gözlerimi yavaşça açtım. karşımda bir tahtta oturup alay edercesine bana bakan, pembe saçlı bir kız çocuğu vardı.bu jaonya'nın vampir kraliçesi değil mi?!
diye paniğe kapıldım. onun burada ne işi var?! ya da benim burada ne işim var?!
o sırada aklıma geldi. ben vampir kraliçesini nereden tanıyorum ki? daha önce hiç onunla ilgili bir şey duyma-
duydum mu yoksa..?
o sırada aklıma, en son hatırladıklarım tekrar geldi.
ferid bathory yaşıyor...
kraliçe bana ne yaptı..? neden ben bayıldım..?
sonra bir anda, ferid'in koparmış olması gereken kolumun yerinde durduğunu fark ettim.
bu nasıl..?-
"ya ya mika~ uyandın demek."
karşımda bana sırıtarak bakan kraliçe'ye döndüm. tedirgince sordum;
" Siz...vampir kraliçesi misiniz..?"
"aynen öyle."
"...neden buradayım..? ailem nerede..? onları tanıyor musunuz..?"
"hiçbir şey hatırlamıyor musun?"
" neyle ilgili?"
"ailenin öldürülmesiyle ilgili."
şimdiye kadar ne demeye çalıştığını anlayamamıştım ama tam şu an, hepsi aklıma tekrar geldi. ailemin acımasızca...-
tam halının, gözlerimin altındaki kısmına düşen su damlalarını fark ettim. bunlar benden geliyordu.
HEPSİ BENİM YÜZÜMDEN!! BENİM YÜZÜMDEN ONLAR!-
Tamam, yuu-chan yaşıyor...en azından o...
ama dışarıda yalnız başına...hayatta kalabildi mi..?
ne kadar süredir baygınım? yuu-chan ne zamandır yalnız başına?
kraliçe'ye döndüm. söylemenin doğru olduğundan emin değildim ama öğrenmek için ona sormam gerekiyordu.
"h-hyakuya yuuichirou adında bir insan tanıyor musunuz? ona ne olduğunu biliyor musunuz?"
"kaçan çocuktan mı bahsediyorsun?"
kafamı evet anlamında salladım.
"merak etme. onun iyi olması gerekiyor. duvarların dışındaki insanlar ona sahip çıkmışlardır. en azından anlaşmada bu vardı."
"anlaşma..? diğer insanlar..?"
heyecan ve panikle sordum
"insanlık yok olmadı mı?!"
kraliçe, hayır anlamında başını salladı.
"bu, sizi burada daha kolay tutmak için söylediğimiz bir yalandı. insanlığın yüzde onu gibi bir kısmı yaşıyor, tamamen yok olmadılar."
...sizi kan emici bozuntuları!
"ama bunu bilmende artık bir sakınca yok. ne de olsa artık insan değilsin."
ona nefretle baktım.
"...üzgünüm ama ne dediğinizi anlayamadım. ben bir insanım, bir kan emici değil."
küstahça kıkırdadı. tanrım, ne diyor bu kan emici be?!
"sen öyle san."
ardından, bir süredir var olan ama benim fark etmediğim bir boğaz kuruluğum olduğunu fark ettim. ama buna sadece boğaz kuruluğu denemezdi. hissettiğimin yanında, bu çok hafif kalıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İnsanlığa elveda
FanfictionMika'nın vampir olduktan sonraki tepkilerini, ve orada neler yaşadığının kesitlerini kafamda yazdım. Ama çok fazla bölüm yapmayacağım, sadece olsaydı güzel olurdu diyebileceğim sahneleri. Ne kadar devam ederim bilmiyorum ama en azından 3-4 bölüm yap...