Dönüm noktası

Gönül İşleri

Gençlik döneminin en tiksindirici işidir Gönül İşi.Ergenlik dönemini yaşayan onca farklı kişilik ama hepsinin merak ettiği tek şey ''Aşk''.Kimine göre ''Aşk'' sadece kızlarda olan erkeklerin ise elinde oyuncak olan bir duygu kimine göre ise kocaman bir labirentin içinde kaybolmak kör olmak hiçbirşeyi görememek.Herkesin kendine göre tanımı var ama ne fayda.Gerçekten hangi tanım karşılayabilir ki bu duyguyu.Gönül işlerinin başında aslında hoşlantı vardır.Çoğumuz aşk zannederiz ama ikisi pekde aynı aynı şey değildir.Daha o çocukluk döneminde gelen bu iğrenç duygu aslında bizi mest eder.İşin garip tarafı ergenlik döneminde farklı oyunlar dönmesidir.Gönül işleri adı altında ne oyunlar vardır.Herkesin duygusuzca ''Facebook'' ve ''Whatsapp'' adı altında konuşmaları ve birbirlerini görmediği halde sadece en fazla seslerini duyarak sevdiğini sanmaları buna en büyük örnekdir.İnsanların arkadaşlarını başkalarına ayarlamaya çalışıp bocalamaları ise ayrı gariptir.Ama en güzel oyun ise aşkla tanışmadır.Ergenlik döneminde iki tür aşk vardır.Birincisi tanımadığın insanın bi bakışına bi gülüşüne sesine gözlerine vurulursun ikincisi ise yaralandığında hep yanında olan seni önemseyen o bakışlarıyla sözleriyle iyi hissetmeni sağlayan insanadır.Genellikle birincisi olur ve en kötüsüde birinci olaydır.İlk evrelerinde aptal bi mutluluk veren bu duygu zamanla acıya dönüşür.Onla konuşmak herşeyin olmasını istersin ama pek kolay değildir.Ulaşsan bile onun seni nasıl gördüğü vardır bi de.İlk gördüğünde düştüğün bu duygu seni her maceraya atar onla konuşmak için her haltı yersin.2,5 saatlik yolu yürümek bir grup insandan dayak yemek soğukda beklemek daha neler neler ... Kimisi elde eder fırsatı ve ilişkisi başlar.Ergenlik döneminin verdiği o salak edayla ilişkiyi sadece ''Aşkım Bitanem vb.'' kelimelerle konuşma zannederler.Duygularını ifade edemezler hep içlerinde saklıdır sevsede diyemez sevmese kırılır diye söyleyemez.Aslında duyguları ufak olaylarla ortaya çıkar.En basitinden kıskançlık kızların en çok takıtğı şeydir.Saatlerce bi trip soğuk konuşma seni kıskanıyorum diyememek bundan bitanesidir.Erkeklerde ise durum bambaşkadır.Bi sinir bi dövme isteği bi şiddete yönelmek.Ama asıl duygular hep en kötü olaydan sonra anlaşılır o da ayrılma faslıdır.İlla ki iki kişiden biri üzülür.Kalbinin içinde yanan bir şey olduğunu hisseder o acıyla herşeye atarlanır hayatdan umudunu keser sadece bir olayla.Zamanla unutulur gider ama izleri kalır hep.Gece yarısı ağlamalar melankolik şarkılarla kafa bulmalar alkol ve sigara kullanımı of ulan of... İntihara kadar gider bu hal ama ne fayda olan olmuştur.Belkide insanın en hareketli döneminde bu kadar saçma olaylarla malca şeyler yapması hayatın bir oyunudur bilemeyiz.Televiyonda ki film ve dizilerde görülen ilişkilere özenip bu tür salakca vakalar yaşamak ayrı bi ironi aslında.Ne garip dönemden geçiyor be insan.Bu dönemde ne halt yediğin hiç belli olmuyor.Kalp mi beyin mi savaşı var hep.Duyguların ve düşüncelerin esiri oluyorsun ama en hareketli ve zevkli yaşamınıda böyle olaylarla anlıyorsun ne garip değil mi ?