V

1.3K 186 76
                                        

- im back to home.

Karaltı giderek ona yaklaşırken nefesini tutmuş bekliyordu. Başını kaldırıp bakmaya cesaret edememişti. Gecenin bu saati başına bir şey gelecek olsa, ölmese bile sabah Ryuguji'nin onu öldüreceğine emindi. Gece gezmelerini bırak diyen ortağına kulak asmadığına tam şu an pişman oluyordu.

"Shinichiro bu halini görse büyük ihtimalle 'Ağlaman bir şeyleri değiştirmeyecekse boşuna ağlama.' derdi."

Inui irkilerek gözlerini elleri cebinde mezar taşına yaslanmış kişiye çıkardı. Kesinlikle görmeyi beklediği biri değildi. Bedenini esir alan panik, yerini adını bilmediği bir duyguya bırakmıştı.

"Sanırım."

Sanmak? Hayır, tamamıyla doğruydu. Hatta cümle karşısındaki adam değil Shinichiro'nun sesiyle yankılanmıştı kulaklarında.

Mezarlığı terk etmek üzere yanındaki mezardan destek alarak ayağa kalkmaya çalışırken omzuna bastırılan el onu yeniden oturmaya zorladı. Uzun, ince beden karşısında dizlerinin üzerine çöktüğünde omzundaki el yavaşça yanağına çıktı. Sırf kemikten ibaret parmaklar yanaklarını sakince ıslatmaya devam eden yaşları birer birer sildi. İçinde bulunduğu durum Inui'yi rüya gördüğünü düşünmeye itmişti. Böyle acınası bir rüya gördüğü için tüm gücüyle bağırarak ağlamak istiyordu.

"Amma ağlaksın sen de, ne bu halin?"

Gülümsedikten sonra elini yanağından indirdiğinde Inui üşüdüğünü hissetti. Yanağındaki boşluktan ziyade, onu üşüten karşısındaki genç adamın soğuk, bir o kadar da kırgın olduğunu belli eden gülüşüydü.

Üzerindeki uzun ceketi çıkarıp Inui'nin omuzlarına astığında sarışının geçmişe göre daha uzun saçlarını nazikçe düzeltti. O sırada yarısını kapatan dövme gözüne çarpsa da konusunu açmaya çekindi.

"Evine bırakmamı ister misin? Üşüme daha fazla, içmişsin de."

Bırak üşüyeyim demek istedi, bunca yıldır üşüyorum zaten.

Evim yok da diyebilirdi, gel beni sahiplen.

"Kendim gidebilirim." Düşündüklerini gururuna yediremediğinden teklifi kabaca reddetti. Genç adam biraz sonra onu mezarlıkta bırakıp giderken arkasından ağlayarak bakacağına emindi. Ancak bunu onun bilmesine gerek yoktu.

"İnatçıyız hala."

Ağırlığını dizlerine vermekten yorulup Inui gibi kendini soğuk zemine bıraktı. Sırtını mezar taşına yaslarken cebinden çıkardığı sigarasını pahalı çakmağıyla oldukça zarif bir hareketle yaktı.

"Aslına bakarsan senin kadar gururlu biri değilim. Beni bilirsin, mevzu bahis adamlıksa kalkma vaktim gelmiştir. Patavatsızım da, yani Shinichiro öyle derdi. Şimdi diyorsundur bu gelmiş karşıma gecenin bu saati ne saçmalıyor. Haksız mıyım?"

Inui cevap olarak sadece başını sallamakla yetindi. Diğeriyle konuşmaya çekiniyordu

"Diyorum ki, bu gece gitmeye niyetim yok."

Diğerinin nasıl bu kadar rahat konuşabildiğini anlamıyordu. O kadar kolay elde edilebilecek biri gibi mi durduğunu sorgulamadan edemedi. "Kovarsam?"

"On yıl önceki gibi mi? Kapında yatarım. Dersimi yeterince aldım."

"Delirmişsin." Umursamaz tavırlarıyla söylediklerinin ciddiyetindeki tezat Inui'yi gülmeye zorluyordu. En komik olanıysa bu bir iki cümle için diğerini yıllarca beklemiş olmasıydı.

"Sayende."

Inui'nin parmaklarında ofisine gelen Draken'in sahip olduğu yüzüğün eşini görmemiş olması, Kokonoi'nin içinde birikenleri söyleme cesaretini doğurmuştu. Dilini çıkarıp gülümsediğinde dudakları arasından havaya karışan duman misali tüm sıkıntısı da gökyüzüne karışmış gibi hissediyordu.

"Seishu Inui."

Uzun zaman sonra bu sesten adını duymak sarışını gülümsetmeye yetmişti.

"Hajime Kokonoi."

Inui'nin en son tam adını söylediğinde oldukça ciddi olduğunu hatırladı. Şimdi sahip olduğu yumuşak tını, nostaljik bir melodi gibiydi.

"Inupi."

"Adımı mı ezberliyorsun Koko?"

Yeterince ezberimde diye düşünmeden edemedi. Çoktan Inui'yi Inui yapan her şeyi ezbere biliyordu. En çok da Inui'nin ev olduğu gerçeğini kazımıştı zihnine. Yıllar önce fark edemediği en önemli gerçeği.

"Eve döndüm Inupi."

"Hoş geldin."

İkili gülümseyerek aynı anda gökyüzüne baktığında yıldızlardan biri yavaşça kaydı. Inui bu gecenin rüya olmamasını dilerken, Kokonoi hiçbir şey dilemedi. Sonuçta uzun zaman sonra istediği her şeye sahipti. Tam anlamıyla her şeye.

* * *
⠀⠀⠀ ⠀⠀ ⠀ ⠀⠀

- neden yazdigimi bilmiyorum sadece istedim ve yazdim

her neyse tüm bolumlere okuyup oy verdiginizden emin olun, zaman akisinda karisiklik olmasin <3 by.

definition of home | kokonuiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin