Hocanın dedikleri ile herkes küçük çaplı bir şok yaşamıştı. Sonuçta böyle bir hocayı ve böyle bir dersi ilk defa görüyorlardı.
Hoca emin adımlarla sıraların önüne geldi. Hafif gülümsedi;
"Bu sene size gönderdiğim ödev fazlasıyla basitti." Gözlerini öğrencilerin üstünde gezdirdi.
"Bakalım size bıraktığım küçük ipucunu bulabilmiş misiniz?" Geriye dönüp eline sınıf listesini aldı. Anlaşılan isimleri rastgele seçicekti.
"Kim Taehyung" ismi okuduktan sonra ismi yazan öğrenciyi bulmak için kafasını kaldırdı. Gördüğü kişiyle tekrardan yüzüne bir tebessüm yerleştirdi. Daha demin geç kalan kıvırcık saçlı çocuktu.
Taehyung ise isminin okunmasıyla ayağa kalkmıştı.
"Söyle bakalım Taehyung, 16 yaşındaki müvekkilini banka soygunundan nasıl kurtarırsın?" Taehyung başını öne doğru eğdi. Ona ödev felan gelmemişti.
"Şey..." okulun ilk günü daha da kötü olamazdı. Şuan eve gidip yastığına sarılmak ve ağlamak istiyordu.
"Bana ödev e-postası gelmedi" gözlerini mahçubiyetle hocasına çevirdi. Go-Eun ise kaşlarını kaldırdı.
"Şu ana kadar gönderdiğim e-postalarda asla bi eksik veya sorun yaşamadım. Acaba e-postalarını kontrol etmiyor musun?" Sesi yargılayıcı çıkmıyordu.
"Aslında ben yedek öğrenciydim. Okul kaydımı yeni yaptım." Bunu demesiyle sınıftan bi kaç kıkırtı yükselmişti. Taehyung utanıp elleriyle oynamaya başladı.
Seokjin sinirlendiğini hissetti. Ortada gülecek bir durum görememişti. Ayrıca ayaktaki çocuğun da utanıp, rahatsız olduğunu hissetti.
Kafasını arkasına çevirip ses gelen yere doğru baktı. Arkadakiler 5 ila 6 kişilik kızlı-erkekli bir gruptu. Seokjin gözlerinin içine baktı ve kaşlarını çattı. Seokjin ile göz göze gelenler çoktan susmuştu bile. Seokjin sustuklarını görünce keyifle önüne doğru döndü.
O arada Go-Eun ise Taehyunga sorun olmadığını ama notları mutlaka arkadaşlarından alıp gözden geçirmesi ile ilgili konuştu.
Taehyung hocanın dediklerinden sonra teşekkür edip yerine oturdu. Şu anda hiç iyi değildi. Ağlamamak için kendisini sıkıyordu. Aklına babasının dedikleri geldi "Senin gibi saf ve utangaç birinden avukat olamaz" ama avukat olmak Taehyung'un hayaliydi. Ve babasının tüm laflarına rağmen avuktalık bölümünü seçmişti. İlk gündeki izlenimine bakılırsa babasına dedikleri için hak vermişti.
Go-Eun o arada 3 öğrenci daha kaldırmış ve istediği cevapları alamamıştı.
"Jeon Jungkook" ismi okuduktan sonra tekrardan öğrencilere döndü. En arka köşede oturan çocuk ayağa kalkınca cevap vermesi için gözlerine baktı. Jungkook anlamış olucak ki hemen cevap verdi;
"Banka soyan birisini savunmam" sınıftakiler gelen cevabı duyunca kafalarını Jungkook'a çevirdiler.
Go-Eun duyduğu şeyle dudağının bir kenarını yukarı kıvırıp iki kolunu birleştirdi.
"Böyle diyen çok öğrenci gördüm Jungkook, ama hepsi değişti, kötü insanları da, kötü işleride savunmaya başladılar. Peki senin onlardan farkın ney?" Jungkook derin bir nefes aldı.
"Yaşadığım şeyler" sesini sonlara doğru kısmıştı. Go-Eun, Jungkook'un ne dediği anlayınca konuyu üstelemedi. Ayrıca biraz da sinirlenmeye başlamıştı. Neden kimse ayrıntıyı fark edememişti ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thunder (Ara Verildi)
FanfictionAltı kişi de yağmurun atışırmaya başladığı karanlık ormandaydı. Korkuyla evden çıkar çıkmaz ne yapıcaklarını bilememişler ve 2 katlı krem evin yakınında olan büyük ve kasvetli ormana doğru koşmuşlardı. Şehrin ışıkları kayboluncaya kadar koştular. ...