Aslan Isırığı

100 10 4
                                    

Şuan arkama bakmadan koşmakta bulunuyorum neden mi? Bir aslan tarafından kovalandığım için. Neden bir aslan tarafından kovalanıyorum peki?
Bir saat önce...
Aslan kafesinin önünde aslana saçma saçma hareketler yapıyorum. Aslan ise bana bakmıyordu bile. Bu aslanın egosu tavan yapmış valla.

İçeri görevli birisi girdi ve aslana et dağıtacağını söyledi. Ancak böyle pişmemiş çiğ bir et. Aslan çig et neden yesin ki? Pişmiş et daha tatlıdır bence diye düşündüm.

Görevli kafesi açıp eti koyunca aslan tam ağzını açmış yiyordu ki hemen aldım o eti. Görevli bana bön bön bakarken konuştum.

"Pişmemiş et yenir mi be adam?" diyip aslana gözlerimi geri çevirdim. Aslan kafesten çıkıyordu et için. O korkuyla eti bırakırdım aslında ama bırakmadım işte pişmesi gerekiyor.

Koşmaya başladım, aslan benden tabiki hızlı koşuyordu.

Bir saat sonra...

Tam bir renkli çadıra giriyordum ki popomdaki acı ile yerimden sıçradım. Anında çığlık atıp yere çöktüm, aslanı alıp götürürlerken aslan bana piç bir şekilde bakıp sırıtıyordu.

Popomu tutarken turuncu burunluyu gördüm. Bana alaylı bir şekilde sırıtıyordu.

"Ne gülüyorsun ya? Komik bir şey mi var? Allah'ın palyaçosu!" diye bağırdım. Kalkmama yardım etti. Nazlı hangi cehennemdeydi?

"Çok komiktin ya, ayrıca zaten sıyırdı dişlerini tam geçiremedi sana." dediğinde O'na aldırmadan renkli çadırlardan birisine girdim. Sıyırmış, sen öyle san. Niye yanıyor popom ozaman. Nazlı'yı bulsam da baksa ne olmuş diye. Mal hangi cehennemdeyse artık.

Renkli çadıra Nazlı'nın girmesiyle kaşlarımı çatarak O'na baktım. O ise umursamaz bir şekilde bana bakıyordu.

"Neredeydin sen ya?" diye söylendim. O ise kısa bir şekilde cevap verdi.

"Geziniyordum öyle işte." dediğinde popomun acısı arttı.

"Sen gezerken ben aslan tarafından kovalanıyordum ayrıca popomu da ısırdı. Bir bak birşey var mı popomda." dedim. Gözleri iri iri olmuştu. Sonrada malak gibi gülmeye başladı.

"Dön arkanı bakalım." dediğinde donumu çıkartıp popomu açtım. Nazlı'dan utanmazdım çünkü küçüklükten beri hep beraberdik. Beraber banyo yapardık, uyurduk...

"Poponda sadece sivri diş izleri var. Abartmana da gerek yok zaten sıyırmış." dediğinde tam popomu kapatıyordum ki çadıra turuncu burunlu palyaço girdi. Tabiki girmesi ile birlikte çıkması bir oldu. Dışarıdan da bağırdı.

"Napıyorsunuz lan siz? Lezbiyen palyaçolar!" dediğinde sinirle donumu çekip çadırdan çıktım.

"Sen kime lezbiyen diyorsun lan? Pis sümüklü palyaço!" dedim ve sanki hıncımı aslandan alıyormuşcasına kolunu koparırcasına ısırdım. Anında beni itip kolunu tutmaya başladı.

"Ne içtin lan sen? Git hıncını aslandan al!" diye bağırdığında dilimi çıkartıp Nazlı'nın yanına gittim.
2 saat sonra...
"Ya bırak burnumu!" diye cıyaklıyordum. Neden mi? Çocukları eğlendirmeye çalışıyorduk da ondan. Burnumu alıp kendine takan pislik küçük cüceye sinirle baktım.

"Vermem bu burun benim." deyip cadı kahkahası attı. Senin saçını başını yolardım da dua et annen yanında. Pis çocuk!

Burnumu çocuktan alıp kendime taktım. Çocuk ise ağlayarak annesinin yanına gitti. Nazlı'ya baktığımda O'da çocuklar ile kavga ediyordu. Gözlerim istemsiz olarak Turuncu Burun'a kaydı. O ise çocuklar ile eğleniyordu.

Bacağımda ki acıyla yerimden sıçradım. Bir çocuk bacağımı ısırıyordu. Çocuğun kolundan tutup sıktım.

"Ne yapıyorsun sen küçük pislik?!" diye çocuğun kulağına fısıldadım. Çocuk ise beni itip dil çıkartıp kaçtı. Ezerim lan ben seni!
***
Sonunda üstümde ki renkli kıyafetlerden, yüzümdeki badanadan, bonus peruktan kurtuluyordum. Nazlı ile günlük kıyafetlerimizi giyip çıktık.

Biz çıktıktan sonra karşıda ki çadırdan bir oğlan çıktı. Ama ne oğlan ne oğlan. Gözleri bal köpüğü renginde, saçları hafif sarıya kaçan kahverengi. Ben bu çocuğu yerim! Bunun burada ne işi vardı ki? Palyaçolar ve babam dışında insan kalmamıştı burada.

"Sirk kapanıyor, ne işiniz var burada?" diye sordum çocuğa. O ise alayla sırıtıp konuştu.

"Ne oldu tanıyamadın mı?" dediğinde şaşırdım. Turuncu burun?

Palyaço AşkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin