Bölüm 1: Kozmik Galaksi'nin Yıldızları

52 9 3
                                    

"Hepimiz kozmik galaksinin yıldızlarıyız."

İpek'in ölümü hepimizi parçalamıştı. 1 yıl önce dün ölmüştü İpek. Bugün ise doğum günüydü. Doğum gününü kutlama planları içerisindeyken ölüm haberini almamızla hepimiz yıkılmışık. İpek... İpek Yıldız... Dün ölümünün 1. yılıydı. 1 yılımız geçmişti bile onsuzken. Kaybetmiştik İpek'imizi. Belki kasıtlıydı, belki de kaza. Bu arada, merhaba ben Hilal. Hilal Şeker. Şu koltukta oturup ağlayanlar ise Kozmik Galaksi grubumuzun değerli yıldızları "Saadet, Şevval, Gülvera, Nisa, Elanur, Rümeysa, Ayşegül, Zehra" İpek'imiz öldükten sonra grubumuz dağılmıştı. Sonra birşeyler oldu ve bir aradayız işte. Bizde kendimize İpek'imizin soyadı "Yıldız" demeye karar verdik. Hepimiz kozmik galaksinin yıldızlarıyız. Kızların hıçkırıklarının yankılanmasını bölen ses bana aitti:
" Kızlar hadi gelin yemek yiyelim. İki gündür ağlıyorsunuz. İpek halinizi görseydi-"
İpek dememle iyice ağlamaya başlamışlardı. Evet iki gündür ağlıyorlardı. Ölüm günü ve doğum günü peşpeşe olunca...
Düşündüğüm şey gözlerimi doldurmaya yetmişti. Ben neden mi ağlamıyorum. Çok ağlayan birisi değilim ağlarsam sadece sinirlenince ağlıyorum ve dün çok fazla ağladım. Her neyse kızları bir şekilde ikna ettim ve yemek yemeye indik. Bir tost ve meyve suyu aldık. Yedik ve yukarı çıktık. Sakarya'nın bir yatılı lisesinde kalıyorduk, zaten burada tanışıp grubumuzu oluşturmuştuk. İpek'imiz sonradan bize katılmıştı. Hepimizden ay olarak küçüktü İpek. Gözbebeğimiz olmuştu resmen. 8 Haziran 2003 yılında doğmuş, 7 Haziran 2020 yılında da ölmüştü İpek. Yaşasaydı tam 18 yaşında olucaktı. Biz ise çoktan 18 olmuştuk. Ama hep 17 yaşında olmayı hayal ederdi İpek. Olamadan ölmüştü. Buruk bir gülümseme ile geçmişi düşünmeye başladım:
" Hey kızlar haydi gelin film başlıyor!" diyen ses Ayşegül'e aitti. Televizyon karşısına geçtik ve film başladı. Ama kenarda +17 yazısını görmemle hafiften sırıtarak İpek'e ;
" Ama +17 yazıyo İpek'ciğim olmadı böyle, hadi değiştir Ayşegül." herkes kahkaha atıyordu İpek dahil. Daha sonra konuştu İpek:
" 1 ay kaldı 17 yaşına girmeme ya zaten!" dedi hafiften çıkışarak. Herkes gülmeye başladığı sırada İpek böldü gülmelerini:
" Bir 17 yaşıma gireyim görürsünüz siz!"

Burukça gülümsedim. 1 ay kalmıştı 17 yaşına girmesine ama ölümüne 29 gün kalmıştı meğer, kim bilirdi ki. Kızlar artık ağlayamıyordu. Burukça ve hafifçe gülmeye başladılar. Dün mezarına gitmiştik İpek'in. Akşamına ise rüyamda İpek'i gördüm. Ama kızlar zaten üzgünlerdi. Onlara iyi olduklarında anlatıcam. Ama bu rüya çok değişik ve korkunçtu. İpek mezarının yanında dövülmüş ve kanlı bir şekilde "yardım et!" diye fısıldıyordu. Aklıma çok fazla şey geldi ama bunu kızlara anlatınca yorumlamayı planlıyorum. Her neyse şuanda saat 19.37 yemek saati bu yüzden kızları yemeğe götürdüm. Artık toparlandılar. Yemeğe indik yemek yiyorduk bir anons sesi duyduk:
" Çocuklar bugün farklı program olduğu için bugün akşam dersi yoktur."
Ardından Zehra'nın sesi geldi:
" Uyuyacam ben biriniz yüzünden uyanırsam şikayet ederim."
Hepimiz aynı anda göz devirdik her zamanki Zehra diye düşündüm. Ordan Elanur atladı:
"Görürüz cnm."
Şuanda hepimizin kaldığı odaya doğru ilerliyoruz. Ben hala rüyam yüzünden değişik hissediyorum. Gerçi herkes öyle ama daha fazla üzülmüyorlar artık. Yukarı çıkınca rüyamı anlatmayı aklıma yazdım. Neyse yatakhaneye çıktık ve Şevval'in aklına bir fikir geldi bayadır yapmıyorduk dolapların önüne 4 tane yatak koyup dolaptan atlamak. Kimse birşey yapmak istemiyordu ama kafa dağıtmak için yaptık benim atlama sıramdı. Ama ben arkamda İpek'i kanlı haliyle gördüm. Arkamdan ittiriyordu. İpek'in çığlıkları odayı sardı. Gözüm karardı ve gerisini hatırlamıyorum.
Merhaba ben Saadet. Saadet Genç. Hilal'in atlaması çok korkunçtu. Sanki arkasından biri ittiriyordu. Bunu kızlara söyleyince sen kafayı sıyırmışsın dediler ama görmüştüm biri zorla ittiriyor gibiydi. Neyse hastanedeyiz hocalar çığlıklarımıza gelip Hilal'in bayıldığını görüp kızmamışlardı bile hemen hastaneye götürmüşlerdi. Bizim gelmemize izin yoktu ama tabiki kaçıp geldik. Kızlar ağlıyor ama benim gözyaşım kalmadı. Şevval kendini suçluyor. "Neden oynayalım dedim ki" diyor. İnşaallah kafasını kırmaz. O sırada doktor geldi.
"Heh doktor geldi susun da dinleyin."
Doktor konuşmaya başladı:
"Hastanın durumu... İyi. Ama sanırım başka bir sorunu var. Şuan olmamış ama kafatası hasar almış. Bu hasar baya büyümüş zamanla da büyüyecek ama çok büyürse...

Zehra atladı:
Ne olur ya ölücek mi?

Doktor: Hemen ölmez ama sıkıntılı bir durum.

Ayşegül: Bir çözümü yok mu?

Nisa: Hilal olsa susun da doktoru dinleyin derdi.

Rümeysa yüksek sesle ağlamaya başladı. Bende ağlıyorum biter mi gözyaşlarım...

Ela'nın sesi duyuldu:
"Ya susun da dinleyin!"

Doktor: "Çözümü var ama çok pahalı bunu ailesine söylemeliyiz."

Hepimiz ağlıyoruz şuan Hilal'in anne-babasının olmadığını bilmiyor doktor. Ona dedesi bakıyor ama dedesinin kendi ilaçlarına parası yetmiyor. Zaten Hilal çok zeki bir kızmış. Özel bir liseyi %90 bursla kazanmış ama dedesi %10'unu bile ödeyememiş ve bizimle bu boktan liseye düşmüş. Keşke hiç gelmeseydi tanışmasaydık bu halde olmazdı. Bu arada doktor bu hasarın bugün oluştuğunu dedesine söylerken duymuştum ama kimseye söyleyemem. Kızlar iyice üzülür. Dedesi sadece başını eğdi. Yapacak bir şeyi yoktu ve haklıydı. Artık yaşlanmıştı. Para kazanamıyordu. Paranın 10.000 TL olduğunu duydum ama bu parayı kimse ödeyemezdi. İşe gireriz ama kısa sürede toplayamayız. Öf ne yapıcaz diye düşündüm. O sırada doktor geldi:
"Hastayı görebilirsiniz." dedi. İlk önce dedesi girdi 10-15 dakika boyunca konuştular ve çıktı. Sonra biz girdik. Hepimiz bir anda sarıldık. Anlamasın diye ağlamamaya çalışıyoruz. Hilal şaka yaptı:
"Sizin güzelliğinize bayıldım."
Şaka maka anlatmaya başladı. İpek'i rüyasında o şekilde görmesi ve aynı şekilde onu ittirmesi kanımızı dondurmuştu. Bu ses nereden geliyor. Ayşegül'ün telefonu çalıyordu. Açtı ve konuşmaya başladı. Gülüyordu. Bu durumda nasıl gülebilirdi? Konuşmayı bitirdi ne oldu diye sorduk. Dedesinden 70.000 TL miras kalmış. "Hilal'i ben ameliyat ettircem. YAŞASIN!" diye bağırdı. Hilal'e anlattık. Çok mutlu oldu. Onun hastalığını çözmek için taşınacağımız ev için kullanacağımız parayı kullacaktık. Ayşegül'de 10.000 TL ile kalan payını çok kolay bir şekilde tamamlamış olacaktı.

KOZMİK GALAKSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin