kötülerle ilk karşılaşma ve hızlı koşma

206 33 1
                                    

Berkden devam
Herkes uyandırmış kahvaltı yapıyorduk
Harika: ya Meltem ekmeği önüne çekmesene
Meltem: Sen de ekmek yeme diyet yap biraz
Harika: Sen az önce bana kilolu mu demek istedin
Meltem: ne anladıysan o şekerim
Harika: tutmayın beni vallahi bunun saçını başını yolarım
Savaş: ya bunlar dün ne kadar iyidir ne oldu şimdi
Asiye: harika ya kilolu dedi
Berk: benim tanıdığım harika bu lafı Talya bile dese döver yani aralarının bozuk olması ile bir sorun yok
Aylin: madem öyle hadi herkes okula
Okul yolu bayağı uzaktı bu yüzden de erkenden yola çıkmıştık yolda bizimkilerle ve diğerleri ile sohbet ede ede gidiyorduk aramızdaki buzları eritmeye çalışıyorduk böyle sohbetle ya şarkı ile gitti okula geldiğinizde merdivenlerden çıkmaya başladık O sırada müdür yardımcısı ile karşılaştık kendisini pek sevmeyiz
Müdür yardımcısı: Allah'ın belaları sorunlu sınıfı ama kurtuluyorum sizden yakında okuldan gideceksiniz bizde bir rahat edeceğiz
Berk: yapmayın hocam ya ben üniversiteden mezun olduktan sonra aynı sizin gibi her yıl aynı takım elbiseyi giyen kendisinden hiçbir beklentisi olmayan anca 17 yaşındaki çocuklarla itişen bir müdür yardımcısı olmak istiyorum (etrafda duran çocuklara bakarak) siz ha sakın bizimle görüşmeyin adam yiyoruz biz çünkü
Müdür yardımcısı ağzının payını  almış bir şekilde gittin de herkez bana  döndü
Doruk: yakıyorsun oğlum ya ne yaptın sen
Mert: arkadaşlar sakin deprem falan olmadı müdür yardımcısının kapak olmasıydı
Meral: heyt be etrafımızda ne Cevherler varmış
Meltem: çok iyi laf koymadımı ya
Cansu : laf koyma derken ilk cezayı aldığımız gün hatırlıyor musunuz giden tarihçiye doruk'un verdi ayarı
Defne: peki Suzan teyzeni bizi cezadan kurtarması
Hepimiz sınıfa çantalarımızı bırakıp kantine inmiştik öyle hemen olması da yavaş yavaş aramızdaki buzlar eriyodu
Mert: harika sana bir şey sormak istiyorum sabah kahvaltıda meltemin yaptı şişman imasina niye bu kadar sinilendin daha doğrusu siz kızlar bu tür konularda niye bu kadar sinirlenip tepki gösteriyor
Meltem: çünkü sizin biz oluşturduğunuz bir güzellik algısı var
Harika:bizi soktunuz kalıplar
Asiye: ve bizler de o kalıplara girmeye çalışıyoruz
Aybike: o kalıplardan daha doğrusu çıkamıyoruz çünkü
Kızların hepsi: o kalıplardan çıktığınız zaman kilomuz biraz fazla olsun veyahut güzel olmayalım toplum tarafından itilip dışlanıyoruz bu yüzden de o kalıplar dan çıkamıyoruz
Cansu: yani bir kadın dinlenebilmesi için güzel olması lazım
Kayla: üstünlük kurabilmesi için güzel ince dört dörtlük olması lazım işte o zaman dinliyorsunuz
Meriç: saçma tamamı ile bir saçmalık Sen hiç Nobel ödülü almış bir bilim insanının kilosuna baktın mı veya güzelliğine bence bu lise hayatında bazı meslekler için uydurulmuş kalıplar ama bu kapılardan çıkmak sizin elinizde neden bir kalıba sokululasıniz ki o kalıpları aşmakta o kabuklardan çıkmakta siz kadınların elinde
Tam daha konuşacaktıki bu konu üzerine zil çaldı ders felsefe idi Rabia hoca giriyodu biz sınıf a çıkıp yerlerinize oturduk tam zamanında hoca geldi
Rabia hoca: evet çocuklar bildiğiniz üzere geçen hafta arkadaşlarınızı da aşk konusunu tartışmıştık ama yeni gelen arkadaşlarınızla bu konuyu tartışmak ben şahsen yeni gelen arkadaşlarınızın Aşk tariflerini dinlemek istiyorum
Diyeceksiniz Fırat gil geleli kaç gün oluyor şöyle ki Fırat gilin gelmesinden bir hafta önce Rabia hoca doğum iznine ayrılmıştı bu yüzden de en son işlediğimiz konu aşk dı ve Fırat gili
tanımıyordu
Rabia hoca: çocuklar ben sizi tanımıyorum ben gittikten sonra gelmişsiniz ama benim için insanları tanımanın en iyi yolu onların duygularını duyguları ile ilgili düşüncelerini öğrenebilmek dir O yüzden de hepinizin aşk tarifini alacağım

Mert: hocam aşk sadece dizilerde filmlerde görünür gerçekte yoktur
Rabia hoca: yanılıyorsun sonuçta sanat da gerçeğin yansıması demekti yani aşk var var ki dizilerini filmlerini izliyoruz
Emir: hocam evet aşk var ama bence sadece şanslılara çıkan bir piyango bizde de şans yok ki şöyle güzel bir aşk yaşayalım
Demir: bence mutlu aşk yoktur hocam
Rabia hoca: Sen de Louis Aragon gibi mutlu aşk yoktur diyorsun ha sevdim bu düşünceyi en azından felsefeye ilgin var bunu anlamış olduk
Araf: hocam bence aşk Yıldırım gibidir Çakar gider
Rabia hoca: ama çaktikları da bir daha düzelmez haberin ola
Araf: düzelmek isteyen de yok ki hocam
Cansu: hocam hayata toz pembe bakmaktır onun yaptığı hataları bile görmezden gelmektir
Alev: bence aşk savaşmaktır hocam sevdiğin uğruna sonuna kadar savaşmak
Emir: bence aşk sevmektir hocam kaybetmeden korkmadan sevmek eğer seninle mutlu değilse başkalarıyla mutlu olmasını isteyecek kadar sevmek
Defne: aşk gözleri görmeyen birisine gökkuşağını anlatmaya benzer hocam yine de bir gün onu o gökkuşağını görmesinden umudu kesmemek tir
Meral: aşk hep iki kişi arasında mı yaşanır bence aşk tek kişilik de olabilir
Hatta aşık olduğumuz kişi ona karşı duygularımızın farkında bile olmayabilir
Meltem: ya da belki de farkındadır ama acı çekmekten korkuyordur
Fırat: acı çekmekten değil acı vermekten korkuyordur
Rabia hoca: doğru aşk tek kişilik de yaşana bilir arkadaşlar NAZIM HİKMET RA 'nin da dediği gibi sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı
Damla: hocam bence aşk lezzetli bir yemek gibidir ama fazla yersen mideye oturabilir
Kayla: bence hocam aşk asla vazgeçmem ekleri ölümüne sevmektir gittiğin yolda vazgeçmeler devam etmektir sonuna kadar hatta sonu uçurum olsa bile şarkıda da dediği gibi hocam aşk için ölmeli aşk ozaman aşk işte aynen böyle
Meriç: aşk acı verir hocam evet mutlu da eder ama en çok ve en derin acıyı verir
Mert: hani anlamıyordun lan sen aşk meşk dalgalarından
Meriç: laflardan anlıyorum aşkım zaafların en büyüğü ve en kötüsü kendine saygını yitiriyorsun o derece
Lan ne oluyordu herkes lafını söylerken birbirine bakıyordu en azından çoğunluk yine aşkları doğuyor ve yeni şipler
Cansu: hocam peki sizce aşk ne sizin tarifiniz ne
Rabia hoca: bence aşk yaşamak dir çocuklar

Hoca bunu söyledikten sonra zil çaldı ondan sonra gün boyu başka bir şey olmadı maraton geçti çıkışta herkes bir şeyler alıp evin yolunu tutmuştu Fırat hariç o daha sonra geleceğini söyledi
Fırat dan
Canım sıkkındı ilk dersten beri nedenini az çok anlıyorsunuz dur bu yüzden de bizimkileri daha sonra geleceğimi yürüyerek geleceğimi söyledim onlar da bir şey demedi sokakta yürürken ara sokaklardan birine girdim tamam şurada bir ses duydum ondan sonra tam yüzüme doğru gelen bir sakinleştirici ok hemen eğildim bunu nasıl yaptın bilmiyorum çok hızlı yapmıştın ondan sonra içgüdüsel olarak koşmaya başladım ama çok hızlı koşuyordum neredeyse ışık hızı kadar hızlı anlamıştım onlar o kötü adamlardan di
Xkişisi: yakalayın onu hızlı koşma gücü onda
Ne gücümü keşfetmiştim Hülya gitmem lazım da ama hemen gidemezdim onları ekmem lazımdı uzun bir süre boyunca şehrin etrafını zikzaklar çizdim en sonunda onlara ekmiş tim çok hızlı bir şekilde eğitim kampını doğru gittim oraya vardığında gücüm tükenmek üzereydi son bir güçle konuştum ve bayıldım
Fırat: galiba hem gücümü keşfettim hem de kötü adamlarla tanıştım
Bayılmadan önce duyduğun texef meltem'in Fırat diye endişeli bir şekilde bağırması oldu

UÇURUM (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin