Kabullenişe ilk adım

38 4 0
                                    

kapının kolunu yavaşça indirdim ve içeriye girdim.

her şey bıraktığımız gibiydi. sanki kimse ölmemiş, sanki bunca şey olmamış gibiydi. bugün olanları unutup yarın sabah tekrar buraya gelsem, hiçbir şey olmamış gibi çocuklar uyanmadan önce kahvaltıyı hazırlamaya çalışırdım.

onlar...artık dünyada var olmasalar bile...kalıntıların bu kadar aynı olması sinirimi bozmuştu. kendime olan öfkemi katbekat arttırmıştı. son birkaç saattir kendime, daha önce hiç olmadığı kadar nefret doluydum.

herkes benim yüzümden ölmüştü. gerçek ailemi kendi ellerimle öldürtmüştüm. bu da yetmezmiş gibi, hala hayattayım. onlar değil, ben hayattayım. hiçbir suçu olmayanlar şu an hayatta değilken, benim gibi kahrolası bir aile katili niye hayattaydı?! ben bunu bile hak etmiyorum! bir vampir olarak bile olsa, yaşamaya hakkım yok ki!

Aslında evet...hak ettiğim şey galiba tam olarak bu. Ailemin ölümünü kendi gözlerimle görmek ve insanlardan beslenen, duygusuz bir kan emici canavara dönüşmek...

Ama yine de...yuu-chan'ı yalnız bırakamam...her ne kadar onun yaşadığımdan haberi bile olmasa, yine de onu bırakamam.

ama bu...

...tamam, yeter bu kadar. kendini toparla mika.

başımı yerden kaldırdım ve yine etrafa baktım.

gözüme ilk önce, çocukların çizdiği resimler çarptı. sağ köşede duran tahta sandığı alıp, resimleri onun içine doldurmaya başladım.

Hepsi de rengarenkti ve çizdikleri herkes gülümsüyordu...böyle bir hayatta bile her biri umut doluydu...bize güveniyorlardı...kurtulacağımıza inanıyorlardı...yuu-chan'ın o imkânsız laflarına gerçekten inanıyorlardı...

Her ne kadar ben fark etmemiş olsam da, yüzümde hüzünlü bir tebessüm belirmişti. Ama bunları düşünecek kadar vaktim yok, hızlıca toparlamalıyım.

resimleri koymayı bitirince yine etrafa baktım.

yanıma alabileceğim başka bir şey var mı ki?

hepimizin sadece birer kıyafeti vardı. yastık ve yorganları da muhtemelen yeni gelenler kullanacak. o zaman...

sanırım bu kadar...

bunun için bir sandığa gerek var mı?

diye düşünüp sandığa baktım.

bunu sürekli yanımda taşıyamam. belki daha küçük bir şeye koyarsam...-

o sırada, gözüme bir mektup zarfı takıldı. içine baktığımda herhangi bir kağıt görmedim.

biraz daha dikkatli bakınca, içinde meyve tohumları olduğunu gördüm. benim kanım karşılığımda aldığım meyvelerin çekirdekleri.

bunu niye saklamışlar ki?

...doğru ya...Akane-chan tohumlardan bitkiler oluştuğunu okumuştu. ondan etkilenip toprak bulduklarında ekmek için saklamış olmalılar...

...

...tamam, artık bunu düşünmenin bir anlamı yok. sadece yuu-chan'a odaklanmalıyım...

...bunları eksem...

...en azından bir anısı olacak...

resimleri zarfa koydum ve içindeki meyve çekirdeklerini çıkardım. etrafıma son bir kez baktım. tam çıkacakken aklıma, o gün yedikleri köri geldi.

acaba hala kalmış mıdır..?

buzdolabını açtım ve...evet, benim payım hala orada.
(Bunu mangaya göre yazıyorum, animede  yemişti ama mangada yemedi.)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 11, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İnsanlığa elvedaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin