders içeriklerine göz atmam gerekirken yatakta uzanmış tavanı izlerken düşünüyordum.
Neyi düşünüyordum? Onu ben bile bilmiyorum. Gündüz Taehyung ile beraber kitapçıda yaptığımız alışverişten sonra bir adamla karşılaşmamız, Taehyung ile adam arasında gizemli konuşmalar olması ve ardından Taehyung'un otobüse binmesiyle bende eve gelmiştim. O adamla olan konuşmadan sonra Taehyung otobüse binene kadar hep dalgındı, ben de bir şey dememiştim hiç. Binerken de hafifçe gülümseyip görüşürüz demiştik birbirimize. Bir de yardımcı olduğum için teşekkür etmişti. Onun dışında hiç bir konuşma geçmedi aramızda. Ben de akşam yemekten sonra odama gelip uzanmış biraz bugün olanları düşünmek istemiştim. Ama yok, yani herhangi bir çıkarım yapamamıştım. Kafamda çeşitli senaryolar kurmuştum o konuşmadan sonra ama hepsi saçma sapan şeylerdi. Birbirlerini sevmeyen iki insan galiba yani gereksiz aksiyon yaratma Jungkook kafanda, diye düşünerek biraz sosyal medyada takılmak için yatakta yanıma fırlattığım telefonu elime almıştım.
Instagram'da ana sayfamda dolaştığım sırada Taehyung'un da hesabı var mı acaba diye aniden merak ettim. Ama şöyle bir sorun vardı ki soy ismini bilmiyordum, bu şekilde bulmam imkansızdı. Yeni oluşturulan sınıf grubuna liste atıldığını hatırlayınca hemen gruba girip listeye baktım. Listeye göz attığımda Taehyung adında tek bir kişi olduğunu onun da soy isminin Kim olduğunu öğrenmemle tekrar hemen İnstagram'a geri döndüm.
İsmini arattığımda çıkan profillerden profil fotoğrafından tanıyarak hızlı bir şekilde bulabilmiştim onu. Kendi kendime umarım profili gizli değildir diyerek hesaba tıkladığımda hayal kırıklığıyla ağzımdan bir off nidası da çıkmıştı. Çünkü hesabı gizliydi. Telefonu tutan elimi indirip diğer elimin arkasını da alnıma koyup düşünmeye başlamıştım.
Acaba istek atsam mı? Çok mu araştırmışım gibi görünür? Bir de Hoseok bile henüz takipleşmemiş ki ortaklarda yok, oysa bana ilk tanıştığımız gün istek atmıştı. Bir süre daha düşündükten sonra en iyisi Hoseok takipleştikten sonra istek atayım diye karar vererek telefonu kapatıp, yatağımın yanındaki komodine bıraktım. Bir süre sonra günün yorgunluğuyla ders çalışma düşüncemi bir kenara bırakıp uykunun kollarına bırakmıştım kendimi.
Ertesi sabah biraz geç uyanmamın verdiği telaşla uyanır uyanmaz hızlı bir şekilde hazırlanmıştım. Odamdan çıkıp mutfağa giderken içeriden annemin ve Hana'nın konuşma sesleri geliyordu. "Günaydın, güzel hanımlar" diye seslenerek mutfağa girip direkt tezgaha yöneldim. Ben sıcaklığı ekmek kızartma makinesinden yeni çıktığını belli eden iki ekmeği alıp onları çikolatalı tost haline getirirken Hana da "Günaydın abicim" diye neşeyle konuştu.
"Günaydın oğlum, kahvaltıya oturmayacak mısın? Niye acele ediyorsun?" Annem kahvaltı sofrasını hazırlamaya devam ediyordu bir yandan.
"Maalesef oturamam anne, hemen çıkmam lazım. Dersim erkendeydi unutmuşum, geç kalktım."
"Ah, anladım. Ders saatini bilmediğim için uyandırmadım bende. Dur sana bir sandviç yapayım, yolda yersin aç aç gitme."
"Hiç yorma kendini, zaten canım pek bir şey istemiyor. Okulda atıştırırım merak etme." Ardından annemin bir şey söylemesine fırsat vermeden önce onun sonra Hana'nın yanaklarından öpüp "Hadi akşam görüşürüz!" diyerek mutfaktan çıkmıştım. Annem de arkamdan "Dikkatli ol!" diyerek sesleniyordu.
Önce kısa bir süre durakta beklememin ardından bir süre de otobüs yolculuğundan sonra okula varmıştım. Hızlı adımlarla ilerken kol saatime baktığımda ders başlayalı 5 dakika olduğunu fark etmemle neredeyse koşmaya başladım ancak fakülteye giriş yaparken kapı önünde sohbet eden ikili dikkatimi çekti. Bunlar Hoseok ve Taehyung'tu. Ben ikisinin yanına doğru yönelirken beni ilk farkeden Taehyung olmuştu. Gülümsemesinin ardından Hoseok da onun baktığı yere bakma amaçlı arkasını dönünce beni görmüştü. Gülümseyerek yanlarına varmamın ardından ikisi de "Günaydın!" demişlerdi.
