Son Akşam Yemeği

6K 400 2.6K
                                    


Seul'un lüks semtlerinden olan Gangnam-gu'nun, en pahalı rezidanslarından birinde oturan Min ailesinin evinde, bu akşam büyük bir ziyafet vardı.

Salonla mutfak arasında duvar işlemi gören yuvarlak yemek masasına; sürekli yeni atıştırmalar, yemekler ve içecekler konuluyordu. Taehyung birkaç adım geri çekilip, uzaktan baktı masaya. Altın sarısı ve siyahın hakim olduğu yemek takımında, gözlerini gezdirdi. Ne zaman bir şeye odaklansa yaptığı gibi mavi saçlarında parmaklarını gezdiriyordu.

"Neden mavi takımı çıkarmadığımızı anlamıyorum, Yoongi." dedi, yanaklarını şişirip. Saçlarıyla uyumlu yemek takımlarını çıkarmak istiyordu, ama Yoongi inatla bunu kullandırtmıştı.

Yoongi tavaya son malzemeleri de atıp, yemeğin altını kıstı. Mutfaktan kafasını çıkartıp; dudakları büzülü eşine baktı. Gözlerini mavi saçlarında gezdirip, sanat eseri olduğunu düşündüğü yüzüne indirdiğinde gülümsemeden edemedi.

"Çünkü masamızın mavi renk ihtiyacını, sen karşılıyorsun." dedi, elindeki kepçeyle saçını işaret ederken. "Senin ışıltın yeter, diye düşünüyorum."

Taehyung duyduğu iltifatla, büzülü dudaklarını düzeltmişti. Şımarıkça gülümserken, seker adımlarla eşinin yanına ilerlemiş; yanağına dudaklarına bastırmıştı.

"Bence, sırf ben istediğim için mavi takımı kullanmıyoruz." dedi tezgahtaki mısırlardan ağzına atarken. Kalçasını buzdolabına yaslayıp, kaşlarını kaldırıp, omzunu silkti. "Eğer ben bir şeyi seçtiysem, sen tam tersini seçersin. Ve her zaman, senin söylediğin olmalı değil mi?"

Yoongi güler gibi bir ses çıkarıp, yemeğin altını kontrol etti. Sonra da, lazanyanın sosunu dökmeye odaklanmıştı. "Basit bir yemek takımından, konuyu yine buralara çekmene hayran kaldım."

"Basit bir yemek takımıysa eğer neden mavileri kullanmıyoruz?"

"Güzelim." dedi bıkkınca. Fırın eldivenlerini giyerken, uzanmış ve dolgun dudaklara minik bir öpücük bırakmıştı. "5-10 dakika sonra gelecekler ve her şey çoktan hazır bile. Şimdi değiştirmeye başlarsan, geç kalırsın ve geldiklerinde ayıp olur."

"Neden ayıp olsun? Onlar kaç senelik arkadaşlarımız."

Yoongi'nin ne yapmaya çalıştığının farkındaydı. Onu 3 senedir çok iyi tanıyordu. Kendi isteklerinin olması için insanları, özellikle kendisini kolayca manipüle edebiliyordu. Ama Taehyung artık 19 yaşında, gözünü dünyaya yeni açmış bir velet değildi.

Yoongi fazlasıyla saygı duyulan bir iç mimar, Taehyung'sa grafik tasarımcıydı. Taehyung'un okulunda konferans vermek için geldiğinde tanışmışlardı Yoongi'yle. Ve o günden sonra, önce bedenleri, sonra kalpleri sevmişti birbirlerini. 2 senenin ardından, evlenmeye karar vermişlerdi ve bu aileleri tarafından hiç de hoş karşılanmamıştı. Yoongi'nin ailesi Taehyung'u yeterli bulmazken; Taehyung'un ailesi de hem çok erken, hem de aralarında 7 yaş olmasından dolayı Yoongi'yi yaşlı buluyorlardı.

"Sofrayı daha yeni hazırladığını gördüklerinde, bu yemeğe özenmediğini düşünmeyecekler mi?" dedi Yoongi, lazanyayı fırına koyarken. Arkasını döndüğünde, eşinin sinirli suratı onu eğlendirmişti. Parmağını çenesine sürttüğünde, Taehyung geri çekilmiş ve -ne yapmaya çalıştığının farkındayım- bakışını atmıştı. Ama Yoongi bunu görmezden geldi. "Bir dahakine, mavi olanları kullanırız, güzelim. Bunları sofraya götürür müsün?"

Uzattığı, tabağı alırken gözlerini devirmeden edememişti. Yoongi'nin oteriter, ben her şeyi düşünürüm sen kafanı yorma, tavırları ilk zamanlar hoşuna gitse de- artık o kadar da hoş gelmiyor hatta sinirlerini bozuyordu. Ben de buradayım ve benim de isteklerim var; dese de Yoongi onu sindirmeyi bir şekilde başarıyordu. Ve sindirirken de, o kadar sakin ve nezaketli davranırdı ki- sanki ortada hiçbir şey yokken Taehyung sorun çıkarıyormuş gibi olurdu. Bu şu an yemek takımı için olsa da, izledikleri filmler, gittikleri ülkeler, hatta yiyecekleri yemeklere karar vermeye kadar uzanan bir konuydu.

Really Bad Choice | Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin