HATIRLATMA
"Bunun tek bir açıklaması olabilir. Kenneth'le Aranızda kan bağı var."
***
Odada ki herkes şaşkınlıkla Richard'a bakıyordu.
"Üzgünüm Laura" dedi Richard.
"Hayır" sesim titriyordu. "Hayır. Hayır. Hayır!" Diye bağırdım. Ayağa kalkıp hızla mağaranın çıkışına ilerledim.
"Laura dur!" Bu Luke'ydi. İleri doğru atıldım ve kurda dönüştüm. Kumaş yırtılma sesiyle onunda dönüştüğünü anladım.
Ormanın derinliklerinde koşarken gözlerim kırmızıydı. Onunla aramamızda kan bağı olamazdı. Hem benim dayım ya da amcam yoktu ki. sadece teyzem vardı.
Madem güç seviyemiz aynı, o zaman onu yenebilirim. Hissedebiliyorum. Nerede olduğunu biliyorum ama bunu ben biliyorsam o da biliyordu ve benden daha deneyimliydi. Ben daha dövüşmeyi bile bilmiyordum ama iyiki dövüşecek olan ben değil, içimde ki kurttu.
***
Ve karşımdaydı. Gri kurt tam karşımdaydı. Aramızda kan bağı olan varlık tam karşımdaydı.
"Hoş geldin kızım."
İşte o an tam olarak bir çöküş yaşamıştım. Kızım kelimesinden hiç bu kadar nefret etmemiştim.
"Hayır. Sen benim babam değilsin!"
"Evet öyleyim, ister inan ister inanma kızım"
"Seni geberteceğim!"
"Cık cık, bunu yapmayı istemezsin" dedi ve arkasını döndü.
Gözlerim işaret ettiği yöne döndü.
"Seni aşağılık herif. Bırak onu!"
Ağzına tıkılmış kumaş parçası ve ağlamaktan gözleri kızaran Nancy korkuyla bize bakıyordu.
"şimdi yanıma gel" dedi Kenneth. Kafamı tekrar ona çevirdim. "Yoksa arkadaşın acıdan zevk mi alıyor?
Arkamda ki çalılardan Luke çıktı. Bizi duymuş olacak ki "Hiç bir yere gelmiyor" dedi.
Kenneth tiksintiyle "sen karışma yaratık" dedi. Yaratık derken neyi kast ettiğini anlamamıştım. Çünkü bana göre burada ki herkes yaratıktı -nancy hariç tabi-
Buna karşılık Luke Adeta kükredi. "Bir daha bana yaratık dersen seni parçalara ayırıp sürüne yediririm"
"Ama yalan değil bunu sende biliyorsun."
Diyerek sırıttı. Söylediklerine anlam veremeyerek Luke'ye baktım ama gözlerini avından ayırmıyordu.Luke Kenneth'e doğru koşmaya başlarken araya Richard girdi ve onu durdurdu. Geldiğini fark etmemiştim.
Luke hala ona ulaşmaya çalışırken Kenneth konuşmaya başladı.
"Buraya gel kızım. Sen buraya aitsin."
"Kes sesini pislik herif!" Dedim sinirle.
"Kenneth, eğer topraklamızı terk etmezsen klanlar arası savaşa yol açabilirsin."dedi Richard.
"Amacım o zaten. Savaş. Ama bu sefer biz kazanacağız." Kafasını tekrar bana çevirdi. "Onun sayesinde."
İyice kafam karışmıştı. Ben ne alaka şimdi diye geçirdim içimden.
Ve bir anda herkesin kafası Nancy'nin arkasındaki çalılara döndü. Ayak sesleri duyuyordum. Bir kişiydi. Nancy'i tutan adam hızla çalılardan uzaklaşarak Kenneth'in yanına geldi.
"Gerçekten böyle aptalca bir şey yapmazsın Richard değil mi?"
Richard bir şey söylemeden çalılara bakmaya devam etti.
Sesler yaklaşırken herkes tüm dikkatini oraya vermişti.
Saldırmalı mıydım? Herkes dikkatini o yöne vermişken beklenmeyen bir saldırıyla Kenneth'i öldürebilirdim. Peki ya Nancy. Ya Nancy'e birşey olursa. Bu riske giremezdim.
Çalılardan koşarak çıkan bir kurt doğrudan Nancy'e yöneldi. Nancy'i tutan adam kurta dönüşerek ona ulaşmasına engel oldu.
İçimden ya şimdi ya hiç diyerek Kenneth'e doğru koşmaya başladım. Benim arkamdan Luke de koşmaya başlamıştı ve ikimizin de hedefinde aynı kişi vardı.
Solumdan hızla geçen siyah kurt dişlerini Kenneth'in boğazına geçirmeye çalıştı ama Kenneth pençeleriyle onu engelledi ve bu sefer o dişlerini Luke'nin boğazına geçirmeye çalıştı.
Bu sefer araya ben girmiştim. Pençelerimi ona doğru savurarak Luke'ye ulaşmasını engelledim. Vuruşum sol gözüne denk gelmişti ve gözünü çıkarmıştım.
Pençeme saplı olan gözü toprağa sürterek çıkarmaya çalıştım o sırada kahverengi kurt çalılardan çıkarak doğrudan Nancy'e koştu ve onu tutup çalıların içine çekti. Kenneth yanında ki adamı da alarak arkasına bile bakmadan kaçtı.
Luke ayağa kalkmıştı. Koşarak geldiğim yöne geri döndüm onlarda peşimden geliyorlardı. Mağaraya doğru tüm hızımla koştum.
1 saat sonra
"Adımlarımızı aynı anda attık o yüzden bizi bir kişi sandınız sonra Sarah çalılardan çıktı ve adamla dövüşmeye başladı. O anda Luke ve Laura harekete geçip Kenneth'e saldırdılar. Bende bunu fırsat bilip Nancy'i kurtardım."
Paul sürüye orada olanları anlatıyordu.
"Ve asıl bombaya geliyorum."
"Söyliyim mi?"
Sürüdekiler usanmış bir şekilde "Hayıır" dedi. Gülmemek için kendimi zor tutarken Paul
"Söylüyorum o zaman"
"Laura... Kenneth'in... GÖZÜNÜ ÇIKARDI!" Ve cebinden çıkardığı gözle gururlu bir şekilde bana baktı. Sürü şaşkın bir şekilde bana döndü. O sırada içeri bir çocuk girdi ve "uyandı" dedi.
Koşarak Nancy'nin odasına girdim. Şaşkın ve korkulu gözlerle etrafına bakıyordu. Beni görmesiyle koşarak bana sarılmıştı.
"Çok korktum Laura"
Bense sadece sarılmıştım.
"Peki ya gümüş?" Luke kafasını yine iki yana salladı.
"Peki ya dolunay?" Luke yine Kafasını iki yana salladı.
"Peki ya avcılar?"
"Kurtun düşmanı kurttur."
"Peki ya-" "bu kadar soru yeter." Dedi Luke ve dışarı çıktı.
"Hala inanamıyorum, kurtadamlar gerçek ve sende onlardansın"
"Evet, bende yeni öğreniyorum. Senin fotoğraf çekmek için beni zorla ormana götürdün zaman"
"AAA onu söylemeyi unuttum. Yarışmayı ben kazandım"
"Ne! En yakın arkadaşın kaçırılıyor, sen yarışmaya mı katılıyorsun!?"
"Napayım kızım. Hem boşuna kaybolmamış olursun dedim. O yarışma için kayboldu o yüzden yarışmaya katılmayım diye düşündüm."
İçeriye Paul'un girmesiyle konuşmamız bölünmüştü. Elinde iki çantayla bize bakıyordu.
"Ne bakıyorsunuz öyle ineğin trene baktığı gibi? Okula gitmeyeceğimizi mi sandınız?"
"Kurtkadın olmuşuz hala okula gidiyoruz. Bir kurtulamadık şu okuldan" diye söylenerek elinden kendi çantamı aldım ve mağaranın çıkışına ilerledim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ISIRIK
WerewolfISIRIK. Her şey tek bir ısırıkla başlamıştı. ' "Nancy, sen ciddi misin? Bu havada ormana gidilir mi?" dışarısı buz gibiydi ve karanlık. "Hangi havada gidilir acaba?" haklıydı. İrlanda da yılın çoğu soğuk geçerdi. "Peki ama hava çok karanlık"...