Bölüm 2

85 6 0
                                    

Sabah alarmın sağır edici o lanet sesiyle uyandım. Saat 07:30. Yataktan zar zor kalkıp giyinmeye başladım. Formam, eteğim, dizime kadar uzun çoraplarım ve işte tamam. Banyoya girdim ve aynadaki yansımama bakıp lanet okudum. Saçlarım birbirine girmiş ve gözlerimin içi kıpkırmızı olmuş. Alerjik rinitim olduğu için uykusuz zamanlarımda da hep böyle olur ve zaten alerjim yaz ayları bastırır. Sigara kokusuna bile hapşırırım ama sigaradan asla vazgeçemiyorum. Yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım, saçlarımı tarayıp hafif bir maşa geçtim üzerinden. Saçlarım belime kadar uzun, uçları ise mavidir. Baya marjinal bi tipimdir. Dudağımda kaşımda ve burnumda piercing var. Neyse hazırım, çantamıda hazırlayıp aldım ve aşşağı indim. Annem kahvaltı hazırlamamış, onun yerine yemek masasına 20 lira harçlık bırakmış. "Ne 20 lira mı?, ah lanet olsun." deyip aldım parayı ve kapıya doğru ilerledim. Bilginiz olsun para harcamak hobimdir. Ve bugün ne yazıkki 20 lirayla geçineceğim, neyseki hilal var. Canım benim. Bugünki sigaramı ona aldırırım artık. Evden çıktım, okul pek uzak değil yarım saat kadar yürüdüm ve okuldayım. Okula girdim bir kaç kişi selam verdi, başımla karşılık verdim. Okuldakilerle hiç ilgilenmem zaten, biz 3 kişi gayet iyiyiz. İkinci kata çıktım ve sınıfıma doğru ilerledim. Cool cool yürürken, birisi kolumu tutup çevirdi. Bu enesti.

"Akşam alacağım sizi, hazır ol fazla beklemem biliyorsun degilmi.?"

"Ah, gerçekten mi? Sende bekleyeceğini biliyorsun degilmi?

"Of, şuan seninle uğraşamayacağım derse giriyorum ben. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Sınıfa girdim, hilal benden önce gelmişti selam verip yanına oturdum ve sıkıca sarıldım, herzaman olduğu gibi.

"Nasılsın?"

"İyi kanka sen?"

"İyi bende, hep aynı biliyosun."

"Patron ve hayki yeni parça çıkarmış, pay adı dinledinmi?"

"Evet. Çok iyi olmuş kanka."

Otuz saniyelik bir sessizlikten sonra konuştum. "Okuldan sonra yine piskoloğa gideceğim ve bil bakalım kim götürecek beni."

"Enes?"

Tek kaşımı kaldırıp başımı evet anlamında salladım.

"Oo, desene kaçışın yok."

Deyip sırıtınca koluna yumruğu yedi tabiki. O inlerken hoca sınıfa girdi, ders coğrafyaydı. Derslerim genel olarak iyidir, pek zayıfım yok. Lisenin başından buyana hep 2 zayıfla geçmişimdir ve hocalar çok zeki olduğumu söyler. Çok meraklı olduğumdan herşeyi sorgularım hocalarla hararetli tartışmlarım olur genelde.

Zil çalınca hilal ile birlikte kantine indik, birer karışık tost ve meyve suyu aldık. Hilal okadar hızlı yerki, ben daha tosttan 3 ısırık almadan kendi tostunu bitirip benimkini yer hayvandır kendisi. Yine aynı şekilde kantinde masada oturmuş tost kavgası yaparken enes bize doğru gelip elimdeki tostu aldı ve yemeye başladı.

"Enes bana bir tost borçlusun artık biliyorsun değilmi aptal."

"Benim borcumu ödediğim ne zaman görülmüş canım."

Deyip sırıtarak yanıma oturdu. Koluna güzel bir yumruk attım, bana dönüp.

"Ah, çok acıdı gerçekten ağlayacağım şimdi. Bunlar beni kesmiyor canım biliyorsun."

"Yaa, öylemi tatlım. Bende çeşit çok neler istersen, türlü türlü işkenceler var. Mesela üzerine oturup güzel neşterlerimden birisiyle yüzünde ve boğazında küçük çalışmalar yapabilirim."

"Üzerimde olacaksan neden olmasın bebeğim."

Uzanıp yanağımdan bir makas aldı, kafamı çektim.

"Akşam seanstan sonra işin yok değil mi? Seninle konuşmak istiyorum, biryerlere gidelim."

"Sence benim kendimi kesmekten başka ne işim olabilir.?"

Sırıtarak bana bakıp.

"Doğruya, asosyalin tekisin sen."

"Sesini kesecekmisin aptal.?"

"Peki peki, kızma minik şey. Eee geliyormusun.?"

"Bana minik şey demeyi bırakacaksan, düşünebilirim."

"Öyleyse akşam gidiyoruz minik şey."

Ayağa kalkıp bir makas daha aldı yanağımdan ve ilerledi.

"Kes şunu aptal herif."

Arkasından orta parmak çekerek bağırdım. "Ukala piç."

Okul çıkışı tahmin ettiğim gibi hilal sigaramı aldı. Birer dal yakıp rap söyleyerek eve doğru yürümeye başladık. Hilalin evi yakındı onu bıraktım ve ben tek devam ettim. Eve girdim hemen odama çıkıp üzerimi değiştirdim. Üzerimde, siyah tupac baskılı t-shrit ve altında da mavi dar kotum vardı. Telefonumu ve kulaklığımı alıp aşşağı mutfağa indim. Buzdolabından 4 dilim salam çıkarıp yarım ekmek arası yaptım, yanına da koca bir bardak kola aldım. Açlıktan ölmüşüm resmen. Ben yemeğe koyulmuşken telefonum çaldı, arayan enesti. Açtım.

"Bu kullanıcı ukala piçlere hattını kapatmıştır, keyfi olurda dinlemek ister belki. Bip sesinden sonra bir mesaj bırakabilirsiniz. Biiip."

Enes koca bir kahkaha atıp konuşmaya başladı.

"Vaktim olsa uzunca gülerdim tatlım ama meşgulum, birazdan seni alacağım bir ricam var. Üzerine şöyle güzel bir elbise giyermisin.?"

"Ne için düğüne mi gidiyoruz.?"

"Of gamze soru sorma, rica ediyorum tamam.? "

"Of dar kotun neyi var anlamıyorum. Peki öyle olsun, görüşürüz."

Telefonu kapatıp odama çıktım. Dolabın karşısına geçip kıyafet seçmeye başladım, işte! En sevdiğim kıyafet mor diz üstü, askılı kalem elbisemi giydim. Altına siyah topuklu bilekten bantlı ayakkabımı giydim. Koluma da siyah çantamı takıp, aşşağı indim ve enesi beklemeye koyuldum. Kapı çaldı annem geldi. "Hoşgeldin."

"Hoşbulduk canım, çok güzelsin. Kerem bey için değil ya bu hazırlık.? "

"Ah, tabiki hayır anne. Enes istedi, akşam biyerlere gidelim konuşmak istiyorum falan dedi. Tamam dedim bende."

"Enes iyi çocuk tatlım, umarım bu randevunuzda arkadaşlığınızı ilerletmiş olursunuz."

Muzipçe sırıttım. "Anne enes o ne gibi bir ilerleme olacak Allah aşkına."

"Bellimi olur tatlım, göreceğiz."

Kapı çaldı, gelen enesti. Tabiki bekletecektim onu. Hemen banyoya girdim ve biraz makyaj yapmaya başladım. Hafif bi eyeliner, biraz rimel ve birazda kırmızı ruj sürdüm. Kapıya geldim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KANLI NEŞTERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin