2. Bölüm

89 6 258
                                    

Yixing 'den

Sabah olmuş ve uyanmıştım. Yastığımın altından telefonumu alıp bildirimlere göz attım.

Bildirimlerden biri ilgimi çekti takip isteği idi. Bildirimin üstüne bastım ve kimin takip ettiğine bakmaya çalıştım.

Uykudan yeni uyandığımdan olsa gerek yazıları bulanık görüyordum daha net görmek için gözlerimi ovalarken aklıma gelen şeyle hızla ayağı kalktım.

Bugün muhteşem, yakışıklı, sevgilim Junmyeon'un gelecekte alacağı okuluna geç kalıyorum. Hemen duşa girdim ve üzerime bir şey geçirerek kendimi evden dışarıya attım.

Kapının azında jilet gibi bir araba durması beklediklerim arasında değildi şimdi siz aptallar arabanın Junmyeon'un olduğunu söyleyeceksiniz

Açık söylemek gerekirse bende ilk önce yeni aldığı arabasıdır diye düşünüp dibine girdim "ne yapıyorsun lan? Yala birde istersen" arabanın içinden çıkan Tao'yu da beklemiyordum tabi "çaldın mı lan bunu?"

"Luhan kadar olmasa da bizde dilenerek bir şeyler alıyoruz işte" "ha?  babanın ayağını mı yaladın lan?" "iğrenç, şaka yaptım babam ehliyet aldım diye aldı ehe"

"Senin ehliyetin mi var?" "söylemedim mi? geçen gün aldım siz sürekli geç kalınınca ehliyet alıyım da yürüyerek gelmeyin diye" "vay sen bizi düşünür müydün ya?" "düşünüyorum tabi ki ama acele etmesen geç kalacağız"

Tao'nun lafıyla hemen arabaya atladım "hadi gidelim bebeğim" "geliyorum aşkım bekle" biz genelde Tao ve Luhan ile daha yakınız çünkü biz birbirimiz ile ortaokulda tanıştık diğerleri ile de lisede tanıştık

Nasıl tanıştığımızı başka biri anlatır artık neyse. Biran Tao'nun ehliyet alıp almadığını düşündüm çünkü hız kurallarına uymuyordu ama sonra babasının ona ehliyetsiz araba vermeyeceğini fark ettim.

Tao'nun birden kornaya basmasıyla yerimden sıçradım "korktun mu lan keltoş?" arabanın kapısı açılır açılmaz demişti Baekhyun "he valla" biraz sesizlik oldu "şuradan Luhan'ı da alıyım kesin uyanmadı o" Tao'nun demesiyle Baekhyun atladı "sen beni niye aldın abi ölsen almasın sen beni arabaya"

"Hep geç kalıyorsunuz amına koyum! Bende dedim ki kursa gidiyorum bari bu mallar için gidiyim yaptığınız şey okula 15 dakika kala uyanmak koşarak birbirinizi almak oradan da otobüse gitmek"

"valla babamlar özel şoförde almıyorlar babamın dediği şey" para israfı Baekhyun otobüsle ne yaparsan yap" bunu her dediğinde daha da sinir oluyorum ya"

"Aynen zengin miyim fakir mi bazen anlamıyorum eve bakınca yok zenginim zengin diye kendimi teselli ediyorum" hepimiz şikayetlerimizi birbirimize anlatırken arka koltuğun kapısı açıldı ve içeri girdi

"Naber  yakışıklılar bu akşam odama uğramak isteyen var mı?" luhan'ın her zaman ki haliydi bu tao'da buna alışık olduğundan "olur bebek saat kaçta gel iyim?" "akşam yemeğini saat 7de yiyeceğiz ona göre gel" "o zaman saat 6da görüşürüz" "okey" sonunda susan ikili ile derin bir nefes alıp kafamı cama yasladım

"geldik hadi. ininde  bende arabayı park ededeyim" tao'nun sesini duyunca başımı camdan kaldırdım ve kapıyı açtım "tamam" dedikten sonra okulu incelemeye başladım bizim diğer okulumuzun aksine kocamandı.

kocaman bir futbol sahası ve kamelyaların olduğu bir bahçesi vardı içeriyi henüz görmedim ama içinin de dışı gibi çok hoş olduğuna eminim kapıda gördüğüm junmyeon ile daha da emin oldu

"seninki kapının önünde ne düşünüyorsun" luhan'ın sesi ile ona baktım ve "üstüne atlayıp onu öpmek istiyorum" "açık konuşmak gerekirse bende şuradaki çocuğun üstüne atlamak istiyorum"

baekhyun'un gösterdiği yere baktığımda uzun boylu kırmızı saçlı biri vardı. Hafiften gülümsedim ve oraya doğru ilerledim.

"yixing?" junmyeon'un sesini duyunca olduğum yerde kaldım "efendim juncum" "burda ne yapıyorsun?" "inanır mısın geçen bir şurada gördüğün arkadaşım yüzünden okuldan atıldık ve buraya geldik."

Baekhyun onu gösterdiğim için ne var gibisinden kafasını salladı bende ona yaptığın bokları anlatıyorum bakışı attım

"isterseniz size okulu gezdire biliriz" "ama suho bi-" sivri çeneli çocuğun seslenmesi ile ona baktım fakat junmyeon onu duymuyormuş gibi yaparak "kaç kişisiniz?" bahçeye baktım ve baek ile luhanın yanında xiumin, kyungsoo ve taoyu görünce

"6 kişiyiz" "oh bizde 6 kişiyiz o zaman ayrılalım dersin başlamasına daha 1 saat var" aklıma gelen fikirle gülümsedim "olur" ehe sonunda junmyeonla yalnız kalıcam "çocuklar buraya gelin!" ben bağrınca hepsi buraya geldi "arkadaşlar bize gezdirecek size uyar mı?" hepsi olur dercesine kafasını salladı 

junmyeon ilgiyi üzerine çekmek için öksürür gibi yaptı "merhaba ben junmyeon bu yanımdaki sırık chanyeol sivri çene olan sehun kara olan jongin onun yanındaki jongdae ve en uzun olanda yifan"

"bende yixing sağımdaki baekhyun solumdaki xiumin, xiunun yanındaki tao onun yanındaki de luhan büyük gözlü olanda kyungsoo"

"o zaman biz beraber gidelim yixing, onlarda aralarında  kararlaştırırlar" "tamam o zaman" lan ne oluyo bana çok heyecanlandım şuan boş sınıflardan birine junmyeon'u atmak fikri çık içimden ya da niye çıkıyoki derken birden kolumdan çekildim

aha junmyeon ırzıma geçecek hazırım yap bana istediğini. Bana yaklaşmaya başlayınca gözlerimi kapattım dudağımın üzerinde hissettiğim baskıyla ayaklarımın bağı çözülecekmiş gibi junmyeon'a daha da sıkı sarıldım dudağımı ısırmasıyla kendime geldim ve ona karşılık verdim

bundan cesaret almış olacak ki öpücüğü daha da derinleştirdi nefesimiz kesilince benden ayrıldı derin derin nefesler alırken konuştu "yixing seni gördüğüm ilk günden beri çok seviyorum o tavşanlı pijamanın içinde o kadar tatlıydın ki zaten aşık olmamak elde değil ama eğer sen beni sevmiyor-" dudaklarımı dudakların bastırdım geri çekildim ve "seni seviyorum junmyeon hem de delice"

tekrar öpüşmeye başladık bu sefer daha da sert öptüğünden hızına yetişemiyordum beni yavaş yavaş sıralardan birine yerleştirdi üzerime çıktı ve tişörtümü çıkarıp boyumu öpmeye başladı tam aşağılara doğru inerken birden kapı açıldı 

"burasıda boş sınıflardan biri işte ne diye inatlaşıyor-" içeri luhan ve sehun girer girmez kendimi sıradan aşağı attım "OOO hayırlı işler jun ilk günden çocuğu götürüyorsun" luhana baktığımda bana şaşkınlıkla bakıyordu tam yanına gidecekken junmyeon beni dudurdu ve kulağıma fısıldadı "üzerini giyin sevgilim"

sevgilim! ay kalp krizi geçiricem şimdi kapıya doğru adımladı ve sehuna bakarak "hadi gidelim sehun" sehunda sırıtarak "tamam suho" dedi  ve çıktılar luhan bana kınar gibi baktı ve "bunu dışarıda konuşucaz" dedi biliyorum başım belada ama şuan hiç bir şey umurum da değil çünkü jun bana sevgilim dediiii

evet bölüm sonu ama hiç içime sinmedi neyse iyi geceler 
edaegmen

lise aşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin