Sınır: 20 oy
- Chan:
İkinizin de birbirinize yanlışlıkla itiraf etmeniz üzerine geceyi bir öpücükle bitirmiştiniz ve artık resmi olarak bir ilişkiniz vardı.
Sabah heyecandan erken uyandığında,sana mesaj atıp atmadığını merak ediyordun.Telefonunu eline aldığında hiçbir şey olmadığını görmek seni biraz hayal kırıklığına uğratmıştı. 'Henüz uyanamamıştır' diye kendi kendine söylenerek kalkıp hazırlanmaya başladın işe gitmek için.
Öğlen olduğunda hâlâ mesaj yoktu.'Belki de ilk mesajı benden bekliyordur' diye düşünerek ona "Ne yapıyorsun?" yazıp gönderdin.Birkaç dakika içerisinde görüldü oldu ancak cevap vermiyordu.Bir problem mi vardı, yoksa sana itiraf ettiği için pişman mı olmuştu? Bir günde düşünceleri komple değişmiş olabilir miydi?
Akşama doğru arabayla eve dönerken Chan'ın sana hâlâ ulaşmak için zahmet etmiyor oluşu seni bir hayli meraklandırıyor ve endişelendiriyordu.Düşüncelerinin sesini bastırmak için kulaklıklarını takıp arabanın camından batan güneşi izlemeye karar verdin.
Sonunda evine varmıştın.Uykulu ve yorgun bir şekilde çantandan anahtarını çıkarmaya çalışırken birden titreşen telefonun yüzünden bütün uykun dağıldı.Chan'ın aradığını düşünerek heyecanla telefona baktın.Yanılmamıştın.Arayan Chan'dı.Telefonu pek istekliymiş gibi görünmemek için açmamaya karar verdin.Beş dakika sonra kendin arayacaktın ki böylece meşgul olduğunu düşünecekti.
Merdivene oturup aramanın bitmesini bekledin.Sonra kendince bir dakika tutup Chan'ı geri aradın.
"Alo? Ah,üzgünüm duymamıştım."
"Aşağı gelebilir misin?"
"Ne?"
"Kapının önündeyim,gelebilir misin?"
"N-nasıl yani şimdi mi- Tamam iniyorum."
O an şok olmuştun,apartmana gireli beş dakika olmamıştı nasıl hemen gelebilmişti? Yoksa uzun zamandır orada mı bekliyordu?
Hemen heyecanla merdivenleri inerken çıkış kapısına doğru yaklaştığında yavaş adımlar atmaya başladın.Seni heyecanlı görmesini istemiyordun, çünkü mesajına dönmediği için hâlâ sinirliydin.
Seni görür görmez elini cebinden çıkardı ve el salladı.Gülümseyerek sana doğru koşmaya başladı.Hemen belinden sımsıkı kavradı ve kafasını omzuna koyup gülümseyerek,
"Buna o kadar ihtiyacım vardı ki..." dedi.
Sen ses çıkarmayıp sadece onun sırtını sıvazlamakla yetinmeye fazla ilgi göstermemeye çalışıyordun.Cihan da bunu fark etmiş olacak ki, mesajına dönemediği için sinirli olabileceğini tahmin etmişti.Kafasını kaldırdı ve,
"Mesajına dönemediğim için özür dilerim.Bugün albümdeki son dokunuşları bitirmemiz gerekiyordu.Meşguldüm." dedi.
"En azından bir mesaj yazabilirdin? Bu kadar zor olmamalı." diye yanıt verdin.
"Gerçekten üzgünüm.Endişelenmiş olmalısın." dedi aşağı bakarak.Onun bu halini gördüğünde şu an bunun önemli olmadığını fark etmiştin.Çünkü çok yorgun görünüyordu.
"Bir kahve içmek ister misin?" dedin apartmanın kapısını göstererek.
Gülümsedi ve "Buna asla hayır diyemem." dedi gözleri parlarken.-Minho:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stray Kids Tepkiler
Fanfiction+Kendimce bir şeyler yazıyorum ve bazen sevdiğim sayfalardan çeviriler yapıyorum.+