Gerçek olmayacak kadar iyisin.
Gözlerimi senden alamıyorum.
Dokunulan bir cennet gibisin.
Seni sıkıca tutmak istiyorum
En sonunda aşk geldi, ve ben Tanrı'ya şükrediyorum hala hayatta olduğum için.
Gerçek olmayacak kadar iyisin.
Gözlerimi senden alamıyorum.
Senden hoşlanıyorum Roseanne ve eğer bu doğruysa sana ihtiyacım var Roseanne bu yalnız geceyi ısıtabilmek için.
"Seni seviyorum." Dediğimde bana güven.
Bebeğim sadece dua ediyorum.
Ne kadar korkutucuyum ? Bu sonu olmayan karanlıkta yürüyorum. Sana geliyorum, dua ediyorum.
Büyüyen umutsuzluğumu görüyor musun ?
Kırık kalbimi görüyor musun ?
Seni özlediğim gün her şeyimi kaybettim.
Duyuyor musun gecikmiş pişmanlıkları ?
Lütfen bana bir şans daha ver, lütfen bana geri gel.
Erkeğin olacağım, tekrar öyle gitmene izin vermeyeceğim.
Seni tekrardan öylece bırakmayacağım.
Sensiz yaşayamıyorum.
Seni daha fazla yalnız bırakmayacağım.
"Alo!" çalan telefonumu açtığımda Roseanne'in endişeli sesini duydum. "Alo?" "Chan, Felix zehirlendi...B-Biz, bizim evin yanında ki hastanedeyiz gelebilir misin ?" Duyduklarımı algılamaya çalışırken "Geliyorum güzelim bekle." Diyip telefonu kapatmıştım. Üstümü değiştirdim ve arabanın anahtarlarını alıp dışarı çıktım. Arabayı çalıştırıp hastaneye sürmeye başladım.
Yaklaşık yirmi dakika sürmüştü arabayı park edip aşağı indim.
Telefonumu alıp Roseanne'i aradım.
"Chae neredesiniz ?" Dedim. "-1. kat." "Tamam geliyorum." Diyip konuşmayı sonlandırdım.
Aşağı indiğimde gözümle Roseanne'i aradım. Kafasını dizlerine gömmüş bir şekilde bekliyordu. Yanına ilerledim ve oturdum.
"Chan...Benim yüzü-" "Hayır güzelim senin bir suçun yok." Dedim ve Roseanne'nin kafasını göğüsüme yasladım. Roseanne ağlamaya başlarken kafasını okşayıp onu rahatlatmaya çalışıyordum.Yaklaşık bir saat aynı pozisyonda kalmıştık Roseanne uyumuştu. Ben ise üstümde ki ceketi ona giydirmeye çalışıyordum çünkü hava soğumuştu birden. Ben ceketi giydirirken yanımıza doktorun asistanı geldi. "Felix'in nesi oluyorsunuz acaba ?" "Oh-Ben babasıyım bu da eş-annesi." "Anladım. Felix gıda zehirlenmesi geçirdiği için midesini yıkadık şu an durumu iyi ancak, önümüzde ki üç gün hastanemizde durması daha iyi olacaktır." Kafamı salladım. "Pekâlâ." Dedim. "İsterseniz oğlunuzu görebilirsiniz. " Roseanne'e baktım. "Acaba oda da kanepe var mı ?" Kadın kafasını salladı. Ben de Roseanne'i kucağıma aldım. "Gidebiliriz."
Odaya geldiğimizde Roseanne'i yavaş bir şekilde kanepeye yatırdım ve yanda duran battaniyelerden birisini alıp üstünü örttüm, sonra arkamı döndüm ve oğlumun yanında ki koltuğa oturdum. Kafasını okşamaya başladım.
_______________________________________________________
Oy ve yorum atmayı unutmayın !