Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözümün ucuyla odamda dolanan en yakın arkadaşımı izliyordum, bir oraya bir buraya gidip duruyordu.
"Bu benim doğum günüm!!!" dedim sinirle yorganın altından.
"Yani?" dedi Jaerin, bana baktı, içinden küfürler savurduğunu hissediyordum. Bir yandan da odamın camını ve perdesini açtı. "AH GÜNEŞ IŞIĞI GİRİYOR !!"
"Vampir misin kızım? Ayrıca hava karanlık gerizekalı. Saat 8 olmuş, sen bana güneş ışığı diyorsun. Kalk gidelim işte."
"Benim doğum günüm bu, yatmak istiyorum. Salsana beni." dedim üstümdeki yorganı tepeme kadar çekerek.
Saate baktı, "15 dakikan var yoksa-"
"Yoksa ne?! Ya Harry Potter izleyip, cipsimi yemek istiyorum. Neden sürekli bir yerlere götürme çabasındasın?" Gözlerini devirdi.
"Doğum gününde ruh emicilerle yan yana bırakmak istemiyorum seni," dedi ve üstümdeki yorganı hızla çekip açtı. Açılmamış paketteki cipsimi eline aldı ve hafifçe sıktı, sıktı-
"Tamam dur!" dedim, eğer karşı gelirsem uzun tırnaklarını paketten geçirip bütün cipsimi bana zıkkım edeceğini biliyordum.
"Geliyorum şu aptal bara, ama bir şartım var." Kaşlarını kaldırarak bana baktı.
"Canım istediğinde geri dönmeme izin ver." Yastığıma sarıldım ve dudaklarımı büzdüm, "Dünkü maç yüzünden zaten yorgunum," Sırtıma hızla vurduğunda sırtımın yanmaya başladığını hissetmiştim,
"Gören de sen maç yaptın sanacak. Sevgilini desteklemekten başka bir işin yoktu." Tekrar saatine baktı. "En az saat 11'e kadar duracaksın," dedi ve cips paketini yerine bıraktı.
Arkasından mırıldandım, "Sevgilim değil..."
Onun zoruyla yerimden kalktım ve dolabımın başına gittim, "Ne giymeliyim?"
Dolabıma baktı ve derin bir nefes aldı,
"Siyah olmayan bir şeyler giy demek isterdim ama siyah olmayan bir şey yok. Ne yazık ki."
"Her neyse, karışma. Giyerim bi şeyler ben." Jaerin odadan çıkarken ben de hızlıca giyinmiştim.
Aynada yüzüme baktım, elim makyaj malzemelerine gitti ama geri çektim. Gerek yoktu.
Kapıdan giren Jaerin bana baktı, "Daha siyah bir şeyler giyseydin, bu baya renkli kalmış."
"Gayet güzel." dedim ve telefonumu ve anahtarımı çantama attım. "Gidelim, Jaehyun bizi bırakacak."
Jaehyun Jaerin'in abisiydi, ikisi çok yakınlardı ve gerçekten iyi bir ilişkileri vardı. Aşağıda duran kırmızı spor arabanın arka koltuğa bindiğimde Jaehyun bir kız kardeşine bir de bana baktı.
