Sirk

188 15 6
                                    

Ailece mutfak masasında sessizce oturuyorduk. Babam sirkte çalışacağımı söylediğinden beri iyi değildim. Başım dönüyor midem bulanıyordu.

Hamilemiyim diye düşündüm ama ben kimseyle ilişkiye girmedim ki bu garip olurdu. Babam boğazını temizlediğinde bakışlarımı babama çevirdim.

“Yarın işe başlarsın.” dediğinde oturduğum yerden kalktım ve babamın ayaklarına yapıştım.

“Baba lütfen lütfen, söz veriyorum çok ders calışırım. Baba yazımı maf etme, baba günahtır yapma. Bak seneye lise dörte geçeceğim zaten çok çalışırım. Olulda teneffüste bile çalışırım, baba yapma. Acı bana, kölen olayım ki yapma.” dedim. Resmen babama yalvarıyordum. Babam ayağa kalkınca bende kalktım.

“Bak kızım bunu ders alman için yapıyorum.” dedi ve mutfaktan çıkıp gitti. Anneme dolu gözlerle baktığımda annem omuz silkip telefonundan candy crush oynamaya devam etti.

“Anne kızının yüzünü saçma sapan boyayacaklar, renkli bonus peruk takacaklar. Komik iğrenç kıyafetler giydirecekler. Dayanamam anne buna, babamla konuşsan?” dediğimde annem kaşlarını çatarak bana baktı.

“Ders almalısın, baban haklı. Aklın başına gelir.” diyerek oyununa devam etti. Ayaklarımı yere vura vura mutfaktan çıktım.

Size bir sır veriyim mi? Ben palyaçolardan korkarım. Daha palyaçolardan korkarken palyaço olmam garip olucak.

Babamın bir sirki vardı. Aslanlar, filler, maymunlar, yılanlar ve daha fazlası... Ben küçüklüğümden beri palyaçolardan korktum, acı olan gerçek ise hala korkmam.

Odama geçip kapıyı sertçe kapattım ve telefonumu elime aldım.

En iyi arkadaşımın numarasını tuşlayıp telefonu kulağıma götürdüm. Telefon biraz çaldıktan sonra açıldı.

“Ne oldu?” dedi Nazlı. Ağzındada birşeyler vardı. Ağzını şapırtatarak birşey yiyordu.

“Sana kötü bir haberim var Nazlı ama ilk önce ne yiyorsan yemeği bırak. Dediğim şeyden sonra boğazına kaçabilir. ” dediğimde ağzındaki yemeği yuttuğunu duyabilmiştim.

“Söyle Betül, meraktan çatlatacak mısın beni?” dedi. Derin bir nefes aldım.

“Nazlı, yazın palyaço olarak sirkde çalışacağım. Babamın karne cezası, herkes karne hediyesi alır ben karne cezası.” dediğimde bir süre ses vermedi. Dediklerimi sindiremedi tabi.

“Oha! Kızım sen palyaçolardan korkarsın ki, nasıl olucak bu iş?” diyerek gülmeye başladı.

“Ama sanada çok yakışır şimdi palyaçoluk.” dedi. Bu kız cidden normal değil. Zaten annesi Nurcan teyze demişti, bu küçükken beşikten düşmüş.

“Dalga geçme ya, yaz tatilim elden gidiyor. Babama yalvardım yalardım ama gözümün yaşına bakmıyor. Yarında işe başlıyacakmışım.” dedim.

“Kapatmak zorundayım şuan babam geldi daha karnemi görmedi. Yandım ben.” dedi ve telefonu yüzüme kapattı. Hayvan ya! Nazlı'nın da dersleri benim kadar kötüydü.

Telefonumu bir kenara koyup yatağıma sırt üstü yattım. Lanet olsun bu hayat, lanet olsun bu sevgi. Ben seni çok sevmiştim sen niye böyle yaptın şimdi?

Triplere girerek yatakta debelenmeye başladım. Telefon çalınca hemen alıp açtım, Nazlı arıyordu.

“He?” dedim. Moralim bozuktu, palyaço olarak.

“Bende artık bir palyaçoyum Betül.” dediğinde yataktan sıçradım. Evet evet çekirge gibi sıçradım.

“Oha! Nasıl lan?” diye sordup kafamı kaşıdım. Saçlarım yağlanmıştı.

“Biliyorsun babam ile baban arkadaş. Bu zalimce cezayı ikisi ortak olarak planlamışlar.” dediğinde saçma danslarımdan birisini yaptım. Popoyu salla, kıvır kıvır, ayaklar öne arkaya.

“Yalnız kalmayacağım, oley be!” diye çığlık attım. Bu benim için iyi haberdi tabikisi.

“Bağırmasana be! Sümsük kafalı palyaço.” dediğinde görmese bile dilimi çıkartıp yüzümü buruşturdum.

“Meslektaşım benim be!” dediğimde yüzüme kapattı. Atarlı Nazlı!

Saçma sapan dansıma devam ederken perdenin açık olduğunu gördüm. İki tane kuş pencerenin önüne konmuş bana bakıyorlardı.

“Ne bakıyorsunuz be? Kuş beyinliler.” diyip dansıma devam ettim.
***
Emeğe saygı...

Palyaço AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin