-3-

4 1 0
                                    

"Roma'nın, Romulus tarafından M.Ö 753 yılında kurulduğu söylenir ve Roma'nın devlet teşkilatı biçimlerine göre ayrıldığı dört siyasi biçimini de haftaya anlatmaya devam edelim. Bugünlük ders bu kadardı. Çıkabilirsiniz çocuklar."

Hoca'nın dersi bitirmesiyle derin bir nefes alıp vererek defterimi kapatmıştım. Artık konulara giriş yapmaya başlamışlardı. Kitaplardan konuları tekrar etmeye başlasam iyi olacaktı. Sahi, ben bugün kitap almaya gidecektim değil mi?

"Hoseok, ben çıkınca kitap almaya gideceğim. Senin bir işin var mı? Gelmek ister misin?"

Hoseok söylediğimin üzerine bir yandan toparlanırken üzgün bir yüz ifadesi takınarak kafasını iki yana sallamıştı.

"Üzgünüm! Eve gitmeden markete gitmem gerekiyor. Onun için acele ediyorum biraz açıkçası. Siparişler var malum."

"Anladım. Olsun, sorun değil." Hoseok'a gülümseyerek kafamı salladıktan sonra ön sırada Taehyung'un hâlâ yerinden kalkmadan notlarına göz gezdirdiğini görmüştüm. Onunla da gidebilirdim aslında. Hem belki biraz daha konuşarak daha samimi olabilirdik.

Hoseok koluma dokunarak yanımdan geçerken aynı zamanda Taehyung'un da omzuna dokunarak "Görüşürüz!" demişti. Biz de daha kısık sesle "Görüşürüz." dedikten sonra bende Taehyung'un yanına gidip biraz eğilerek omzuna dokunmuştum.

"Taehyung?"

Kafasını kaldırıp merakla bana bakmıştı.

"Efendim."

"Ş-şey ben şimdi ders kitaplarını almaya gidecektim de sen de gelmek ister misin diye soracaktım."

Taehyung bir süre daha gözlerime bakmaya devam ederken düşünüyordu galiba.

"T-tamam, olur şimdi mi gidelim?" O az önce kekelemiş miydi benim gibi? Ben heyecanlanınca ve çekinirken kekelerdim. O da mı öyle olmuştu? Şaşırmıştım.

"Evet. Yani ben öyle düşündüm. Bir işin mi var?"

"Hayır hayır yok, hadi çıkalım." Hemen ayağa kalktığında bende omzundaki elimi çekmiştim. Zaten sadece defteri ve bir kalemi vardı sıranın üstünde. İkisini de direkt çantasına atıp bana dönmüştü. Ben de gülümseyip önden yürümeye başlamıştım.

Beraber fakülteden çıkıp otobüse doğru yan yana yürürken sohbet başlatmak için ne desem diye düşünmeye başlamıştım. Daha sonra aklıma gelen şeyle umarım muhabbet buradan yürür diye içimden geçirerek konuşmaya başlamıştım.

"Taehyung, sen burada mı yaşıyorsun? Başka bir yerden mi geldin?"

"Daegu'da yaşıyorum ben aslında, zaten oralıyım da. Üniversiteyi kazanınca burada bir ev tuttum."

"Anladım, ben hep buradaydım. Yani bir sorunla karşılaşırsan veya bir sorun olursa bana sorabilirsin. Yardımcı olmaya çalışırım elimden geldiğince."

"Teşekkür ederim." diyerek gülümsediğinde otobüs durağına da gelmiştik. Tam otobüse binmek için sırada beklerken Taehyung yanımda hafifçe dirsek kısmından ceketime tutunmuştu. Anlamayarak ona döndüğümde biraz mahçup bir yüz ifadesi olduğunu görmüştüm.

"Bir sorun mu var?"

"Benim otobüs kartım yok da rica etsem benim yerime de okutur musun? Ama lütfen aklında şüphe kalmasın, sonra sana ne kadar tutuyorsa veririm."

Söylediğine samimi bir şekilde gülümsemiştim. Onu onaylamak için konuşacağım sırada aklıma gelen şeyle söyleyeceğim şeyi değiştirmeye karar vermiştim.

INNOCENCE | taekookWhere stories live. Discover now