uyarı! bu fic; olumsuz davranışlar,yetişkin içerik ve argo içerir...
Now it's three in the morning and I'm trying to change your mind
Left you multiple missed calls and to my message, you reply
Why'd you only call me when you're high?🍺
sadece ay ışığının çalışma masasının küçük bir kısmını aydınlattığı basık, karanlık bir oda. gözleri kapalı fakat zihni o kadar açık ki hiç olmayacak şeyleri düşünebiliyor. normalde asla düşünmeyeceği şeyleri uyuması gerekirken düşünmesi de ayrı bir komik onun için.
'ikiyi dört geçiyor.' diye söylendikten sonra ayağa kalkar kalkmaz çalan alarmıyla yine zamanlamasının harika olduğunu düşündü. saat ikiyi beş geçe çalan alarmını kapattıktan sonra karanlık odadan çıkıp dar koridorda yürüdü.
salonun önünden geçerken gözüne çarpan gölgeyle kaşlarını çattı. yavaşça geriye doğru adım attı ve gölgeye dikkatlice baktı; ne olduğunu anlaması da uzun sürmemişti zaten. cesaretini topladığı an başını geçirip sandalyeyi ayaklarının altından atacağı; tavana asılan ip duruyordu.
eski püskü mutfağına girip masasının üstünde, üç gündür adam akıllı yemek yemediği için dün akşam iştahla yediği pizzaların kutusu ve üstüne afiyetle içtiği boş bira şişesi duruyordu. toplama zahmetinde bulunmadan küçük dolabı açtı ve bir kutu ilaç çıkardı.
bütün ilaçlarından eline döktü. ''bir, iki, üç, dört ve beş.'' emin olduktan sonra ağzına attı ve koca bir bardak suyu kafasına dikti. ilaçlar boğazından zorla geçerken yüzünü buruşturmuştu. geceden kalma bir dilim pizzadan küçük bir ısırık aldı ve hızlıca yutup odasına geri döndü.
şimdi gecesinin tamamlanması için tek eksik bir olay vardı, o da yaklaşık iki dakika sonra yaşanacaktı. sarı saçlarını bileğindeki tokayla topladıktan sonra derin bir nefes aldı. camı açıp içeri hava girmesini sağlarken aralık ayının sert rüzgarı evin içinden bile hissedilmişti. tüyleri hafifçe dirilirken ensesinden biri üflermiş gibi yavaşça titredi ve hemen ardından telefonu çaldı. boğazını temizledikten sonra hızlıca telefonunu açtı ve kulağına götürüp yatağına yattı.
''uyuyor muydun?'' dedi karşıdaki ses. ''hayır.'' diye yanıtladı hızlıca. ''sen ne yapıyorsun evde misin?'' diye ekledi. ne yaptığını biliyordu, evde olmadığını da biliyordu fakat onun sesini biraz daha duymak için cevabını bildiği her soruyu sormaya hazırdı.
''evde değilim.'' dedi, sesinde sarhoşluğun izleri vardı.
burun çekme sesi ve ardından derince alınan nefes.
ağlıyordu telefonun karşısındaki ses.
''neden ağlıyorsun yine seni üzecek bir şey mi yaptı sevdiğin kişi?'' dedi ve cümlesini kurarken kalbinin acımasını görmezden geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
12345 / hyunchan ✔️
Fanfictionson kez; bir,iki,üç,dört ve beş..... hwang hyunjin! christopher bang -angst!-