Genç adam kolundaki gri saatine baktıktan sonra hızlı olan adımlarını daha da hızlandırdı. Şimdi neredeyse yarı koşar bir halde kapanmasına yedi dakika kalmış olan sergiye yetişmeye çalışıyordu.
Sergi her gün saat sabah sekizde açılıp akşam sekizde kapanıyor, her ay tablolar yenileniyordu. Genç adam sergiye gitmek için bir sürü zamana sahip olsada, en çok kimsenin olmadığı zamanlar gezmekten hoşlanıyordu. Bu da serginin kapanmasından beş dakika öncesi demekti.
Sergi şehrin biraz dışında kaldığından, ziyarete gidenler olabildiğince erken ayrılmaya çalışıyordu. Görevli kişilerinde tamamen ayrılması kapanma saatine yakın olduğundan en müsait zamanı uzun uğraşlar sonucunda bulmuştu.
Dekoratif sarmaşıklarla süslenmiş cam kapıyı gördükten sonra tekrar kolundaki saate baktı. Her zamanki gibi tam zamanında, yediyi elli beş geçe gelmişti.
Göreceği tablolar düzene soktuğu nefesini tekrar bozacağından soluklanmayı bile beklemeden yavaşça içeri girdi. Normalde beyaz ışıkların aydınlattığı sergi birazdan kapanacağını belirtmek istermiş gibi loş bir şekilde ışıklandırılmıştı ve doğrusunu söylemek gerekirse bu olay, kendini tablolardaki kişilerin yerinde hayal etmekten alıkoyamayan genç adamın dizlerini titretiyordu.
Etrafına kısaca göz gezdirerek adımlarını yolunu ezbere bildiği, kendisinin gözdesi olan tablo konusunun sergilendiği kısma çevirdi.
Karakalemle en ince ayrıntısına kadar işlenmiş eşcinsel bir çiftin nü çizimiydi. Tabloyu, sergideki diğer nü tablolarından ayıran özelliği kesinlikle içerdiği konuydu. Sanatçının her tablosunda olduğu gibi çift şehvetli bir biçimde birlikte oluyordu sadece diğerlerine nazaran farklı bir şekildeydi.
Karakalem çalışması bile olsa tabloya baktığınızda duyguları hissetmemek elde değildi. Elleri kalın zincirlerle bileklerinden tavana bağlanmış, göğüsünde kıskaçlar takılı, neredeyse vücudunun tamamında bulunan morluklara sahip bir adam ve arkasında onu gözlerinden yaş gelecek şekilde zevkle tatmin eden partneri vardı.
Partnerinin bir eli bağlı olan adamın ağzını sıkıca kapatırken diğer eli sızdıran penisin ucunda, rahatlamasını engelliyordu. Detaylar o kadar ince işlenmişti ki zevk ve tatminlik duygusunu sadece izleyerek bile hissedebildiğini söyleyebilirdi genç adam.
Arka taraflardan anahtarların birbirine çarpma sesini duyduğunda irkildi ve hızlıca kol saatine baktı. Saat tam olarak sekizi üç geçiyordu ve yaklaşık yedi dakikadır hiç hareket etmeden tabloyu izlemişti.
Utanç duygusu bütün vücudunu sararken sessizce yutkunarak arkasını döndü. Yüzünü kaldırmaya çekindiğinden karşıdaki kişinin sadece siyah botlarını ve yine siyah olan, yapılı bacakları sıkıca sarmış pantolonunu görüyordu. Ne dese bilemiyordu fakat dudaklarını ısırmayı bırakarak ellerini önünde birleştirdi ve hızlıca eğilip kalktı.
"Saatin geçtiğini fark etmemişim kusura bakmayın lütfen. Bende tam gidiyordum." dedikten sonra tekrar hızlıca eğilip kalktı.
Daha ilk adımını bile atamamışken karşıdaki kişi konuşmaya başladı. "Sorun değil, sizin için bir istisna yapabilirim. Tabloyu çok beğenmiş gibi görünüyordunuz."
Hafif muziplik içeren sert sesle Yoongi o an yerin yarılmasını ve içine girmeyi o kadar çok istiyordu ki, "Nazik teklifiniz için teşekkürler lakin gitsem gerçekten iyi olacak." diyerek yüzüne bakamadığı adamın karşısında son bir kere daha eğilmiş koşar adımlarla sergiyi terk etmişti.
Geride kalan Jung Hoseok dudağının kenarının kıvrılmasına engel olamayarak gözlerini birkaç saniye bdsm konusunu ele almış olduğu tablosunda gezdirmiş, elindeki anahtarlarıyla kapıyı içeriden kilitleyerek sergi içindeki çalışma odasına girmişti.
***
5 Haziran delicate yb yerine burda dolaniyorum..
Yazım ve noktalama yanlışlarım varsa kusura bakmayın
Ben Ovi
Güzel günleriniz olsun♡